Karal, dijital tehditlere karşı bir önlem olarak sunulan bu teklifin, bireylerin temel hak ve özgürlükleri açısından olumsuz sonuçlar doğuracağını ifade etti.

Karal, mevcut yasa teklifinin yetkili kişilerin keyfi kararlar almasına fırsat tanıyacağını ve bu durumun demokratik dengeyi tehdit ettiğini söyledi. Hukukun, bireyin haklarını güvence altına alan en güçlü kale olduğunu vurgulayan Karal, bu kalenin keyfi yetkilerle zayıflatılması durumunda hukuk devletinin yerini otoritenin tahakkümünün alacağını dile getirdi.

Karal, siber güvenlik adı altında bireyin özel hayatını, haberleşme özgürlüğünü ve düşünceyi açıklama hakkını iktidara sınırsız bir şekilde açan düzenlemelerin güvenliği değil, denetimsiz bir gücü tesis edeceğini belirtti. Özgürlükleri önemsemeyen ve korumayan bir güvenlik anlayışının sadece baskının ve keyfiyetin aracı olacağını ifade eden Karal, hukukun sadece yönetilenler için değil yönetenler için de bağlayıcı olduğunu söyledi.

Karal, bir devleti güçlü kılanın vatandaşlarının korkuyla itaat etmesi değil, özgürlük içinde yaşaması olduğunu vurgulayarak, kendi vatandaşlarını denetim altında tutan bir devletin en sonunda kendi gücünü de tüketeceğini belirtti. Sözlerini, "Özgürlüğü önce kısıtlayıp sonra koruduğumuzu sanmak, kanatlarını kesip kuşu uçurmaya çalışmak gibidir. Velhasıl; bize hukuk devleti olduğumuzu söyleten, bir tabelaya kazınmış kelimeler değil, hukukun gerçekten üstün olduğu bir düzenin varlığıdır" ifadeleriyle sonlandırdı.