İstanbul'u sallayan 6.2'lik depremin ardından deprem uzmanlarından farklı yorumlar geldi. Kimisi depremin büyük İstanbul depremini tetikleyeceğini söyledi. Kimisi İstanbul için büyük deprem riskinin bittiğini ifade etti. Vatandaşların ise aklı daha da karıştı. Peki deprem uzmanlarının yorum farklılıkları neden kaynaklanıyor? Bir depremi bu kadar farklı yorumlamak mümkün mü? Yanlış ve eksik bilgi nasıl fark edilir? Sismoloji alanındaki yorum farklılıklarını ve nedenlerini inceledik...
İstanbul dün 6.2 büyüklüğündeki depremle sallandı. İçişleri Bakanlığı, depremde herhangi bir can kaybının olmadığını açıkladı. Fatih'te bir metruk bina dışında İstanbul'da yıkılan bina da olmadı. Hasar meydana gelen binalar için ise tespit ve tahliye çalışmaları başlatıldı.
17 Ağustos 1999'daki deprem sonrası İstanbullunun ana gündem maddelerinden biri her zaman deprem gerçeği oldu. Zaman zaman unutulsa da bu gerçeklik her zaman kendini İstanbul'a hatırlattı. 6 Şubat 2023'te Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından İstanbul'u bekleyen büyük deprem bir kez daha gündeme geldi.
İSTANBULLUNUN KAFASI KARIŞIKMerkezi ve yerel yönetimler, 6 Şubat depremlerinin sıcaklığıyla hızla harekete geçmiş olsa da İstanbul için yürütülen çalışmaların hangi noktada olduğu henüz net olarak bilinmiyor. İstanbulluyu dün sokaklara döken 6.2 büyüklüğündeki deprem ise akıllarda birçok soru işareti bıraktı. Bu soru işaretlerine deprem uzmanlarının açıklamalarından yanıt bulmaya çalışan vatandaşların aklı daha da karıştı.
İstanbul'u büyük bir depremin beklediğine dair açıklamalar bir kenarda dururken; depremden sonra yaşanacak kaos ortamının ikinci tehlikeyi oluşturacağı biliniyor. Böyle bir durumda ise en kritik önemdeki şey doğru ve net bilgiye erişim olacak...
KİME İNANACAĞIZ?
Dün İstanbullular bilgi yığınları içerisinde kaldı fakat hangi bilginin doğru olduğu halen tartışmalı. Deprem uzmanları hem sosyal medya hesaplarından hem canlı yayınlarda hem de verdikleri demeçlerde birbirinden çok farklı görüşler ortaya koydu. Öyle ki uzmanların yorumları tüm Türkiye'de yeni tartışmaların da kapısını araladı.
Tartışmalardan biri deprem uzmanları arasındaki "Sen doğru söylemiyorsun, ben doğru söylüyorum" düzeyinin ötesine geçemese de tartışmaların en önemlisi yine vatandaşın sorduğu sorulardan ortaya çıkıyor: KİME İNANACAĞIZ?
DEPREM UZMANLARI NASIL YORUMLADI?Gelin şimdi İstanbul'daki 6.2 büyüklüğündeki depremden sonra uzmanların yaptığı yorumları inceleyelim:
İlk olarak Prof. Dr. Naci Görür'den başlayalım. Naci Görür, tüm Türkiye için güvenilirliği en yüksek deprem uzmanlarından biri... 2013'te hayatını kaybedene kadar 'deprem' denilince akla ilk olarak 'Deprem dede' olarak bilinen Ahmet Mete Işıkara geliyordu. Şimdi ise akıllardaki ilk isim Naci Görür.
Prof. Dr. Naci Görür: İstanbul'da Marmara Denizinde, Kumburgaz fayı üzerinde çok deprem oluyor. Değişik büyüklükte. Bunlar Marmara’da beklediğimiz büyük deprem değil. Bunlar bu fayın biriktirdiği stresi artırıyor. Yani kırılmaya zorluyor. Burada asıl deprem daha büyük ve 7'nin üzerinde olacak.
