Diyanet İşleri Başkanı'ndan kürtaj açıklaması

Diyanet İşleri Başkanı'ndan kürtaj açıklaması
Diyanet İşleri Başkanı Mehmet Görmez: "Annenin beden benim diyerek cenini keyfi öldürme hakkı olamaz"
Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez, kürtaj tartışmalarına ilişkin, 'hukuk diliyle hayat hakkının devredilebilen, vazgeçilebilen bir hak' olmadığını söyledi. Anne karnındaki ceninin, bebeğin kendisine ait hayat hakkı olduğunu belirten Prof. Dr. Görmez, "Ne annesinin ne de babasının onun üzerinde mülkiyet hakkı olmadığı gibi onun hayatı üzerinde vazgeçme, sonlandırma yetkisi de yoktur. Bu yüzden gebe olan anne; 'beden benim değil mi, ben onu istediğim gibi kullanırım, bebek de yaparım, istersem onu da atarım' deme hak ve yetkisine sahip değildir. Çünkü karnındaki bebeğin gerçek anlamda sahibi maliki değildir. Keyfi olarak terk edemez, öldüremez. Ona bakmak, korumak ve yaşatmakla görevli bir emanetçidir." dedi. Sakarya'nın Sapanca ilçesindeki Güral Otel'de düzenlenen "İl Müftüleri Semineri"nde konuşan Prof. Dr. Görmez, son günlerde kamuoyunda yoğun bir şekilde tartışılan kürtaj konusuna değindi. Kürtaj konusunun insanın, hayatın, dinin, bilimin, ahlâkın, hukukun, vicdanın kesiştiği ender konulardan biri olduğunu kaydeden Görmez, bu önemli konunun çağın dayattığı ideolojik bir zeminde değil, insan, bilim, ahlâk ve hukuk zemininde müspet bir diyalog kurarak konuşulması gerektiğini ifade etti. Görmez, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın, Din İşleri Yüksek Kurulu'nun bu konuda söyleyeceği çok önemli hakikatler bulunduğunu dile getirdi. 'BÜTÜN AHLAKİ SİSTEMLER BİYOLOJİK BİREYİN YAŞAM HAKKINA SAHİP OLDUĞUNU SÖYLÜYOR' Döllenmiş yumurtanın tüm insanî özelliklere sahip olup olmadığı gibi teorik problemlerin çözümünün bilim adamlarının görevi olduğunu kaydeden Prof. Dr. Görmez, şöyle devam etti: "Ancak bilim adamları, biyologlar, embriyologlar, jinekologlar, genetik uzmanları, bize anne rahminde döllenme ile birlikte biyolojik bir bireyin, bir insanın oluştuğunu kesin, bilimsel verilere dayanarak söyledikleri müddetçe –ki artık bunlar müsellem bilimsel birer gerçekliktir- sadece Diyanet değil, sadece Müslüman ilim adamları değil; bütün ilahi dinler, bütün ahlâkî sistemler ve bütün tabiî hukuk sistemleri, bu biyolojik varlığın bir insan olduğunu ve meşru bir mazeret olmadıkça, bu masum, günahsız, savunmasız varlığın tıpkı doğmuş, dünyaya gelmiş, yetişmiş bir insan gibi yaşama hakkına sahip olduğunu; bu varlığın da yaşama hakkının dokunulmaz olduğunu söylemeye devam edeceklerdir. Aynı şekilde bilim adamları, biyologlar, embriyologlar, jinekologlar, genetik uzmanları bize kesin, bilimsel verilere dayanarak döllenmiş yumurta hücresinin anneden bağımsız bir insan olduğunu, her ikisinin de iki ayrı genetik sisteme sahip olduğunu, her ikisinin de iki ayrı kalbi, iki ayrı kan dolaşımı sistemi olduğunu, anneye bağlılığın sadece beslenme, oksijen ve vücut gücüyle olduğunu söyledikleri müddetçe sadece Diyanet değil, sadece Müslüman din bilginleri değil; bütün ilahi dinler, bütün ahlâkî sistemler kürtajın bir insan yaşamına son vermek olduğunu, anne rahminde varlığını tamamlamış insanoğlunun yaşam hakkının da dokunulmaz olduğunu haykırmaya devam edecektir."
04 Haziran 2012 11:25
DİĞER HABERLER