Devlet Bahçeli: İdam konusunda AKP'nin elini tutan olmayacak

Devlet Bahçeli: İdam konusunda AKP'nin elini tutan olmayacak
ANKARA (CİHAN)- MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, idam tartışmaları konusunda "Madem idam cezasına ihtiyaç vardır, o zaman AKP'nin elini tutan da olmayacaktır. Hadi buyurun, idam cezasıyla ilgili düzenlemeyi hemen hazırlayın, harekete geçin de ne kadar dürüst olduğunuzu görelim" diye konuştu. Bahçeli, Özgecan Aslan cinayeti konusunda da değinerek kadına şiddetin facia ve felaket ötesi boyuta ulaştığını ifade etti.

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin grup toplantısında konuştu. AK Parti'nin her yanı tel tel dökülen meflûç politikalarının ülke ve millet hayatını terörize etmekte ve zehirlemekte olduğunu kaydeden Bahçeli, "Toplumsal cinnet, ekonomik felaket, siyasal hezimet, ahlaki vahamet birbirine eklemlenerek Türkiye'yi köşeye sıkıştırmakta, milletimizin nefesini kesmektedir. Bunun yanında sosyal ve ekonomik çalkantı devamlı kamçılanmakta, devamlı körüklenmektedir.Türkiye, hepimizi endişeye sürükleyen bir şiddet döngüsüne, vahşet sürecine kilitlenmek üzeredir." dedi. Özgecan Aslan cinayetine de değinen Bahçeli, "Kadına yönelen şiddet dalgasının, masum canlara kast eden canice saldırıların niçin bu kadar yaygınlaştığını mutlaka araştırmak ve yorumlamak zorundayız. Toplumsal huzurumuza musallat olan bu kanlı ve vahşi tablonun arkasındaki perde aralanmadıkça maalesef Özgecanların kaybını engellememiz ihtimal dahilinde değildir. Şiddet bir sonuçtur ve sebepleri gün yüzüne çıkarılıp tedavi edilmedikçe acıklı hadiseler vicdanları kanatmaya devam edecektir." diye konuştu.

MHP'DEN İŞSİZLİK PAKETİ

"Yolsuzluk, yoksulluk ve rüşvet mekanizmasının mimarı AKP'dir. Aldatma, kandırma, kapkaç ve karaborsa siyasetinin müellifi de AKP'dir." diyen Bahçeli, sözlerini şu şekilde sürdürdü: "Bize göre işsizlik bir kader, kaçınılmaz bir akıbet değildir. İşsizliği önlemek için; Her yıl sürdürülebilir nitelikli yüksek ve kesintisiz ekonomik büyümeyi, bu büyümenin üretime, yatırıma ve istihdama yol açmasını, toplam varlığı 80 milyar lirayı aşan işsizlik sigortası fonunu işsizlikle mücadelede etkin kullanmayı ve fon gelirinden amacı dışına çıkarılarak hazineye aktarılan 11,5 milyar lirayı tekrar iade etmeyi, işsizlik ödeneğinden yararlanma şartlarını esnetmeyi ve çok sayıda kardeşimizin yararlanmasını, kadınlarımızın işgücüne katılımını teşvik etmeyi, emeklilikte yaşa takılanlarla ilgili biriken sıkıntıları gidermeyi, kamuda boş kadrolara atama yapmayı, üniversiteyi bitirmiş evlatlarımızın yüzünü güldürmeyi mutlaka başaracağız, mutlaka yapacağız."

"ERDOĞAN, LATİN AMERİKA'DA GÜNEŞİN TADINI ÇIKARMIŞ MIDIR?"

Nüfusun resmi olarak yüzde 15'i, yani 12 milyona yakın vatandaşın yoksulluk sınırının altında olduğunu kaydeden Bahçeli, "Milyonlarca insanımız sefalet şartlarında yaşarken haram üzerine dikilen, israfla çatısı örülen kaçak ve karanlık saraya sessiz kalmak mümkün müdür? Ayakkabı alamayan, ekmek bulamayan, şu kış kıyametten palto bile giyemeyen fakir fukaranın hakkına göz dikmek, elindeki avucundaki sömürmek hangi ahlaka, hangi insanlığa sığacaktır? İşine gelmeyince dünyada yalnızlığı umursamadığını söyleyen, yeri gelince de Hz. Mevlana'nın pergel benzetmesini ilham alarak fıldır fıldır dünyayı dolaştığını iddia eden Erdoğan'ın haram ve hezimet sultası nereye kadar sürecektir? Merak ediyoruz, terlemek isteyen Erdoğan, Latin Amerika'nın sıcağını bulunca bol bol terlemiş, güneşin tadını çıkarmış mıdır?" dedi.

