Demirtaş, Mardin'den barış çağrısı yaptı

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, "Başbakan'a sesleniyorum; ortaya çıkacak tablo yani Cizre'de o binalarda ortaya çıkacak tablo hiç bir şekilde geri dönülmeyecek bir köprü yıkılmasına yol açabilir. Müzakereden, diyalogdan, çözümden bahsetmenin imkânı bile kalmayabilir. Durum bu kadar vahim ve bu kadar ciddidir." dedi.

HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Mardin Büyükşehir Belediye Başkanlığı meclis toplantı salonunda düzenlediği basın toplantısında, hükümete sert sözlerle yüklendi. Halkın, gelecek çağrılara karşı hassasiyet oluşturmasını istedi. Basın toplantısına; "Biliyorsunuz arkadaşlar; uzun süreden bu yana sokağa çıkma yasakları ve bundan kaynaklı insan hakları ihlalleri, ağır insanlık suçları ve ortaya çıkan trajediler konusunda parti olarak yoğun bir çaba içerisindeyiz." sözleri ile başlayan Demirtaş; savaşın, çatışmanın durması için son bulması için elden geleni yaptıklarını, yapmaya da devam edeceklerini ifade etti.

Demirtaş, "Sorunların diyalog ve müzakere ile çözümünün önünün açılması, sağlıklı bir ortamda yeniden bir tartışma zemininden siyasi bir zemine dönülebilmesi için parti olarak ısrarcı tutumumuzu, çalışmalarımız ve çağrılarımızı sürdürüyoruz. Fakat bütün bu tutumumuzla birlikte durmayan savaş, durmayan bu çatışmalar ve her gün yaşanan ölümler, her gün yaşanan dramla ilgili maalesef ki hükumet hiçbir şekilde vicdani, ahlaki, hukuki hiç bir sorumluluğunu yerine getirmiyor." diye konuştu.

"ENKAZ ALTINDA KALANLARI KURTARMAK İSTİYORUZ"

Cizre'deki bir binada mahsur kalanların kurtarılması için parti olarak seferber olduklarını ifade edene Demirtaş, 'Oralara girilmiyor' ddialarına inanmadığını söyledi. Demirtaş, şunları ifade etti: "Sıkıştığı belirtilen, belki de enkaz altında bulunan ölüler mi? Sağlar mı? Yaralılar mı? Açlar mı? Susuzlar mı? Bilmediğimiz onlarca insandan 4 gündür, 5 gündür tek bir haber dahi alamıyoruz. Bu konuda bütün milletvekillerimiz, belediye eş başkanlarımız, bütün parti yetkililerimiz ve binlerce insan seferber olmuş durumda. Şu anda partimizin, çalışanlarımızın ve kadrolarımızın başka hiç bir gündemi yok, bütün yoğunluğumuzu bu insani meseleye vermiş durumdayız, yoğunlaşmış durumdayız. Fakat maalesef şu dakikaya kadar kesin bir sonuç alabilmiş değiliz. Oradaki insanların sağlık durumu ile ilgili ki aralarında çocukların olduğunu da biliyoruz, kadınlar var, gençler var, yaşlılar var, sağlık durumu ile ilgili net bir bilgi maalesef ki şu dakikaya kadar edinebilmiş değiliz. Şimdi Kürt sorunu uzun bir mevzu, belki bugün yarın bu hafta çözümü mümkün olmayabilir. Bu savaşı, bu çatışmayı, bu ölümü şu saatte bugün durdurmamız belki mümkün olmayabilir. Fakat bu insani dramı şu saatte durdurmak mümkündür. Biz bunun için buradayız. DBP, HDP ve milletvekillerimiz belediye başkanlarımızla birlikte Cizre'de vahşet bodrumu olarak komuoyunda bilinen durum netleşinceye kadar da bizler buralardan ayrılmayacağız. O durum çözülene kadar buradan bizler elimizden gelen bütün çabayı mücadeleyi sürdüreceğiz.

Buradan, özellikle Başbakan'a çağrı yapıyorum; ortaya çıkacak tablo yani Cizre'de o binalarda ortaya çıkacak tablo hiç bir şekilde geri dönülmeyecek bir köprü yıkılmasına yol açabilir. Müzakereden, diyalogdan, çözümden bahsetmenin imkânı bile kalmayabilir. Durum bu kadar vahim ve bu kadar ciddidir."

"SONUÇ ALININCAYA KADAR BÖLGEDE OLACAĞIZ"

Her şeyi bir tarafa bırakıp, bu insani beklentiyi karşılayacak bir cevap verilmesi gerektiğini söyleyen Demirtaş, "Çok açık ve net söylüyorum. Hiç bir spekülasyona, hiç bir iddiaya, hiç bir çarpıtmaya mahal vermemek adına; benim başkanlığımda küçük bir heyetimiz, beraberimizde bir sağlık ekibiyle birlikte Cizre'de söz konusu binaya gitmek istiyoruz. Ve bu konuda bir mesafe katedilene kadar arkadaşlarımızla birlikte burada bölgede olacağız. Bütün halkımızla herkes Türkiye'nin batısı, doğusu, Türkü, Kürdü bu meselenin ciddi kırılmalara ve geri dönülmeyecek şekilde tahribatlara yol açabilecek bir insani mesele olduğunu görmelidir. O binada ne olduğunu bilmiyoruz. 4 gündür haber alamıyoruz. Haber alınması engelleniyor. muhtemelen iletişim kanalları kapatıldığı için baz istasyonları kapatıldığı için telefonla da ulaşılamıyor. Umut ediyoruz ki oradaki insanlar yaşıyordur. İnşallah durum düşündüğümüz kadar, korktuğumuz kadar vahim, kötü değildir." diye konuştu.