Prof. Dr. Celal Şengör: 6,2'lik bir depremin kendisinden küçük artçıları olması beklenen bir durumdur. Ancak devamında 6,2'den büyük bir deprem ya da depremler olursa bunun İstanbul'da beklenen büyük depremin öncüleri olabileceği ihtimali daha güçlenir. Öncüyse de 10 sene sonra olacak depremin mi öncüsü 10 dakika sonra olacak depremin mi bunu bilemeyiz.
Prof. Dr. Şener Üşümezsoy: Başka deprem riski yok. Marmara'da bitti depremler.
Prof. Dr. Cenk Yaltırak: Son 1500 yılda insanları korkutan ve paniğe yol açan depremlerin olduğu bir bölgedeyiz. Bu tür depremler aynı 1935 Marmara Adası, 1963 Çınarcık, 2019 Silivri depremleri gibi depremlerdir. Şimdi beklenen deprem/depremler ise aynı son 1500 yıldaki 38 depremin en sonuncuları 1912 ve 1999 gibi yıkıma sebep olacaktır. 'Yarın deprem olacak' veya 'Artık olmayacak' demek Marmara Bölgesi gibi onlarca fayla dolu bir yerde anlamlı bir bilgi değildir.
'Bütün eski evleri yıkalım, yeni ev yapalım' doğru bir iş değildir. Yapılması gereke doğayı doğru anlamak doğru bir strateji, depreme bilim ve teknolojinin en son hali ile hazırlanmaktadır. TV'lerde yüzlerce yorum göreceksiniz. Bu yorumu dahi yapmak için çalışma arkadaşlarımla değerlendirip ne söylenebileceğine karar verdik. Kısaca fayları kovalara benzetirsek bu kovalar dolu. Roma atasözü der ki 'Kovayı taşıran son damla değil, içindeki sudur.' Bizler zaten kırılma eşiğine gelmiş faylara 'Yarın olacak' veya 'Olmayacak' sözlerinin bilimsel bir anlam ifade ettiğini düşünmüyoruz.
Prof. Dr. Şükrü Ersoy: Artçı şoklar bir süre daha devam edebilir. Bir haftalık sürece yayılabilir. Dünküler baya güçlüydü. Bundan sonra büyür mü küçülür mü, cevap vermek kolay değil. Deprem aktivitesi süreci içindeyiz. Bu depremler olmaya devam edecek. Dağılımda bir değişiklik olursa farklı yorumlanabilir.
Bilimde bu tartışmalar her zaman olur. Veriler üzerinden konuşmak gerekir. Marmara'da bağımsız olarak Kuzey Anadolu Fayı'nın deprem yaratma kapasitesi maksimum 8 büyüklüğünde. Marmara Denizi içinden geçen Kuzey Anadolu Fayı'nın da bunun devamı olduğunu düşündüğümüzde, Marmara Denizi içinde deprem büyüklüğünün '6.5'i geçmez' denmesi çok anlaşılabilir bir şey değil. Çünkü deprem oluşturma kapasitesi var. 6.2'den sonra yeni daha büyük bir deprem meydana gelebilir mi bunu bilemeyiz. Artçıları izleyerek belki bir şeyler söyleyebiliriz.
Büyük İstanbul depreminin enerjisini bir miktar düşürmüş olabilir. 7.2 büyüklüğünde bir deprem bekliyorsak bunun sadece 32'de 1 kadar enerjisini almıştır. 6.2 yani en az 31 tane daha 6.2 büyüklüğünde deprem olacak ki bu enerjiyi alacak. Bu enerji fay zonu üzerinde var, hemen 6.2'den sonra bu enerjinin çıkacağını söylemek bir kehanet olur. Kumburgaz Fayı 40 kilometrelik bir parça. Özellikle tamamı üzerinde değil. 11 kilometrelik kısımda gelişiyor. Bunun dışında fazla yorum yapmamak gerek, izleyip görmeliyiz.
