Destici, Mersin'e gelerek BBP Mersin milletvekili adayı Kaptan Kartal'ın seçim bürosu açılışını gerçekleştirdi. Burada partililere seslenen Destici, millete önce adalet vadettikerini çünkü her şeyin başının adalet olduğu kaydetti. Bir ülkede adalet yoksa o ülkede devletin çökeceğini ifade eden Destici, "Onun için diyoruz ki her alanda adalet. Gelir dağılımında da adelet, mahkemede adalet, yasada da adalet, paylaşımda da adalet." dedi. Bu iktidarın en çok yıpratıp zarar verdiği kurumların başında adalet kurumlarının geldiğine vurgulayan Destici, şöyle devam etti: "Milletin adalete güveni kalmadı. Adalet adamlarına güveni kalmadı. Çünkü onları da birbirlerine düşürdüler. Dün bakıyorsun ömür boyu hapisle yargılananlar bugün beraat ediyor, onları yargılayanlar içeri giriyor. Yarın onlar çıkar onları yargılayanlar içeri girer. Böyle adalet sistemi olur mu? Adalet herkes için olmalı. Ve hiç kimse adaletten şüphe duymamalı. Benim ceddim benim atalarım niye demiş 'şeriatın kestiği parmak acımaz' diye. Çünkü adalete olan güven tam. Ama şu anda öyle mi, öyle değil."

Özgecan'ın katillerinin ne olduğunu soran Destici, "Sayın Cumhurbaşkanı söz verdiniz. En ağır cezaya çarptırılacak dediniz. Ne oldu? Özgecan gibi yüzlerce kızımızı, çocuğumuzu, kadınımızı kaçırıp tecavüz ettikten sonra öldüren sapıklar için hangi yasal düzenlemeyi yaptınız? Kendi yandaşlarınızı kurtarmak için her türlü yasal düzenlemeyi yapmaktan çekinmediniz, Özgecan gibiler için hangi yasal düzenlemeyi yaptınız. Ben soracağım çünkü ben millet adına ülkem adına siyaset yapıyorum." ifadelerini kullandı.

Her gün işsizler ordusuna yenileri katıldığını hatırlatan Destici, çığ gibi büyüyen işsizliğe karşı sanayi kuruluşlarının ise kalifiye ara eleman bulamadığını söyledi. "Sen 13 yıldır ne yapıyorsun. 13 yılda niye ara eleman yetiştirmiyorsun" diyen Destici, şunları söyledi: "Kasalarını doldurmaktan başka ne yapıyorsun sen. 13 yıldır ne yapıyorsun. Milletimizin yüzde 70'i yani 70 milyonun 50 milyonu açlık ve yoksulluk sınırı altında yaşıyor. Hesap basit; 12 milyon çalışan, 6 milyonu asgari ücretli açlık sınırının altında. Aileleri ile birlikte 20 milyon. 2 milyon taşeron işçi. 12 milyon emeklinin 8 milyonu. Memurların imamların polislerin tamamı yoksulluk sınırı altında. Küçük esnaf çiftçimiz köylümüz... Peki ne yaptınız? Tam tersine giderek derinleştirdiler. Yani fakir daha fakir zengini daha zengin olduğu bir topluluk meydana getirdiler."

Hükümetin yasakla, yoksullukla ve yolsuzlukla mücadele sözü verdiğini vurgulayan Destici şöyle devam etti: "Allah aşkına soruyorum, şu anda memlekette yolsuzluk var mı? Yasak var mı? Yoksul var mı? Sen 12 yıldır ne yaptın ey AKP hükümetleri. Yolsuzluğu bitireceğim diye geldin. Yolsuzlukların babasına göz yumdun. Babası meydana çıktı yolsuzluğun. Zirve yaptı. Yoksulluğu yok edeceğim dedin yoksul insan sayısı hiçbir dönemde bu kadar artmamıştı. Yasaklarla mücadele edeceğim dedin twit atanları bile hapse atmaya başladın. Basın konuşamaz oldu. Yazamaz oldu. İnsanlar konuşamaz oldu,

eleştiremez oldu. İnsanlar baskıdan zulümden korkar hale geldiler. Bu mu sizin yasaklarla mücadele edecek anlayışınız."

Destici, bir tarafta gazetecileri dövenler serbest bırakılırken öbür tarafta twit atanların tutuklandığını vurgulayarak şunları söyledi: "Türkiye şu anda en yasakçı dönemini yaşıyor. Biz 28 Şubat'ta en dik durmuş partiyiz. 12 Eylül'de en büyük bedel ödemiş siyasi hareketiz. 12 Eylül'e, 28 Şubat'a bazı uygulamalarınız rahmet okutuyor Sayın Başbakan. Senin haberin var mı? Belki de yoktur tabi Davutoğlu'nun. Allah var hakkını yememek lazım. Yani her şeyden haberi yok. Çünkü bazı şeyler daha yukarıdan hallediliyor. Sayın Başbakanı da çok suçlamamak lazım. Diyor ki benim adım hızır elimden gelen budur. Ona da bir şey demiyorum ama millet inşallah 1 Kasım'da değişikliği yapacak."