Denizden de dağdan da toplanması zahmetli
-Dikenleri yüzünden tatilcilerin korkulu rüyası olan deniz kestaneleri,
birçok yabancı ülke mutfağının pahalı yemekleri arasında yer alıyor
-Dağ kestaneleri gibi dikenleri nedeniyle toplanması oldu
BALIKESİR (A.A) - Hakan Firik - Dikenleri yüzünden tatilcilerin
korkulu rüyası olan deniz kestaneleri, birçok yabancı ülke mutfağının pahalı
yemekleri arasında yer alıyor. Dağ kestaneleri gibi dikenleri nedeniyle
toplanması oldukça zahmetli olan deniz kestanelerinden, aralık-mart döneminde
birçok kişi gelir sağlıyor.
Bazı kaynaklarda, turizm ve yemek dergilerinde dünyanın en iyi üç
lezzetinden biri olarak kabul edilen deniz kestanesi, üzerindeki dikenleriyle
dağ kestaneleriyle benzerlik taşıyor. Türkiyede fazla ilgi görmeyen bu deniz
ürünleri, Uzak Doğu ve Avrupa ülkelerinde sofraları süslüyor. Bazı ülkelerde ise
en pahalı yemek listelerinde başı çekebiliyor.
Türkiyede damak tadı açısından fazla talep görmese de deniz kestaneleri,
birçok balıkçının önemli oranda gelir sağladığı ürünlerden biri olarak dikkati
çekiyor. Ayvalıklı balıkçı Ahmet Ocakoğlu, balık çıkmadığı zamanlarda deniz
kestanesi toplayıp satarak para kazandığını belirterek, kestanelerin genellikle
aralık-mart döneminde toplandığını bildirdi.
Bu dönemler dışında kestanelerin tadının acılaştığını ifade eden Ocakoğlu,
şunları kaydetti:
Deniz kestanelerini denizden özel yapılmış kepçeyle tek tek toplarız.
Derin bölgelerde dalarak da toplanabiliyor. Dikenli olan deniz kestanesini özel
makasıyla keserek içindeki yenen kısmını kaşıkla çıkartıyoruz. Ardından da
kavanozlara doldurarak satışa hazır hale getiriyoruz. Protein kaynağı bu deniz
ürünlerini, satışa hale getirmek böyle anlatıldığı gibi kolay olmuyor, oldukça
zahmetli.
Deniz kestanesinin toplandıktan sonra iki günlük ömrünün bulunduğunu, hemen
tüketilmesi gerektiğini vurgulayan Ocakoğlu, Deniz kestanesini herkes
toplayamaz, uzmanlık gerektiriyor. Erkeği ve dişisi var. Bunlardan dişi olanları
tespit edip toplamak gerekiyor. Dişi deniz kestaneleri, kendini sağlamak için
üzerine bir ot ya da küçük bir taş parçası tutturur dedi.
Ocakoğlu, deniz kestanelerinin, 250 gramlık şişelere doldurulduktan sonra 10
liradan Ayvalık kordonunda teknelerde ve balık tezgahlarında satıldığını,
bazılarının da ihracatçı firmalara verdiğini kaydetti.
Yayıncı: Doğan Sarıtaş