Prof. Dr. Hasan Sözbilir: Bu deprem büyük İstanbul depremi değil, o fayın üzerindeki bir deprem. Küçük ölçekli bir fay kırıldı. Onun da bir kısmı kırıldı. Fay eğer parça parça bu tarz depremlerle kırılırsa büyük İstanbul depreminin oluşma olasılığı azalır. Gerçekleşme olanağı azalır. Çünkü kırılacak fay kalmaz. Gelecekte de fayın bu büyüklükteki depremlerle kırılması iyi olur.
Prof. Dr. Okan Tüysüz: Büyük deprem beklediğimiz Kuzey Anadolu Fayı’nın batı ucu üzerine denk geliyor. Bir süre izlememiz gerekiyor. Daha küçük depremler olursa bağımsız depremler olduğu yönünde konuşacağız. Şu aşamada söyleyebileceğimiz çok fazla bir şey yok. Bu büyüklükteki bir depremin daha büyüğünü tetikleme olasılığı zayıf. Bu depremin arkasından 5'lik bir deprem beklenebilir. 4'lük bir öncüyle başladı, 6 ile devam etti. Arkasından 5 ve daha küçük depremler olası.
Prof. Dr. Osman Bektaş: 7’den büyük bir deprem beklentisi vardı İstanbul’da netice itibarıyla şu an olan 6,2’lik deprem bizim öngördüğümüz, burada olabilecek en büyük deprem. Neden? Çünkü fay bu bölgede orta büyüklükteki bir deprem enerjisinden daha fazla bir deprem enerjisi biriktirmiyor. Fayın bu özelliğine biz 'krip' Türkçesi 'sürüklenme' diyoruz. İzmit’te 7’den büyük bir deprem üretti orada fay kilitlendi, başka bir deyişle büyük bir deprem enerjisi biriktirebiliyordu ama son yapılan çalışmalarda 2017’den sonra Japonların ve Almanların yaptığı çalışmalar şunu gösterdi ki Orta Marmara fayı 7’den küçük deprem enerjisi biriktirme özelliğine sahip. Dolayısıyla bu deprem beklenen bir deprem, olağan bir deprem ve bundan daha büyük bir deprem ben şahsen beklemiyorum. Ancak bu deprem hem Doğu'ya hem Batı'ya stres transferi yaptı. Doğu tarafında adalar fayı var 1963 yılında kırıldı o bizi rahatlatıyor. Batı'da ise 1912’de kırılan bir fay var o da bizi rahatlatıyor ama olabilecek olan bir deprem Marmara’da yine tekrarlıyorum 7’den küçüktür.
Prof. Dr. Murat Utkucu: Bu deprem, beklenen İstanbul depreminin habercisidir. Yani bugün olsa sürpriz değil, 30 yıl sonra olsa da sürpriz değil. Bu konuda bir tarih verilemez. Yani bu deprem oldu, o zaman büyük deprem hemen olacak, böyle bir şey yok.
Prof. Dr. Mehmet Fatih Altan: İstanbul depreme hala hazır değil ve böyle büyük depremlerde de yıkımlar olur. Bu deprem bize şunu vermeli, veriler 6,2 şeklinde. 6'nın üzerindeki depremler büyük depremlerdir. Bundan sonra gelecek büyük deprem olabilir, daha büyük deprem de gelebilir. İkiz depremler vardır, Kahramanmaraş depremlerinde bunu yaşadık. 1999 depreminde de aynı şekilde ikiz deprem yaşadık. Bu gece ve bundan sonraki bir hafta daha dikkatli olmamız gerekir. Bir büyük deprem daha oluşması ihtimalini göz önünde bulundurmamız gerekiyor. Eğer bu bağımsız depremse, artçıları da küçük olmaz, 6,2'den küçük olmak kaydıyla 5,9 bile olabilir.
