'Derin devleti tasfiye etmek isteyenler, derin devletin yöntemlerini kullanıyor'

HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar, çoğu iktidarın derin devlet yapılanmalarını, gladyoyu, çeşitli örgütleri, Ergenekon'u, JİTEM'i kullandığını sandığını belirterek, "Şaşırtıcı olan, AK Parti'nin derin devlet konusunda kurulduğundan ya da hükümet olduğundan bu yana izlediği çizgidir. 1997'de 28 Şubat darbesinin ardından derin devlete söylemediğini bırakmayanlar, derin devletten kurtulmak gerektiğini iddia edenler adım adım iktidara yerleştikçe, iktidarlarını sağlamlaştırdıkça derin devletin söylemlerini, dilini ve yöntemlerini kullanmaya başladılar. Derin devleti tasfiye etmek adına yola çıkanlar, bugün, derin devletin bütün terimlerini ve bütün yöntemlerini rahatça kullanıyorlar." dedi.

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nun 25'inci birleşimi yoklama ile açıldı. Birleşimi Meclis Başkanvekili Ahmet Aydın yönetiyor. HDP Grubunun "Derin devlet yapılanmalarının Kürtlerin yoğunlukla yaşadığı coğrafyadaki güncel uzantılarının deşifre edilmesi, açığa çıkarılması ve toplum ile hukuk önünde yargılanması" amacıyla verdiği Meclis Araştırma Önergesi, AK Parti'nin oylarıyla reddedildi.

HDP Mardin Milletvekili Mithat Sancar, Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşundan beri gündemden hiç düşmeyen bir kavram ve konunun derin devlet olduğuna dikkat çekti. Bugün de aynı ağırlığıyla gündemdeki yerini koruduğunu dile getiren Sancar, hukuku, kendi çıkarlarına dokunduğu zaman, kendi tayin ettiği devlet çıkarlarını korumadığını düşündüğü zaman devre dışı bırakan bir zihniyet olduğuna dikkat çekti.

"Bizatihi devletin görünen kurumlarını hukuka bağlı olmayacak şekilde işletmek de bu derin devlet zihniyetinin bir yansımasıdır." diyen Sancar, şöyle devam etti: "Derin devlet zihniyetinin pek çok örneğini, örgütsel yansımalarını da gördü bu ülke. Gladyoları tartıştı, gladyoları konuştu; Ergenekon'u konuştu, konuşuyor; JİTEM'i konuştu, konuşuyor ama konuşmak bunlarla baş etmeye, bunları tasfiye etmeye yetmiyor. Bunları tasfiye etmek ne demek? Türkiye'yi çağdaş anlamda bir demokratik hukuk devleti hâline getirmek demektir. Türkiye'yi kurallara bağlı, hukuka bağlı devletin bütün organlarının hukukla kayıtlı olduğu bir düzene, bir sisteme kavuşturmak demektir. Kararların burada alındığı bir demokratik parlamenter sisteme dönüştürmek demektir. Bunu yapmadığınız zaman burada karar aldığınızı sanırsınız ama asıl kararları başka yerlerde alırlar ve siz kendinizi hükümet sanırken o kararları elinize tutuştururlar, o kararları icra etmekle görevlendirirler. Siz istediğiniz kadar millî iradeyi temsil ettiğinizi, millet adına hareket ettiğinizi iddia edin, eğer bu yapıyı ve zihniyeti tasfiye etmezseniz, o yapı ve zihniyet sizi kendi aracı haline hızla getirir. Çoğu iktidar derin devlet yapılanmalarını, gladyoyu, çeşitli örgütleri, Ergenekon'u, JİTEM'i kullandığını sanır. Kendi iktidarını sürdürmek için onları tetikçi gibi kullandığına inandırır kendini. Ama ilk başta size bu inancı veren o yapılanmalar kısa süre sonra birden sizi kendi tetikçileri hâline getirirler; karar mercileri onlardır, irade onlardadır, siz onların basit tetikçileri hâline getirilirsiniz."

"DERİN DEVLET ZİHNİYETİ DEVAM ETTİKÇE O KİRİN, BATAĞIN TAM ORTASINDA KENDİNİZİ BULURSUNUZ"

Türkiye tarihinin yakın dönemlerinin derin devlet konusundaki en çarpıcı olayın Susurluk kazası olduğunu hatırlatan Sancar, derin devletin Susurluk kazasında ilk defa bu kadar çıplak bir şekilde karşımıza çıktığını ifade etti. "Bir kere bu yola girdiğinizde her türlü ilişkiye, her türlü kirli kişiyle ilişkiye de girmeye bir süre sonra mecbur kalırsınız. Susurluk bize bunu göstermişti." diyen Sancar şunları kaydetti: "Derin devlet zihniyeti devam ettiği müddetçe kirli ilişkilerden kaçamazsınız, bir süre sonra o kirin, o batağın tam ortasında ya da en derininin de bulursunuz kendinizi. Şaşırtıcı olan AK Parti'nin derin devlet konusunda kurulduğundan ya da Hükûmet olduğundan bu yana izlediği çizgidir. İbret verici bir çizgidir. 1997'de 28 Şubat darbesinin ardından derin devlete söylemediğini bırakmayanlar, derin devletten kurtulmak gerektiğini iddia edenler adım adım iktidara yerleştikçe, iktidarlarını sağlamlaştırdıkça derin devletin söylemlerini, dilini ve yöntemlerini kullanmaya başladılar. Derin devleti tasfiye etmek adına yola çıkanlar, bugün, derin devletin bütün terimlerini ve bütün yöntemlerini rahatça kullanıyorlar. Bugün sokağa çıkma yasağı uygulanan yerlere bakın. 'Esedullah timleri' diye imza atan kişiler var orada görev yapan. 'Kimdir bunlar?' diye soruyoruz, haftalardır soruyoruz, neden açıklamıyorsunuz? Kimleri istihdam ediyorsunuz orada? Devletin ilkokullarında, devletin diğer resmî binalarında 'JÖH' ve 'PÖH' diye imza atan, 'Jandarma Özel Harekât' ve 'Polis Özel Harekât' diye imza atan, Kürtlere ırkçı küfürler eden, orada intikam anlayışıyla, intikam hırsıyla bulunduklarını gösteren gruplar var. Kimdir bunlar? Nasıl oldu da bu noktaya gelebildiğinizi lütfen sorun kendinize. Nasıl oldu da derin devletin dilini bu kadar kolay benimsediniz ve derin devletin devamını bugün başka örgütlerle, Esadullah'la, Jandarma Özel Harekâtta yuvalanan birimlerle, Polis Özel Harekâtta yuvalanan birimlerle sürdürüyorsunuz? Eğer derin devletin trenine binmişseniz önce hukuku kaldırırsınız. Bu yolun devamında, 3-5 kilometre ya da 3-5 istasyon sonra aklınızı devre dışı bırakırsınız. Sonra, diğer durakta geleceğiniz istasyon, vicdanınızı askıya almaktır." CİHAN
07 Ocak 2016 17:00
DİĞER HABERLER