Bilim adamları, yakın gelecekte Marmara Denizi içerisinde 7 veya üzeri büyüklükte meydana gelecek depremin Türkiye'de bir savaş kadar yıkıma yol açacağını vurguladı
Merhum Prof. Dr. Aykut Barka ile birlikte yazdıkları "Depremini Bekleyen Şehir İstanbul" kitabının geliştirilmiş ikinci baskısını yapan Ali Er, yerli ve yabancı bilim adamlarının İstanbul'u bekleyen deprem hakkındaki ortak görüşlerine kitabında yer verdi. Marmara Denizi'nin depremselliği konusunda yetkin yerli ve yabancı 14 bilim adamı, kitap için ortak kaleme aldıkları deklarasyonda, "Marmara Denizi içinde yakın bir gelecekte meydana gelmesi beklenen depremin, risk azaltıcı önlemler alınmaması halinde en başta İstanbul olmak üzere, büyük yıkımlara ve kayıplara yol açacağı konusunda ortak görüş ve kaygıları paylaşıyoruz" dediler.
Ortak deklarasyona, Prof. Dr. Celal Şengör, Prof. Dr. Naci Görür, Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, Prof. Dr. Okan Tüysüz, Prof. Dr. Mustafa Erdik, Prof. Dr. Nuray Aydınoğlu, Yrd. Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu, Prof. Dr. Erhan Altunel, Dr. Caroline Finkel, Prof. Rolando Armijo, Prof. Ross Stein, Prof. Tom Parsons, Prof. Mustapha Meghraoui, Prof. Tom Rockwell imza attı.
Yapı stoku kalitesiz
12 maddelik deklarasyonda, "İçinde yer aldığımız bilimsel araştırmalar ve tüm bilimsel göstergeler, yakın gelecekte Marmara Denizi içerisinde 7 veya üzeri büyüklükte bir depremin meydana geleceğini işaret ediyor. İstanbul'un yapı stokunun önemli bir bölümünün bu depremi karşılayacak kalitede olmaması nedeniyle İstanbul büyük bir deprem riskiyle karşı karşıyadır" denildi.
Deklarasyonda, ayrıca İstanbul depreminin bir savaş kadar yıkıma yol açacağı vurgulanarak, "Uzman kuruluşlarca yapılan risk analizleri de, bu depremin, Türkiye'nin ancak bir savaş durumunda karşılaşabileceği on binlerce can kaybına, büyük fiziksel yıkımlara ve ekonomik kayıplara sebep olacağını göstermektedir" ifadesine yer verildi.
İdari sistemin inisiyatifinin eksik olduğunun belirtildiği deklarasyonda şu görüşler de yer aldı:
"Bu durum beklenen depreme 'ulusal savunma' düşüncesiyle hazırlanılmasını ve bir an önce risk azaltıcı önlemlerin alınmasını zorunlu kılmaktadır. Riski azaltmak için üzerinde çalışabileceğimiz temel faktör İstanbul'un yapı stokudur..
Türkiye, önlem alınmaması halinde gerçekleşmesi kaçınılmaz görünen bu felaket tablosunu düzeltecek bilgi birikimine, insan kaynağına ve teknik güce sahiptir. İstanbul gibi bir dünya kentinde, depremi azaltacak yapısal düzenleme çalışmalarının kentin tarihi ve kültürel dokusunu bozmaması, tam tersine bu dokuyu daha belirgin şekilde ortaya çıkarması yaşamsal önemdedir."
Silahlı Kuvvetler hazırlığını yaptı
Kitapta, Boğaziçi Üniversitesi Deprem Mühendisliği Ana Bilim Dalı Başkanı Prof. Mustafa Erdik'le yapılan röportaja da yer veriliyor. Erdik, "Ordu nasıl hazırlanıyor?" sorusuna şu yanıtı veriyor: Ordu, İstanbul'daki tüm tesislerini elden geçirdi, tamir etti. TSK'nın deprem sonrası acil yardım konusunda da iyi çalışmaları var.
Viyadük için çalışma yapılmadı
Boğaziçi Köprüsü'nü tehdit eden Ortaköy Viyadüğü'nün güçlendirilmediğini söyleyen Erdik, projesi hazır, ancak ihaleye çıkarılması gerektiğini belirtiyor. Erdik, hastanelerle ilgili olarak da gelişme olmadığını belirterek, "Ancak önemli gelişmeler olacağına inanıyorum. Çünkü Dünya Bankası'ndan 400 milyon dolar kaynak sağlandı" diyor.
MİLLİYET