Doç. Dr. Yurdakul Aygörmez: Bu depremin öncü ya da ana deprem olup olmadığı şu an bilinemez. Kuzey Anadolu Fay Hattı'nda olduğu biliniyor ama tam olarak bilinemez. Daha sonra belli olabilir.
Prof. Dr. Sedat Türkmen: Depremin meydana geldiği yer Marmara Denizi'ndeki fay hattının içerisinde olan bir kırık hat ama büyük Marmara depremi endişesi hala sürüyor çünkü fayın uzunluğu Marmara Denizi boyunca uzanıyor. Büyük Marmara depremi 7'nin üstünde bekleniyor. Bu kırık hattı Silivri açıklarında yer alan daha önce de sürekli küçük depremler oluşturan bir eklem yeri. Burada da beklenen bir depremdi bu. Büyük Marmara depremi henüz olmadı.
BİR DEPREMİ BU KADAR FARKLI YORUMLAMAK MÜMKÜN MÜ?Yukarıda görüşlerine yer verdiğimiz deprem uzmanlarının kimisi meydana gelen depremin büyük İstanbul depremini tetikleyeceğini söylerken, kimisi bu deprem sonrası İstanbul için büyük deprem riskinin bittiğini belirtiyor. Peki depremin büyüklüğü, hangi fayda gerçekleştiği bilimsel bir gerçek olarak karşımızda dururken deprem uzmanlarının yorum farklılıkları neden kaynaklanıyor? Bir depremi bu kadar farklı yorumlamak mümkün mü?
BELİRSİZLİK VE KOMPLEKS YAPIGörünen o ki bu sorunun cevabı uzun ve katmanlı... Fakat temeli ise belirsizliğe dayanıyor. Şöyle ki depremlerin gerçekleştiği fay hatlarının her biri farklı bir davranış modeli gösteriyor. Fay sistemlerinin karmaşık ve kompleks yapısı da bu belirsizliği besliyor. Deprem uzmanları, meydana gelen depremlerden geleceğe yönelik tahminlerde bulunurken ise farklı modelleme yöntemlerine başvuruyor. Uzmanlar, bu yorumları geliştirmek için fay hattının geçmiş aktivitesine, sismik boşluklara, yer kabuğunun gerilim birikimine ve deprem sonrası gerçekleşen enerji transferine bakıyor. İşte deprem uzmanlarının yorum farklılıkları kullandıkları yöntemlerden kaynaklanıyor.
BİLİMSEL YAKLAŞIM FARKLILIKLARI
Bir diğer kilit nokta ise sismolojinin (deprem bilimi) sahip olduğu alt disiplinler... Bazı uzmanlar istatiksel modellere, bazıları jeolojik bulgulara, bazıları ise deprem sonrası stres transferi hesaplamalarına bakarak yorumlarda bulunuyor. Bu durum, uzmanların yorum farklılıklarının nedenlerinden biri olarak karşımıza çıkıyor.
DENEYİMLERÖte yandan yorum farklılıklarında etkili olan bir diğer şey ise deneyimler... Her uzman, yorumunu yaparken kendi araştırma alanından, kullandığı modellerden ve geçmiş deneyimlerinden faydalanıyor. Örneğin, bir uzman tarihsel deprem verilerine ağırlık vererek riskin arttığını söyleyebilirken, başka bir uzman son depremin enerji boşaltımıyla riskin azaldığını düşünebilir. Bu, bilimsel bir çelişkiden ziyade aynı verilerin farklı mercekler altında yorumlanması olarak görülebilir.
