ürkiye için önemli dönüm noktası olan depremlerin dış politikada ne gibi bir değişikliğe yol açar
Depremlerin hemen ardından dördüncü seviye alarm düzeyine geçen Türkiye, bu kapsamda arama kurtarma çalışmaları için en kritik saatler için yabancı ekiplerin gelme taleplerini olumlu karşılamıştı. Bu kapsamda çok sayıda yabancı ekip için olduğu gibi Türkiye'nin yakın zamana kadar gergin ilişkiler içinde olduğu Yunanistan ya da Ermenistan ya da normalleşme adımlarının atıldığı İsrail'den gelen ekiplerin enkazdan canlı çıkartmak için sarfettikleri çaba kamuoyunda sempati ile karşılandı. Yabancı arama kurtarma ve yardım ekiplerine duyulan sempatinin bazı ülkelerle sürdürülen gerginlik politikalarını iç siyasette zaman zaman kullanmayı tercih eden iktidarın seçime kadarki söylemlerinin nasıl etkileneceği de tartışma konusu. Uzmanlar , Türkiye'nin önceliğinin deprem sonrası ister istemez yaraları sarmak olacağını söyleyerek, yurtdışından gelen yardımların olası yansımasınn mutlaka olacağı görüşünde birleşiyor.
1999 depreminden sonrada başta Yunanistan olmak üzere gerginlik yaşanan ülkelerle sıcak ilişkiler geliştirilmiş , o dönemin ABD Başkanı Bill Clinton Türkiye'ye gelmiş ve Kocaeli'nde çadır kenti ziyaret sırasında kucağına alıp sevdiği bebeğin burnunu sıktığı fotoğraf hafızalarda yer etmişti.
6 Şubat depreminden sonra da Türkiye'ye ilk el uzatan ülkeler arasında İsrail, Yunanistan ve Ermenistan yer aldı . İsrail’den geniş bir arama kurtarma ekibi gelirken, bir sahra hastanesi kuruldu ve İsrail Dışişleri Bakanı Eli Cohen de geçtiğimiz günlerde Türkiye'ye geldi. Aynı şekilde yakın zamana kadar ilişkilerin gergin olduğu Ermenistan Dışişleri Bakanı Ararat Mirzoyan ile Yunanistan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias dayanışma için gelen bakanlar arasındaydı.
Depremin en akılda fotoğraflarından biri Yunan bir askerin depremzede bir çocuğu kucağına alan görseli oldu.
Depremden önce dış politika gündeminin en önemli gündem maddelerinden biri olan İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliklerine Türkiye'den beklenen onay konusu deprem sonrasında da yine önemini koruyor. Son olarak NATO Genel Sekreteri Stoltenberg dayanışma için geldiği Ankara’da Türkiye için "İsveç ve Finlandiya'nın NATO üyeliklerinin onaylanmasının zamanı geldi" diye konuştu.
Ancak uzmanlara göre Çavuşoğlu’nun "Bu iki ülkenin üyeliğiyle ilgili Türkiye'nin başından beri sergilediği tutum gayet nettir. Türkiye'nin endişelerinin karşılanması gerekiyor. Sadece sözde değil, uygulamada da" sözleri Ankara'nın tutumunda şu an için bir değişim olmadığını gösteriyor.
Sadece Türkiye'yi değil Suriye'yi de sarsan depremlerin bir süre önce temkinli bir şekilde atılmaya başlanan Şam yönetimi ile normalleşme adımlarını ve olası bir operasyonu nasıl etkileyeceği de merak konusu.
BM'nin son rakamlarına göre, muhaliflerin kontrol ettiği bölgede 4 bin 600, hükümetin kontrol ettiği bölgelerde ise bin 400'e yakın kişi depremde hayatını kaybetti.
Depremlerin getirdiği ekonomik yükle birlikte Türkiye'nin bir süre önce yapmayı planladığı Suriye operasyonunu gerçekleştirmesinin artık daha zor gözüküyor. Uzmanlar Dünya kamuoyunu Türkiye aleyhine çevirecek böyle bir operasyonun depremin ile gelen sorunlarla baş etmeye çalışan bir Türkiye'yi daha da yalnızlaşmasına sebep olacağı ' görüşünde