Fotoğraf dünyasının dünyaca ünlü çifti Vanessa Winship ve George Georgiou deneyimlerini paylaştı.
Zaman Gazetesi'nin 25. kuruluş yıldönümü dolayısıyla 'Türkiye'de Zaman' konulu fotoğraf projesi için İstanbul'a gelen İngiliz fotoğrafçılar Vanessa Winship ve George Georgio Zaman Gazetesi binasında Türk meslektaşlarıyla buluştu.
Daha önce Türkiye’nin doğusunda çektiği ve kitap haline getirdiği kız öğrenci portreleriyle World Press Photo ödülü almayı başaran Winship, Türkiye’de Zaman projesi kapsamında Türkçe Olimpiyatları’nı çalıştı.
Ankara’da gerçekleştirdiği çalışmada dünyanın her tarafından gelen çocukların portrelerini çeken Vanessa Winship, portre fotoğrafında ifadeler ve duyguların önemine değindi. Yaptığı çalışmalarla fotoğraf dünyasının en önemli ödüllerinden biri olan Henri Cartier Bresson ödülünü almaya hak kazanan sanatçı bu ödülü alan ilk kadın fotoğrafçı olma özelliğini taşıyor.
Bir hafta boyunca Anadolu’da çektiği fotoğraflarla bir yol hikayesi anlatacak olan George Georgiou ise son yıllarda Türkiye’de yaşanan değişim sebebiyle bu konuyu seçtiğini söyledi. 2004 ile 2008 yılları arasında İstanbul’da yaşadığını anlatan Georgiou, Anadolu’nun birçok yerini gezdiğini belirterek "İlginç olan geçtiğiniz bir yerden bir yıl sonra tekrar geçtiğinizde önceden bomboş olan yerlerde yeni şehirler kurulduğunu görmeniz" dedi.
Türkiye’de yaşadığı yıllarda çektiği fotoğraflardan oluşan Fault Lines/Fay Hatları isimli sergisinde toplumun farklı kesimlerinin bir arada yaşamasını anlatan sanatçının kitap haline getirilen bu çalışması eylül ayından itibaren dünyanın en büyük sanat müzelerinden biri olan New York Modern Sanatlar Müzesi’nde üç ay süreyle sergilenecek.
Söyleşinin soru-cevap bölümünde yeni teknolojileri de değerlendiren Georgio, dijital fotoğraf sayesinde fotoğraf sanatının demokratikleştiğini söyledi. Bütün ekipmanların Avrupa'dan sağlandığı dönemde fotoğrafın elit bir kimliği olduğunu söyleyen George Georgiou, "Dijital makinelerle birlikte dünyanın her tarafından yetenekli fotoğrafçılar çıktı" diye konuştu.
Eski filmlerde görmeye alışık olduğumuz büyük format körüklü fotoğraf makinesiyle portreler çeken Winship ise "Önemli olan hangi makineyi kullandığınız değil hikayenizi nasıl anlattığınızdır. Makine sadece araçtır" diyerek içeriğe vurgu yaptı.