FARKLI PARAMETRELERLE FARKLI YORUMLAR...Başta sorduğumuz soruya geri dönecek olursak... Bir depremi bu kadar farklı yorumlamak mümkün mü? Farklı parametrelerin varlığı kabul edildiğinde, evet mümkün. 6.2 büyüklüğündeki bir depremin hangi fay segmentinde olduğu, derinliği, mekanizması gibi veriler kesin olsa da, bu depremin gelecekteki depremler üzerindeki etkisi olasılıksal bir değerlendirme gerektiriyor. Deprem uzmanları, bilimsel verilerden yola çıksa da farklı varsayımlar ve modeller kullandığı için farklı yorumlar ortaya çıkıyor.
KENDİNİZİ YANLIŞ BİLGİDEN NASIL KORURSUNUZ?Peki vatandaşlar depreme ilişkin bu kadar farklı yorum ortadayken kendisini yanlış ve eksik bilgiden nasıl koruyabilir? Bunun için her kişi aşağıdaki 6 adımlı otokontrol yöntemini kullanabilir:
Kaynağı sorgulayınKim söylüyor? Nerede söylüyor? Kurumsal bir bağlılığı var mı? Önünüze bir açıklama düştüğünde bu açıklamayı yapan uzmanın gerçekten bir uzman olup olmadığını kontrol edin. Açıklamayı yaptığı platforma bakın. Sosyal medya platformlarında tanınmış biri olmak herhangi bir konu hakkında otorite olmak için yeterli değil. Mevcut açıklamayı yapan kişinin kurumsal yapılarla bir ilişkisinin olup olmadığına bakın. Bu size o kişinin alanında yetkin biri olup olmadığına dair ipuçları verecektir.
Eleştirel okuma yapınYukarıda da bahsettiğimiz gibi deprem, bilimsel bir gerçeklik olsa da hakkında yapılacak yorumlar yüzde 100 kesinlik içeremez. Bu nedenle 'kesin' olarak söylenen her açıklamaya şüpheyle yaklaşılmalı. Korkuya sevk eden ya da umut veren açıklamaların dikkat çekmek için yapıldığı unutulmamalı. Çünkü bilimsel açıklama nötrdür ve veri içerir. İkisinin farkını göz önünde bulundurun. Eğer mevcut açıklama çok çarpıcıysa mutlaka ikincil bir kaynaktan doğrulatın.
Bilimsel kavramları öğrenmeye çalışınSismoloji, depremi inceleyen bir bilimdir. Bu yüzden depreme ilişkin en doğru bilgiye ulaşmak, doğru ve yanlış açıklamaları ayırt etmek için temel düzeydeki bilimsel kavramları öğrenmek önemli.
Sosyal medyaya 'fren' uygulayınSosyal medya, yanlış ve eksik bilginin en çok dolaşıma sokulduğu ve üretildiği yer. Bu nedenle sosyal medyadaki herhangi bir paylaşıma inanmadan ya da o paylaşımı yaymadan önce 'fren' mekanizmasını çalıştırın. 'Fren' mekanizması için kendinize şu soruları sorabilirsiniz: Bu bilginin kaynağı nedir? Diğer uzmanlar bu konu hakkında ne söylüyor? Bu paylaşım panik yaratıcı mı yoksa bilgilendirici mi? Eğer bu sorulara cevap bulamıyorsanız doğrulama platformlarından yardım alabilirsiniz.
Farklı uzmanları karşılaştırmalı olarak takip edinHerhangi bir konuda uzman görüşüne ihtiyacınız varsa bunu tek kaynaktan yapmayın. Birden fazla uzmanı takip edin ve uzmanların açıklamalarını birbirleriyle karşılaştırın. Yapılan açıklamaların 'yorum' olduğunu unutmayın ve bilimsel çeşitlilik olarak görün.
Kendinizi güncel tutunÖzellikle deprem gibi konular, kendisini hızla güncelleyen konulardır. Bu konuda bir açıklama, bilgi, haber takip ediyorsanız bilgilerinizi sürekli güncel tutun.