Halkların Demokratik Partisi (HDP) Siirt Milletvekili adayı ilahiyatçı Prof. Dr. Kadri Yıldırım, Bugün televizyonunda Nazlı Ilıcak ve Hayko Bağdat'ın sunduğu Özgür İfade programında önemli açıklamalarda bulundu.
Artuklu Üniversitesi İlahiyat Fakültesi eski Dekanı ve aynı üniversitede Kürdoloji Bölümü kurucusu Prof. Dr. Kadri Yıldırım, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın miting meydanlarında havaya kaldırdığı Kürtçe Kur'an-ı Kerim mealinin Kürt dili grameri açısından hatalarla dolu olduğunu söyledi. Yıldırım, meal üzerindeki çalışma devam ederken, Erdoğan’ın seçim meydanlarında eline alıp propaganda yaptığını anlattı.
Prof. Dr. Yıldırım, Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından incelemesi ve hataları raporlaştırması için kendisine verilen ancak henüz tamamlanmadan Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından miting meydanlarında havaya kaldırılan Kürtçe Kur'an-ı Kerim mealinin hatalarla dolu olduğunu kaydetti.
Prof. Dr. Kadri Yıldırım, Kürtçe Kur'an-ı Kerim meali ile ilgili şunları söyledi:
"Bütün bunların hepsi siyasi bir manevra. Ve dini siyasi bir aygıt olarak kullanmaktan başka birşey ifade etmiyor. Bakın isterseniz Kur’an’ın Kürtçe mealinden başlayayım. Bu meal bizzat Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından bana gönderildi. Benim hem medrese mezunu oluşum hem ilahiyat geleneğinden gelişim hem de Kürdoloji Kürsüsü'nün başkanı oluşum hasebiyle bana bu meal gönderildi. Bu meali inceleyerek ona göre hatalarla ilgili yanlışlarla ilgili bir rapor düzenlememi ve bu raporu kendilerine göndermemi istediler. Taa ki bu rapordaki yanlışları düzelterek bu Kur'an baskısını gerçekleştirsinler.
Ben de bu Kur'anın Kürtçe mealini incelemeye başladım. Üçte iki kadarını bitirdim. Tabii ki çok yüksek bir edebi metnin şimdiye kadar bu edebi metnin çevirisinde kullanılmayan Kürtçe’ye çevirisi söz konusu olunca bunu çok hassas bir şekilde yapmam gerektiğini söyledim. Onlar da kabul ettiler.
‘DAHA ÜÇTE İKİSİNİ BİTİRDİK’
Dolayısıyla üçte iki kadarını bitirdim, çetelesini de tuttum. Hangi surede hangi ayette hangi hatanın olduğunu bunu tespit ettim. Örneğin erillerin dişil kullanılması, dişiller yerine erillerin kullanılması, tekilin çoğul, çoğulun tekil kullanılması, sonra kelime anlamları itibari ile oluşan hatalar vs.
Ancak Batman ve Siirt mitingleri oluştuğunda ki ben hala incelemeye devam ediyordum. Bir de baktım ki benim incelemekte olduğum Kur'an havalarda dolaşıyor veya dolaştırılıyor. Bir siyasi ve dini siyasete alet edilerek oluşturulan bir manevranın sonucu. Şimdi tabi üzüldüm. Hem benden resmen rapor hazırlamamı istiyorsunuz, hem de bu raporun hangi aşamada olduğunu sormadan ne kadarının gittiğini ne kadarının kaldığını bana sormadan bu Kur'an-ı Kerim'i bastırıyorsunuz.
Ben karşılaştırdım. Bendeki raporlaştırdığım hataları her sure ve ayet ile karşılaştırarak baktım ki olduğu gibi duruyor. Bunları fırsat buldukça basınla paylaşacağım. Gerektiğinde sure sure, ayet ayet parçalar halinde paylaşırım.
Şimdi akla en önemli sebep olarak şu geliyor. Kendilerine bu Kur'an'ın bastırılması sorulmuş. Onlar da muhtemelen "Kadri Hoca inceliyor. Ve incelemesi sürüyor." demişlerdir. Ancak seçimlere az bir süre kalınca benim raporumu beklemeden bunu bir malzeme olarak kullanma ihtiyacı hissettiler. Ve öylede yaptılar.”
SIFFİN SAVAŞINDA MIZRAK UÇLARINI KUR’AN SAYFALI ASMAK GİBİ
Meselenin başka bir boyutu daha olduğunu belirten Prof. Dr. Kadri Yıldırım, şöyle konuştu: “Kur'an'ı havaya kaldırmanın bir mağlubiyet psikolojisi olduğunu biz Muaviye döneminden hatırlıyoruz. Yaklaşık 1400 yıl önce Hazreti Ali ile Muaviye arasında Sıffin Savaşı meydana geldiğinde Hazreti Ali'nin askerleri Muaviye'nin çadırının olduğu yere yaklaşmışken savaşı bitirici son noktayı koymak üzereyken Muaviye Amr Bin As adlı bir müsteşarını çağırıyor ve beni bu mağlubiyetten kurtar diyor. Amr Bin As da kendisine yaptığı öneride 'askerlerine talimat ver. Kimin yanında mızrak ve Kur'an varsa Kur'an'ı mızrağın üzerine geçirsin ve kaldırsın diyor. Ve öyle yapıldı. 20 bin kadar asker Hazreti Ali'nin safından ayrıldı ve 'Biz böyle Kur'an araya konulmuşken biz savaşmayacağız" dedi. Hazreti Ali bunun askeri ve siyasi bir manevra olduğunu ısrar etti. Mağlubiyetin verdiği son çaresizlik olduğunu fakat dinletemedi.”