"KADINA ŞİDDET FACİA VE FELAKET ÖTESİDİR"

"Yediden yetmişe herkes Özgecan'a üzülmüş, Özgecan için ağlamıştır" diyen Bahçeli, "Fertlerdeki psikolojik ve sosyolojik açmazların tahlili, şiddeti doğuran sosyal ve siyasal iklimin analizi isabetle yapılmadan yasa çıkarılsa da anlamı olmayacak, idam cezası getirilse de şiddet durmayacaktır. 2008 yılında, gelinlikle dünya turuna çıkan ve Gebze'de cesedi bulunan İtalyan sanatçının tecavüz edilip boğularak öldürülmesi sorarım sizlere, insanlıkla bağdaşmakta mıdır? Erdoğan'ın 2009 yılında, Münevver Karabulut cinayetiyle ilgili "sınırsız, kontrolsüz bir ahlaki erozyonun olduğu yapılanma gerçekten bizi dertlendiriyor. Kendi başına bırakılan ya davulcuya ya zurnacıya" ifadeleri bugünkü duruş ve tutumuyla uyumlu mudur? Ayrıca 2013 yılında, Nevşehir'in Göreme beldesinde 22 yaşındaki bir Japon kadın turistin öldürülmesi ve İstanbul Fatih'te tecavüz edilerek canı alınan ABD'li bir kadın henüz akıllardan çıkmamıştır. Ülkemize misafir gelen bu kadınların saldırı ve cinayetlere kurban gitmesi ülke imajını, milletimizin saygınlığını maalesef ki zedelemiştir. Gazetelerin üçüncü sayfaları kandan, kundaklamadan, taciz ve tecavüz haberlerinden geçilmemektedir. Kadına şiddet facia ve felaket ötesidir." şeklinde konuştu.

"SON ON YILDA 7 BİN 122 KADIN ÖLDÜRÜLDÜ"

Son 10 yılda 7 bin 122 kadının farklı nedenlerle katledildiğini, 5 bine yakın kadının da tecavüze uğradığını ifade eden Bahçeli, "Hukuk askıda, adalet kenarda ise suç ve suçlu sayısı patlamaktadır. Toplumsal adalet duygusu göçtüğü anda, yaptırım ve cezalandırma sistemi alabora olduğu takdirde şiddet egemen olmaktadır. Şimdi herkes idam cezasının tekrar getirilmesiyle ilgili yorum yapmakta, bu konuda iktidar partisi de başı çekmektedir. AKP toplumsal tepkiyi eritmek, yükselen itirazları emmek için idam tartışmalarının önünü açmaktadır. Burada çok ciddi bir samimiyet noksanlığı olduğu nettir. Madem idam cezasına ihtiyaç vardır, madem katillerin hak ettiğini bulması istenmektedir; o zaman AKP'nin önüne geçen, engel çıkaran, elini tutan da yoktur, olmayacaktır. İktidarın karanlıktan el sallaması bize göre amaç ve niyetini gizleyemeye yetmeyecektir. Başbakan ve partisine sesleniyorum; hadi buyurun, idam cezasıyla ilgili düzenlemeyi hemen hazırlayın ve hemen harekete geçin de ne kadar dürüst ve sözünüzün eri olduğunuzu görelim." dedi.

"TOPLUMDAKİ CİNNET HALİ ÖNLENEMEZSE TÜRKİYE 3. DÜNYA ÜLKESİNE DÖNÜŞECEK"

