İstanbul Sarıyer’de yaşanan insanlık ayıbı, toplumun her kesiminden büyük tepki çekti. Sara ve astım hastası 27 yaşındaki engelli Güldane Eş ile ailesinin sokağa atılması, vicdanları titretti.
Türkiye Sakatlar Derneği Başkanı Şükrü Boyraz “Yasak bir şey yapıldıysa hukukî işlem yapılır. Kişinin başına evini yıkmak hiçbir vicdana sığmaz.” dedi. Boyraz, insanları böyle sefil etmeye kimsenin hakkı olmadığını söyledi. İstanbul Engelliler Derneği Başkanı Ekrem Ay, ülkede yüz binlerce ruhsatsız konut bulunduğuna, hatta hükümetin ve belediyelerin bile bu tür binaları kullandığına dikkat çekti. Ay, “Bu girişim yanlış ve insan haklarına aykırı.” diye konuştu. Sarıyer Belediye Başkanı Şükrü Genç de engelli Güldane ile ailesine sahip çıktı. Güldane’nin tüm ihtiyaçlarının karşılanması için talimat verdiğini açıkladı. Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı Mustafa Yeşil ise evin, Hizmet Hareketi’ne yakın bir vakfın arazisinde bulunduğu için yıkılmasını, kutuplaştırıcı ve ötekileştirici söylemin tabana yansıması olarak değerlendirdi ve ekledi: “Bu yaklaşımın çok ciddi mağduriyetlere sebebiyet vereceği ortada.”
İstanbul Sarıyer’de eğitim kurumuna dönüştürülmek üzere Mehtap Eğitim Vakfı’na bağışlanan arazide bekçilik yapan Mehmet Eş ve ailesi için 6 ay önce prefabrik iki odalı baraka inşa edildi. Prefabrik kulübe yapılırken, ailenin aynı zamanda iki çocuğundan biri olan engelli, sara ve astım hastası 27 yaşındaki Güldane Eş’in sağlık durumu da gözetildi. Engelli çocuk, ormanlık arazideki barakada rahat bir hayat sürdürebilecekti. Boğaziçi imar sahasındaki denetimlerle yetkili belediye ekipleri birkaç gün önce vakıf arazisine izinsiz bir şekilde girerek ‘paralellerle hesaplaşma’ tehditleri arasında barakayı yıktı. Evleri yıkılan aile, eşyalarını eskiden de yaşadıkları ahırdan bozma betonarme binaya taşıdı. Hizmet Hareketi’ne duyulan husumetten dolayı engelli bir kızın hayatının hiçe sayılması tepkilere yol açtı.
Türkiye Sakatlar Derneği Genel Başkanı Şükrü Boyraz, vakfın arazisinde hizmetli olarak görev yapan kişinin mağduriyetine dikkat çekti. “Türkiye’nin yüzde kırkı şu an ruhsatsız, hatta şehrin göbeğinde bile ruhsatsız binalar söz konusu iken, dağın başındaki bir barakanın yıkılmasına anlam veremiyorum.” diyen Boyraz, şöyle konuştu: “Kişinin başına evi yıkmak hiçbir vicdana sığmaz. Kişinin engelli olması, sara olmasının hiçbir farkı yok. Yaratılmışın yaratandan ötürü her türlü hakkı vardır. Dolaysıyla bu insanları böyle sefil etmeye hiçbir belediyenin, devletin hakkı yoktur. Burada birinci derecede insan mağduriyeti söz konusu. Muhtaç ve güçsüz olanların üstüne evlerinin yıkılması insan onuruna, vicdanına yakışmaz. Bir an önce yapılanın telafi edilmesini istiyoruz. İnsanları birilerinin vicdanına terk etmemeli.”
