''Demirel, sağ muhafazakar düşünceye sahipti. Farklı dünya görüşlerinden insanların da saygısını kazandı. Nefret dili kullanmadı. Hep hukukun üstünlüğünü savundu. Anayasa ve kanunlara bağlıydı.''
Ali Emir Pakkan / samanyoluhaber.com
17 Haziran 2015’te vefat ettiğinde 91 yaşındaydı. Ülke siyasetinde 40 yılı aşkındır vardı. Ama başbakan ama Cumhurbaşkanı ama ana muhalefet lideriydi. Bazen yasaklıydı, bir süre Zincirbozan’da ikamete mecbur tutuldu.
Süleyman Demirel’den bahsediyorum.
Ankara’dayken biyografisini çalışmaya başlamıştım. Doğduğu Isparta İslamköy’e kadar gittim. Yakın dostları ile görüşüyordum. Ancak çalışmam yarım kaldı; çünkü siyasete haramiler girmiş, her şeyi ve siyasetteki bütün teamülleri alt üst ediyorlardı.
Süleyman Demirel, 27 Mayısçıların katlettiği Adnan Menderes’in bayrağını devraldı. Ragıp Gümüşpala’dan sonra AP genel başkanlığına seçildi. 40 yaşında Başbakan oldu. 7 defa bu koltuğa oturdu.
İstanbul Teknik Üniversitesi’nde Turgut Özal ve Necmettin Erbakan ile arkadaştı. Siyasette yolları hep kesişti. Ülkeye birlikte hizmet ettiler.
Demirel, Çoban Sülü'ydü, Morrison Süleyman'dı, Barajlar Kralıydı.
1964 ve 1969’daki seçim zaferleri ile gücünün zirvesine çıktı.
Olağanüstü dönemlerdeki politikaları eleştiriye açıktı.
12 Mart’ta ( 1971) muhtıra yeyince istifa etmiş, 1980’de darbeye muhatap kalmıştı. “11 Eylül’de akan kan 12 Eylül’de nasıl durdu?” sorusu hala cevap bulmadı. (Eğer bulsaydı 15 Temmuz olmazdı)
28 Şubat’ta Çankaya’daydı. Askerlerle birlikte süreci yönetti. Refahyol hükümeti istifa etti. Görevi Çiller’e vermedi.
Demirel, sağ muhafazakar düşünceye sahipti. Farklı dünya görüşlerinden insanların da saygısını kazandı. Nefret dili kullanmadı.
Hep hukukun üstünlüğünü savundu.
Anayasa ve kanunlara bağlıydı.
Hizmet hareketinin özellikle yurtdışındaki okullarına sahip çıktı. Gülen’e saygı duydu. Cumhurbaşkanlığı döneminde yabancı ülke başkanlarına referans mektupları yazarak hizmet hareketine desteğini gösterdi.
Siyaseti zirvede bıraktı.
Demirel, ülkede parlamenter, demokratik rejimin oturması için büyük mücadeleler verdi. Siyasi tarihin her sayfasında adı yazıyor.
Ne yazık ki; siyasal İslamcıların iktidarında, bu demokratik kazanımlar sıfırlanıyor.
Türkiye otoriter rejime kaydı.
Anayasa askıya alındı, hukuk bitti.
Sandık artık göstermelik.
Demirelli yılların çok gerisine düştü ülke...