Yeni Akit’ten ayrılmasının ardından Haber Vakti'nde köşe yazmaya başlayan Abdurrahman Dilipak, 15 Temmuz’un 4 ay önceden bilindiğini ve Erdoğan'ın da bilgisi olduğunu yazdı. “Zaten Binali Yıldırım da bu projeyi beğenmemişti. Desenize Erol Olçok’un son bir haftada neler yaptığını başına gelenlerin arkasındaki gerçekleri de tam olarak öğrenemeyeceğiz bu şartlarda." dedi.
AKP’ye eleştirileri ile gündem olduktan sonra Yeni Akit gazetesinden ayrılan ve Haber Vakti’nde köşe yazmaya başlayan yandaş yazar Abdurrahman Dilipak, 15 Temmuz’u sorgulamaya başladı. 15 Temmuz hakkında “daha sorulacak çok soru” olduğunu belirten Dilipak, “Biz daha 15 Temmuz’un derin gerçeğini anlayamamışız.” ifadelerini kullandı.
MEĞER ERDOĞAN 15 TEMMUZ’U BİLİYORMUŞ
Dilipak’ın bugün köşesine taşıdığı 15 Temmuz’la ilgili kısım şu şekilde:
“İddiaya göre meğer 15 Temmuz’dan 4 ay önce 15 Temmuz’da darbe olacağı biliniyormuş. ‘Erdoğan’ın ne yapılacağı’ bilgisi de ulaşmış merkeze. Yani ne o gün MİT’e giden iki subay haber vermiş olayı, ne Genelkurmay Başkanı sonradan haberdar olmuş ne de Putin’e Aleksander Dugin üzerinden haber gönderilmiş. Bu iş ABD’nin Ay’a gitmesine, 11 Eylül’de İkiz Kuleler’in vurulması hikâyesine döndü.
Neymiş, demek ki, bizim bildiğimiz gibi değilmiş işler. Bu 15 Temmuz’da şehid yakınlarının ve gazilerin suskunluğunun arkasındaki bu iddialar olmasın sakın. Zaten Binali Yıldırım da bu projeyi beğenmemişti. Desenize Erol Olçok’un son bir haftada neler yaptığını başına gelenlerin arkasındaki gerçekleri de tam olarak öğrenemeyeceğiz bu şartlarda. Ben de hep merak ediyordum, bir darbe planı ele geçirildi ise valiler listesi, bakanlar kurulu üyeleri kimdi, onlar neredeydiler? Daha sorulacak çok soru var.
Bu gün gerçeklerin bütününden haberdar değiliz de, Ergenekon-Balyoz davası gibi, yarın yeni bir iktidar gelip her şeyi ters yüz ederse onların önümüze koyacakları da yeni bir DeepFake, artırılmış sanal gerçeklikten başka bir şey değil. Aslı gerçeği söylemeye kalkanlar yine gadre uğrayacaklar. Bir yanlışın yerine başka bir yanlış ikame ederek doğruya ulaşılmaz.
28 Şubatta BÇG’liler bize tarikat örgütlüyordu. Bir Captagon tüccarından Şeyh ürettiler. Amerika, İngilizler, Vatikan, Liberal İslam, Euro İslam, Amerikano İslam diye din örgütlemeye çalıştılar. Bugün bizimkiler de öğrendi bu işi. Şimdi bizim acar muhafazakârlar, sol, acar solcular dişlerine uygun ılımlı İslamcı media, siyaset örgütleme peşindiler. Siyonistlerin, antisiyonist hareket ve örgütlere sızma senaryosu gibi bir şey bu. Aynı zamanda tehlikeli bir oyun. Dırar Mescidlerinden uzak duralım ve biz de başkalarına böyle tuzaklar kurmayalım.”