Yıkımı değerlendiren Gazeteciler ve Yazar Vakfı Başkanı Mustafa Yeşil de kutuplaştırıcı ve ötekileştirici söylemin artık tabana doğru yayılmaya başladığını belirtti. Yeşil, “Maalesef seçim döneminde kullanılan bu kutuplaştırıcı dil; hele hele hukuken hiçbir değer ifade etmeyen paralel devlet söyleminin aşağılarda tabanda bir paralel yapıyla mücadeleye dönüştüğünü esefle görüyoruz. Ve bunun birçok mağduriyete birçok mazlumiyete sebebiyet vereceği ortada görünen hadiselerden bir tanesi de bu. Bunların toplumda daha büyük yaralar açmadan önce telafi edilip kapatılması en büyük isteğim.” diye konuştu.
İstanbul Engelliler Derneği Başkanı Ekrem Ay, ailenin içinde yaşadığı barakanın yıkılmasını insan haklarına sığmayan bir davranış olarak nitelendirdi. Ay, olayı “Bugün engellilere hizmet vermeye çalıştığını söyleyenler, maalesef engellilerin önüne daha büyük engeller koyuyorlar. Devlet, Hizmet Hareketi ya da bir başka kurum engelliye hizmet veriyorsa bunu engelleyen herkes benim için yanlış yapmıştır.” sözleriyle değerlendirdi.
CHP’li Sarıyer Belediyesi’nden destek
Sarıyer İlçe Belediye Başkanı Şükrü Genç de engelli Güldane Eş’in tüm ihtiyaçlarının karşılanması konusunda engelli koordinasyon merkezine talimat verdiğini vurguladı. Genç, sözlerini şöyle sürdürdü: “Söz konuşu olayla ilgili tebligat yapılmadığı iddiaları doğruysa hoş bir durum değil. Bir insanın, özellikle engelli ailesinin mağdur edilmesi kabul edilebilir bir şey değil. En azından sosyal belediyecilik yaptığını ifade eden bir partiye yakışmayan bir insanlık durumu olarak görüyorum bunu. Ailenin şimdilik güvenli bir yere yerleştiğini öğrendik. Ama arkadaşlarım bu konuyla yakından ilgilenecekler. Engelli kızımızın herhangi bir tedavi ihtiyacı varsa karşılanacak.”
Aileye destek yağıyor: Telefonlarımız hiç susmadı
Dün yayınlan haberin ardından engelli çocukları olan aileye Türkiye’nin her yerinden yardım mesajları geldi. Bekçilik yapan evin reisi Mehmet Eş, “Sağolsun kurumumuz bize sahip çıktı. Gereken yardımı yapıyorlar. Telefonlarımız haberden sonra hiç susmadı. Tanıyan tanımayan herkes arıyor sağolsun. ‘Nerede kalıyorsunuz, ne yapıyorsunuz?’ diye soruyorlar. Derneklerden arayanlar, yardım etmek istediklerini söyleyenler var.” dedi. Kızları Güldane’nin engelli olduğunu anlattıkları halde yıkım yapan ekibin haberin yayınlanması üzerine tekrar geldiğini anlatan Baba Eş, “Evimizi yıkan ekiptekiler özür dilediler. ‘Üzgünüz, konuşmak istiyoruz’ dediler. Yıkmadan önce deseydiniz onu dedim.” şeklinde konuştu
Komşuları ve köylülerinden de yardım teklifi geldiğini belirten anne Hatice Eş, şöyle konuştu: “Bize burada yapılan muamele gücümüze gidiyor. Diyebilirler ki 10 güne kadar aşağıdaki yeri yapın taşının ama insanca davranmadılar. Evi tepemize yıktılar. Yangından mal kaçırır gibi hareket ettiler. O kadar yalvardık, ‘yapmayın’ dedik beklemediler. Köyümden arayıp ‘Olmaz öyle şey gerçekten yıktılar mı?’ diye soruyorlar. Bize yapılan muamele gücümüze gitti; evsizlik filan değil, nerede olsa yaşarız. Vakfımız özürlü kızımız rahat etsin diye bir baraka yaptı, devletimiz geldi başımıza yıktı.”Zaman