Uluslararası arenada Türkiye’nin başını ağrıtacak yeni bir casusluk skandalı daha ortaya çıktı.
Nordic Monitor haber sitesinin yayınladığı yeni belgelerde, Türk büyükelçilik ve konsolosluklarının nasıl birer fişleme merkezi olarak çalıştığı ve ajanlık faaliyeti yürüttüğü devletin resmi yazışmalarıyla teyit ediliyor.
Fişleme listelerinin daha sonra nasıl soruşturmaya dönüşerek yurtdışında yaşayan vatandaşların ve ailelerinin mağdur edildiği yine belgelerle ortaya konuyor.
Nordic Monitor’ün özel haberine göre, Dışişleri Bakanlığı, 19 Şubat 2018 tarihinde gizli ibareli bir belgeyle haklarında soruşturma açılması için yurtdışı temsilciliklerininden gönderilen tam 2 CD dolusu isim listesini Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi.
Haberde yayınlanan belgede aynı CD’lerin Milli İstihbarat Teşkilatı’na, Emniyet Genel Müdürlüğü’ne ve Adalet Bakanlığı’na da gönderildiği bilgisi yer alıyor.
Dışişleri Bakanlığı Müsteşar yardımcısı Kaan Esener
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu adına Müsteşar yardımcısı Kaan Esener tarafından imzalanan skandal belgede CD içerisinde gönderilen isim listelerinin açık kaynaklardan ve istihbari duyumlarla oluşturulduğu itiraf ediliyor.
1 nolu CD’de Dışişleri’nin öncelik verdiği 20 ülkede Gülen Hareketi’ne mensup kişilerin isim listesi yer alırken 2 nolu CD’de de yine aynı ülkelerde faaliyet gösteren Gülen Hareketi kurumlarının listesi ve hareket ile iltisaklı kişilerin isimleri bulunuyor.
Skandal belgede mahkemelerden gelen yeni bilgi ve belge taleplerinin düzenli olarak takip edildiği notu da yer alıyor.
Dışişleri’nin fişleme ve ihbar mektubunun izi sürüldüğünde çok daha çarpıcı gelişmeler ile karşılaşılıyor. Mektubu hemen işleme koyan Anayasal Düzene Karşı İşlenen Suçlar Bürosu Savcısı Adem Akıncı, 23 Şubat 2018 tarihinde Emniyet’e gönderdiği mektupta, yer alan isimler hakkında soruşturmaların başlaması ve haklarında yakalama kararlarının olup olmadığının tespit edilmesi talimatını veriyor.
Talimattan bir ay sonra, 23 Mart 2018 tarihinde Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkan Yardımcısı Volkan İmişçi cevabi yazısında Bank Asya, Bylock, SGK verileri ve istihbarat dosyaları neticesinde tasnif edilen isimlerin listesinin yer aldığı CD’nin ekte yer aldığını ve henüz tamamlanamayan isimler üzerinde çalışıldığını belirtiyor.
Savcı Adem Akın, 26 Mart 2018 tarihinde çalışmalara devam edilmesi, her kişi için özel dosya oluşturulması ve gelen ihbarların dosyalara yerleştirilmesi ve her aşamada Savcılığa bilgi verilmesi talimatını veriyor.
Bünyesinde herhangi bir istihbarat kadrosu bulunmayan ve teşkilat yapılanmasında bu tür bir görevi olmayan Dışişleri’nin istihbari duyumlara nasıl ulaştığı bilgisi merak konusu. Geçtiğimiz yıllarda Rotterdam Başkonsolosluğu’nun Hollanda’daki vatandaşlara gönderdiği mesajda Erdoğan muhalifi isimlerin konsolosluk mail adresine gönderilmesi bildirilmişti. Yine Almanya, Avusturya, Belçika ve İsveç’te ortaya çıkan skandallarda yurtdışında faaliyet gösteren resmi kurum çalışanlarının, AKP yandaşı vatandaşların ve Diyanet’e bağlı cami imamlarının Erdoğan muhaliflerinin isimlerini büyükelçiliklere yolladığı ortaya çıkmıştı.
İsviçre’de yaşanan ve diplomatik krize dönüşen olayda Bern Büyükelçiliğinde görevli Basın Ataşesi Hacı Mehmet Gani, ve MİT mensubu olduğu ortaya çıkan İkinci katip Hakan Kamil Yerge’nin, Türkiye asıllı bir İsviçre vatandaşı işadamını zorla kaçırmak için eylem hazırlığında olduğu ve T.C. vatandaşı bir kişiyi aracı olarak kullanmaya çalıştığı tespit edilmiş ve iki diplomat hakkında yakalama kararı çıkarılmıştı.
Nordic Monitor’un haberinde, skandal fişleme listelerini Savcılığa yollayan dönemin müsteşar yardımcısı Kaan Esener’in halihazırda Avrupa’da temel hak ve özgürlüklerin teminatı olarak gösterilen Avrupa Konseyi nezdinde daimi temsilcisi olarak görev yapmasının ironik bir durum olduğu ifade ediliyor.