"ELİNDE SİLAH BULUNAN KİM VARSA SİLAHI SUSTURSUN"

Cizre'nin tümü ile abluka altında olduğunu, her mahallesi ve her sokağının abluka altında olduğunu ifade eden Demirtaş, "Biz oraya gidersek oradan alacağımız sağ mıdır, ölü müdür, yaralı mıdır? Kimi oradan alırsak, sonuçta hastaneye gönderilecek onlar. Bunu bir kriminal olay göstermenin hiç bir anlamı yok. O insanlar oradan buhar olup uçacak değil, biz oraya gittik diye farklı bir durum oluşacak da değil, bu koşulların sağlanması açısından da varsa Cizre'de halihazırda bir çatışma; elinde silah bulunan kim varsa silahı susturmasını, kesinlikle hiç bir şekilde koşullar ne olursa olsun ateş etmemesini ve bu koşulların sağlanması ile birlikte heyetimizin Cizre'ye giriş olanaklarının yaratılmasını istiyoruz." diye ifade etti.

"BURADA BULUNUYOR OLMAMIZ, BU İNSANİ TRAJEDİNİN ÇÖZÜMÜ ADINADIR"

Ankara'da arkadaşlarının arayış içerisinde olduklarına vurgu yapan Demirtaş, şöyle devam etti: "Arkadaşlarımız Başbakan ve İçişleri Bakanı'yla, hükumet yetkilileri ile temasa geçiyor. Bu talebimiz doğrudan kendilerine de iletilecek. Burada bulunuyor olmamız, bu insani trajedinin çözümü adınadır. Bu bir siyasi talep değildir, bu siyasi bir beklenti değildir. Kendine insanım diyen herkesin de bu taleple ilgili olumlu bir yaklaşım sergilemesini bekliyoruz. Halkımız bizden gelecek çağrılara, bizden gelecek özellikle uyarıları dikkatle kulak asmalı, beklemeli, dinlemelidir. Her yerde büyük bir hassasiyet oluşmalı. Duyarlılık oluşmalıdır. Sadece burada Mardin'de, Nusaybin'de gire mirada değil, her yerde halkımız büyük bir duyarlılıkla hazır olmalıdır. Çünkü biz orada bir vahşet tablosuyla karşılaşmak istemiyoruz. Hükumet bunun altında kalır, bu çok çok ağır bir fatura olur ve bunu hiç kimseye hiç bir şekilde açıklayamazlar. Çünkü biz o insanlarla günlerce telefon görüşmesi yaptık. Orada sağlardı, ses kayıtları bizdedir. Dolayısıyla oradaki insanlar çatışma pozisyonunda değiller. Yardım ulaşmasını, kendilerinin oradan alınmasını bekliyorlardı ve eğer Allah korusun orada bir katliam yaşanmışsa bunun izahı açıklanabilecek hiç bir durum olamaz. Böyle bir şeye mahal vermemek için bugün heyetimizin oraya gitmesinde büyük bir fayda var. Durumun açıklığa kavuşması bir çözüm bulunması açısından ciddi bir rahatlamaya yol açacağını biz düşünüyoruz. Hükumet, bu olumlu yaklaşımımızı, girişimimizi pozitif bir şekilde değerlendirirse ben inanıyorum ki bazı şeylerin tartışmalarının önünü açacak, rahatlamaların önünü açacak bir gelişmeye de vesile olabilir. Lütfen bu çağrımız ciddiyetle değerlendirilsin, buradaki girişimimizin buradaki çabamızın anlamı, öneminin derinlikli olarak ele alınsın istiyoruz. Halkın her yerde bu duyarlılıkla birbirine kenetlenmesi lazım. Bunu, bu zorlukları aşabilmenin en etkili yolu da bu halk birlikteliğidir. Halkın kendi öz dinamiği, öz gücüdür." şeklinde sözlerini sürdürdü.

"ELİNDE SİLAH OLAN HER KİM VARSA DURMASINI BELİRTİYORUZ"

BDP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek ise yaşanan durumun ve yaralıların gün gün hayatını kaybetmesinin toplumda büyük bir yara açtığını ifade etti. Devletin, yaralılara yaklaşımına dikkat çekerek, yaralıların durumuna kin ve nefretle yaklaşmanın ortak gelecek açısından ağır sonuçlar doğuracağını söyleyen Yüksek, "Orada doğacak sonuç hem siyasi hem toplumsal yaralar oluşturacaktır. Oradaki yaralı insanların kurtarılmasını sağlamak için bir yaşam koridoru açılmasını istiyoruz. Hepimiz elimizi taşın altında koymaya hazırız. Şu an itibariyle Cizre'deki durumu netleştirene ve yaralıların tedavisi yapılıncaya kadar karşılıklı ateşkes durumu olmalıdır. Elinde silah olan her kim varsa, herkesin an itibariyle hükumetin cevap vermesi koşuluyla durmasını belirtiyoruz. Hükumet büyük bir zan altındadır. Bir yaşam koridoru oluşturulup bizlerin oraya ulaşması sağlanmaz ise orada yaşamını yitirecek her canın müsebbibi hükumet olacaktır. Ve bu durum toplumun hafızasına kazınacaktır." şeklinde konuştu.

Yapılan basın toplantısına DBP Eş Genel Başkanı Kamuran Yüksek, Muş Milletvekili Burcu Çelik Özkan, Diyarbakır Büyükşehir Eş Başkanı Gültan Kışanak ve Mardin Büyükşehir Eş Başkanı Ahmet Türk katıldı.

CİHAN
03 Şubat 2016 16:03
DİĞER HABERLER