Toplumun şiddete teslim olduğunu kaydeden Devlet Bahçeli, "Erdoğan'ın kavgacı tutumu, kanun tanımaz tavrı, hukuken sübut bulmuş suçları dahi siyaseten karalaması bir süre sonra ters tepmiş, ortaya çıkan sosyal fatura iyice kabarmıştır. Meksika'da, cinayete kurban giden üç Suriyeli Türkmen kardeşimiz için haklı olarak Obama'ya seslenen ve 'neredesin Başkan' diye soran Cumhurbaşkanı'na, bizim de 'nereye kadar sürecek bu zulmün Erdoğan' diye sormak en tabii hakkımızdır. Bize göre, özünde zalim olanların, zulmü felsefe haline getirenlerin akıl yoluyla insani davranmaları dün mümkün olmamıştır, yarın da olmayacaktır. Yeni Özgecanların olmaması, yeni dehşet verici cinayetlerin yaşanmaması için herkes, bilhassa Hükümet sorumluluk bilinciyle hareket etmeli, ayırıcı ve kutuplaştırıcı siyasal dilini acilen kesmelidir. Toplumun içinde bulunduğu genel ve şiddetli dalgalanmanın hızla ürettiği genel cinnet hali önlenemezse, Türkiye üçüncü dünya ülkeleri klasmanına düşecek ve içe kapanacaktır." dedi.

"PKK, AKP'NİN ZAAFLARINDAN SONUNA KADAR İSTİFADE ETMİŞTİR"

"Türk milletinin iradesiyle iktidara gelen AKP, bir terör suçlusuna, otuz bin insanın ölümünden sorumlu ömür boyu ağırlaştırılmış müebbet ceza alan bir katile umut bağlamıştır." diyen Bahçeli, "İmralı canisinin iki yıl önce PKK'ya silah bırakma ve sınır dışına çekilme çağrısı ne sonuç vermiştir de, bu seferki verecektir? Türk milletini dağdaki eşkıya ile adadaki çete başının tuzağına düşürmeye kimin ne hakkı vardır? PKK'nın silah bırakması tek bir şartla mümkündür: O da, Türkiye'nin çatır çatır bölünmesi, sözde Kürdistan'ın kurulmasıdır. Erdoğan ve Davutoğlu bu melanetin sözünü verse de, pratikte bir sonuç görmedikten sonra teröristlerin silahlara veda etmesi akla ve mantığa aykırıdır. PKK bugünkü durumuna kan dökerek, vatan evlatlarını şehit ederek, pusu kurarak, bedenlere mermi doldurarak gelmiş, teslimiyetçi AKP'nin zaaflarından da sonuna kadar istifade etmiştir." dedi.

"HAKAN FİDAN'IN SİYASETE TAŞINMASI İMRALI-KANDİL ORTAK TALEBİDİR"

MİT Müsteşarı Hakan Fidan'ın siyasete taşınmasının İmralı-Kandil ortak yapımı ve talebi olduğunu savunan Bahçeli, İç Güvenlik Paketi'nden de söz ederek "Terörle Mücadele Kanunundan tutun da Mera Kanununa kadar 21 yasada değişiklik öngören çuvallaşmış tasarının özde güvenlik kaygısıyla hazırlanmadığı ortadadır. Zira milli güvenliğe tehdit tüm unsur ve çevreler AKP'nin yanında, özelinde, dostluk kümesindedir. Maskeli veya kravatlı, molotoflu veya havai fişekli, kaleşnikoflu veya mayınlı teröristler AKP'yle al takke ver külah ilişki içindedir. Kimin eli kimin cebinde belli değildir. İç güvenlik kisvesi altında Meclis'e getirilen bu tasarının kanunsuzluğa makyaj, Hükümet'in gizli gündemlerine yasal kılıf olduğu malumumuzdur. Hakim ve savcılara ait yetkilerin vali, kaymakam ve polislere verilmesi güvenlikle nasıl ilişkilendirilmektedir? Telefon dinlemelerinde, polise ilk 48 saat için izin almama ayrıcalığı vermenin neresi güvenliktir? Savcılık kararı olmaksızın 48 saat önleyici gözaltı kararı uygulamasında hangi güvenlik tedbiri gözetilecektir? Valilere her türlü yasak ve el koyma yetkisiyle birlikte, toplantı ve gösteri amaçlı yürüyüşlerde polislere toplu gözaltına alma ruhsatı vermek demokratik teamüllerle nasıl izah edilecektir?" diye sordu.

"SAYIN DAVUTOĞLU, BİZİMLE AŞIK ATAMAZSIN"

Devlet Bahçeli Başbakan Davutoğlu'na ise şu sözlerle seslendi: "Sayın Davutoğlu, var git işine, bize ilişme; sen saray etrafında dönmeyi dene. Bizimle aşık atamazsın, kalite ve kalibrenle bil ki tozumuza bile yetişemezsin." CİHAN
17 Şubat 2015 12:20
DİĞER HABERLER