Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Şırnak'ta bir cenazenin sürüklenmesi iddialarıyla ilgili konuştu. Demirtaş, "İçişleri Bakanı'nda haysiyet olsa, onur olsa bugün istifa ederdi, zaten seçilmiş biri değil. İstifa eder, en azından böyle bir vahşet uygulamasına tepki koyardı. Bunlarda o onur namına bir şey yok. Hükümette bu yok, Başbakanda bu yok." dedi.

Frankfurt'tan İstanbul'a gelen Selahattin Demirtaş, Atatürk Havalimanı'nda basın mensuplarının sorularını cevapladı. Şırnak'ta bir cenazenin yerde sürüklenmesine değinen Demirtaş, hükümeti ve İçişleri Bakanı'nı eleştirdi. Demirtaş, konuyla ilgili şunları söyledi: "İnsanlık dışı bir olay. İnsanlığın bu kadar ayaklar altına alınması, yerlerde sürünmesi gerçekten vahşet boyutunda. Başbakan'ın açıklamaları da tatmin edici olmaktan çok uzak. Neredeyse yerde sürüklenen kişiyi suçlayan ifadelerle başlayan bir cümle kurması ayrıca bir utançtır. O sadece kameraya yansıyan bir vaka. Orada her gün aşağı yukarı benzer olaylar, vakalar yaşanıyor. Ölüye onu yapanların diriye neler yapabileceğini siz düşünün. Ben burada bütün güvenlik güçleri böyledir, bu uygulamaları yapıyor demiyorum. Aşağı yukarı uygulamaları budur. Yıllardır böyledir. Sadece Türkiye'nin batısı bundan haberdar değil. Şimdi görüntüler sadece ortaya çıktı. Bunu nasıl örtbas edeceklerdi. İki müfettiş göndermişler oraya. İçişleri Bakanı'nda haysiyet olsa, onur olsa bugün istifa ederdi zaten seçilmiş biri değil. İstifa eden en azından böyle bir vahşet uygulamasına tepki koyardı. Bunlarda o onur namına bir şey yok. Hükümette bu yok, Başbakan'da bu yok."

'HEPSİNİN HESABI SORULACAK'

"Bunları unutmayacağız." diyen Demirtaş, "Hepsinin hukuk çerçevesinde gün gelecek hesabı sorulacak. 1 Kasım'da sandıklar kurulacak, 2 Kasım'da AKP bakalım ne olacak? Ondan sonra bu ülkenin hakimi, savcısı biraz daha cesaretlenip, bütün bu suçları işleyenlere karşı etkili soruşturmalar yürütecek. Biz de bunların hepsinin takipçisi olacağız." ifadelerini kullandı.

'TÜRKİYE KAMUOYU BİRAZ DAHA VİCDANLA BAKMALI'

Türkiye kamuoyunun yaşananlara daha vicdanlı yaklaşmasını isteyen Demirtaş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Ama maalesef görünen o ki özellikle AKP yandaşı medya, bugün gazeteleri açın bakın insanlığın yerde sürüklenmesi ile ilgili tek bir haber göremezsiniz. Bu maalesef Türkiye toplumunun isyan etmesi gereken bir durumdur. Başka nerede birlikte yaşamı savunacağız? Ben HDP'nin Eş Genel Başkanıyım ve bu partinin Eş Genel Başkanı olduğum günden beri birlikte yaşamı, kardeşliği huzuru savunuyorum. Bütün arkadaşlarımla birlikte bunu yapmaya çalışıyorum. İnsanlığın yerde sürüklendiği noktada, Türkiye'nin batısı bütün bunlara karşı sessiz kalırsa, bütün bunlar olağanmış gibi davranırsa kardeşliği hangi noktada sağlayacağız? Bugün ben gidip Şırnak'ta bütün Türkiye'de kardeşçe yaşayacağız dediğimde oradaki insanlar yüzüme bakarken şüphe ile bakacaklar. Buyursun Bahçeli, buyursun Davutoğlu Şırnak'ta kardeşliği anlatsın bakalım. O caddelerde cenazelerin sürüklendiği yerlerde insanlara anlatsın kardeşliği, hep biz mi anlatacağız? Hep biz mi bir arada yaşamın, eşitliğin, kardeşliğin, adaletin güzel olduğunu anlatacağız? Buyursunlar bu işkenceyi yapan bu zalimane davranışları savunanlar ibraz da gitsinler kendileri anlatsın. Çok merak ediyorum, Bahçeli gidip Şırnak'ta milletin birliğinden beraberliğinden söz etsin bakalım. Neyi anlatacak? Yıllardır biz anlatıyoruz, biraz da onlar anlatsınlar."

ANAYASA'DA ZATEN YSK'YA VERİLMİŞ BÖYLE BİR YETKİ YOK

Yüksek Seçim Kurulu'nun (YSK), sandıkların taşınması taleplerini oy çokluğuyla reddetmesiyle ilgili de konuşan Demirtaş, Anayasa'da zaten YSK'ya verilmiş böyle bir yetkinin olmadığını belirtti. Seçim güvenliğini, sandık güvenliğini sağlamanın öncelikli olarak partilerin görevi olduğunu dile getiren Demirtaş, sözlerini şöyle tamamladı: "Bir her hâlükârda Türkiye'deki bütün sandıklarda parti yetkililerimizle birlikte sandık müşahit ve sandık kurulu üyelerimizle birlikte sandık güvenliğini sağlayacağız. Diğer partilerde bu konuda katkı sunarsa hiç kimsenin kaygısı olmaz diye düşünüyorum."

CİHAN