Demirtaş: Şiddeti bertaraf etmek istiyorsak medya özgürlüğünü korumalıyız

Demirtaş: Şiddeti bertaraf etmek istiyorsak medya özgürlüğünü korumalıyız
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, hükümete yakın medya organlarında çalışanlar da dahil hiç kimsenin kendini güvende hissetmediğini söyledi. Demirtaş, "İşten atılma, patron, yargı korkusu, mahalle baskısı. Kim bu durumda düşüncelerini özgürce açıklayabilir ki? Şiddeti toplumdan ve her alandan bertaraf etmek istiyorsak medya ve ifade özgürlüğünü sonsuna kadar savunmamız ve korumamız gerekiyor." dedi.

Evinin önünde saldırıya uğrayan gazeteci Ahmet Hakan'ı, milletvekilleriyle birlikte ziyaret eden Selahattin Demirtaş, medya özgürlüğüne vurgu yaptı. Ahmet Hakan'ın saldırıya uğraması ve sonrasında etkili soruşturma yürütülmediğini belirten Demirtaş, "Bu bizi de derinden üzmüştür. Türkiye'deki bütün gazetecilerin, düşüncesine olursa olsun, hangi yayın organı mensubu olursa olsun, hangi medya grubunda çalışırsa çalışsın hepsine saygı duyulması lazım. Gazeteciler, gazeteciliğini yaparken ne devlet korkusu, ne kamuoyu baskısıyla ne yargı ne idari baskıyla karşılaşmamalılar. Gazete patronlarının, televizyon sahiplerinin baskısıyla karşılaşmalılar. Bu, Türkiye toplumunun demokratik bir yaşamı inşa etmesi açısından çok önemlidir. Bir gazeteciye saldırı oldu veya bir gazete binası basıldı. Bu ne olacak gibi basit şeylermiş gibi yaklaşmamak lazım." diye konuştu.

HALKIN BİLGİLENMESİ VE KARAR VERMESİ İÇİN MEDYA HAYATİ ÖNEM TAŞIYOR

Halkın doğru bilgilendirilmesi ve kamuoyunun kendi kararını vermesi için gazetecilerin yaptığı işin hayati önem taşıdığını ifade eden Demirtaş, şöyle devam etti: "Sayın Ahmet Hakan şahsında medyaya gözdağı verilmesi, gazeteciler üzerinde baskı oluşturulması kesinlikle doğru değildir. Kendisini kararlı ve sağlık durumunu iyi gördük. Bütün bu saldırılar karşısında hiç kimse geri adım atmamalıdır. Hiçbir gazeteci, hiçbir medya grubu geri adım atmamalıdır. Parti olarak bizimle ilgili taraflı yayın yapmasını asla beklemedik. HDP güzellemesi beklemedik, zaten yapılmadı da. Herkes işini özgürce yapsın, eleştirmek isteyen eleştirsin. Herkes rahat olsun istiyoruz. Maalesef ortam öyle değil. Hükümet, devlet, yargı gücünü elinde bulunduranlar medya mensuplarına özgürlük ortamını sağlamakla mükelleftirler. Şu an da zannediyorum, hiçbir gazeteci kendini güvende hissetmiyordur."

Türkiye'de gazetecilerin baskı altında olduğuna dikkat çeken Demirtaş, "Hükümete yakın medya organlarında çalışanlar da dahil olmak üzere hiç kimse kendini güvende hissetmiyordur. İşten atılma, patron, yargı korkusu, mahalle baskısı. Kim bu durumda düşüncelerini özgürce açıklayabilir ki? Şiddeti toplumdan ve her alandan bertaraf etmek istiyorsak medya ve ifade özgürlüğünü sonsuna kadar savunmamız ve korumamız gerekiyor." dedi.

KONUŞMALARIMDAN DOLAYI 600'DEN FAZLA SORUŞTURMA GEÇİRDİM

Ahmet Hakan'a saldıranların ifadelerinde, 'İşin içinde emniyet, MİT, reis var' şeklinde konuşmaları hatırlatıldı. Sizce Reis kim? Şeklindeki soruyu cevaplayan Demirtaş, "Bunu araştırması gereken savcıların kendisi. Bu tür vakalarda araştırmanın geçmişe doğru derinleştirilmesi lazım. Telefonlarının, iletişim bilgilerinin, ilişkilerinin çok iyi soruşturulması lazım. Şu ortamda savcıların da çok rahat çalışabildiklerini düşünmüyorum. Savcılar, yargıçlar, hakimler gönül rahatlığıyla çalışma konusunda kendilerini özgür hissetmiyorlardır. Çünkü siyaset yargı üzerinde de baskı oluşturmaya çalışıyor. Fakat buna rağmen bu ülkede binlerce vicdanlı ve hukuka bağlı savcının, hakimin olduğunu biz biliyoruz. Ve onlara güveniyoruz. Lütfen üstüne gitsinler. Bu ülkede kimsenin suç işleme özgürlüğünün olmadığını görmek istiyoruz. Benim hakkımda bu güne kadar 600'den fazla soruşturma açıldı. Konuşmalarımdan dolayı soruşturmaya tabi tutuldum. Cezalandırıldığım yargılamalar oldu. Bize karşı bu kadar cesur davranan savcıların şu vakada en azından cesaretlerini görmek istiyoruz. Arkasında kim varsa ortaya çıkarsınlar." ifadelerini kullandı.

Demirtaş, sözlerine şöyle sürdürdü: "Yargı mekanizmasının işlediğini toplum olarak görürsek birbirimize olan güvenimiz artar. Bu olay inşallah karanlıkta kalmaz. Bu zamana kadar çok sayıda gazeteci cinayeti faili meçhul kaldı. Bu tür şeylerde soruşturma etkili olursa devlet zarar görmez. Devlet zarar görür kaygısıyla bu işlerin üstüne gitmemek yanlıştır. Asıl bu tür olaylar örtülürse devlet ve adalet zarar görür."
CİHAN
06 Ekim 2015 16:14
DİĞER HABERLER