Die Welt gazetesinde yer alan yorumda TL'nin değer kaybetmesinden Erdoğan'ın politikalarının sorumlu olduğu savunuluyor.
Alman Sosyal Demokrat Partisi Genel Başkanı Andrea Nahles'in "NATO müttefiki Türkiye'nin ekonomik istikrarını koruyabilmesi için bu ülkeye mali yardım yapılmasının gerekebileceği" şeklindeki sözlerini Die Welt gazetesi şöyle yorumluyor:
"Türkiye'nin ekonomik bakımdan istikrarlı olması doğal olarak Almanya'nın da çıkarına. Ancak Sosyal Demokrat Parti liderinin dile getirmediği gerçek, liranın değer kaybetmesinden spekülatörlerin sorumlu olmadığı, Trump'ın yaptırımlarının da olsa olsa krizi hızlandırdığıdır. Asıl sorumlu, kısa vadeli büyümeye endeksli ekonomi politikasına odaklanan Recep Tayyip Erdoğan'dır. Dış yardım, Erdoğan'ın uygulamalarını destekleyici tarzda olmamalı. Dış yardım şarta bağlanmalı. Erdoğan'ı ve halkını küçük düşürmek değil, milyarlık kredilerin dipsiz fıçıya boşaltılmaması için bu gerekli.”
Frankfurter Allgemeine Zeitung'un aynı konudaki yorumu ise özetle şöyle:
"Almanya, içinde bulunduğu ekonomik sıkıntılardan bizzat sorumlu olmayan bir ortağına tabii ki yardım etmeli. Ama cumhurbaşkanının destek görmek için gürültü kopardığı Türkiye'ye ancak siyasi değişiklik şartıyla yardım edilebilir. Uluslararası Para Fonu da yardım için siyasi reformları şart koşacaktır.”
Neue Osnabrücker Zeitung gazetesinin hafta sonundaki Merkel-Putin buluşmasını konu olan yorumunda şu satırları okuyoruz:
"Almanya Başbakanı ile Rusya Devlet Başkanı arasındaki buluşmaya son derece ciddi bir atmosfer hâkimdi. İlişkilerin gergin olduğu bir ortamda sıcaklık ve samimiyet beklenemezdi. Bunun kötüye alamet olması gerekmez. Konuştuklarının çok azının dışarıya sızmış olması da kötüye yorulamaz. Suriye'ye Fransa ve Türkiye ile birlikte çözüm arama girişimi son derece olumlu. Aklın gereği şimdilik barış anlaşmasından ve Suriye'nin hızla yeniden imarından değil, ülkeyi istikrara kavuşturacak adımlardan söz ediliyor. Bu girişim, Suriye'nin geleceğinin Putin ile ve muhtemelen Beşar Esad'ın da katılımıyla şekillendirilebileceğini gösteriyor. Trump Amerikasına çözüm arayışında rol biçilmemesi ise şaşırtıcı olmadı.”
Frankfurter Rundschau gazetesinin Merkel ile Putin arasındaki zirve buluşmasına ayırdığı yorumda Suriye krizine çözüm arayışında dikkat edilmesi gereken hususlara yer veriliyor:
"Almanya Başbakanı'nın Putin ile buluşup onunla tartışmalı konuları görüşmesi doğru bir davranış. Görüşülen konuların kamuoyu ile paylaşılmaması ise güven verici olmadı. Merkel ve Putin'in münferit krizlerle bundan böyle nasıl ilgilenecekleri dikkatle izlenmeli. Suriye'de talihsiz ittifaklara imkân tanınmamalı. Ülkenin yeniden imarında diktatör Beşar Esad'ın Suriyeli mültecilere ihtiyacı olacak. Putin'in milyarlara mal olacak yeniden imara katılmaya Batı'yı ikna etmesi, Almanya'nın ise Avrupa Birliği ülkeleriyle birlikte güvenlik politikası açısından bölgenin istikrara kavuşturulmasına öncelik vermesi gerekiyor. Ama bu Suriyelilerin kendilerini hapis ve işkencenin beklediği bir ülkeye geri dönmeleri anlamına gelmemeli. Buna izin verilmemelidir. Avrupalılar yeterince baskı yapabilecek konumda. Rusya'nın da çeşitli sorunlarda Avrupa'nın ortaklığına ihtiyacı var.”