Diyarbakırdaki nevruz kutlamasının yansımaları
-Sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri
Öcalanın çağrısını memnuniyetle karşıladı
-DİTAM Başkanı Kaya:
Kürtlerin taleplerinin artık ayrı bir devlet
kurmak değil, doğru ve bir
DİYARBAKIR (A.A) - Nurten Aslan/Sema Kaplan - Diyarbakırdaki
sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalanın
Diyarbakırdaki nevruz kutlamalarında okunan çağrısını memnuniyetle karşıladı.
İmralı Cezaevinde ömür boyu hapse mahkum edilen Abdullah Öcalanın Türkçe
ve Kürtçe okunan mesajındaki özellikle, Artık silahlı unsurlarımızın sınır
ötesine çekilmesi aşamasına gelinmiştir, Silahlar sussun, fikirler konuşsun
noktasına gelindiğine dair vurgusu kentte umutları artırdı.
Dicle Toplumsal Araştırmalar Merkezi (DİTAM) Başkanı Mehmet Kaya, AA
muhabirine yaptığı açıklamada, geçmiş yıllarda nevruz alanının öfkenin dile
getirildiği bir ortama dönüştüğünü ifade ederek, bu nevruzun hepsinden farklı,
halkın ümitle alanlara geldiği bir kutlamaya dönüştüğünü kaydetti.
Kaya, geçmiş yıllarda nisan ayına girildiğinde bölgede çatışmaların
yoğunlaştığını ve her yıl çok sayıda gencin kaybedildiğini belirterek Öcalanın
mesajını bir manifesto olarak değerlendirdiklerini ifade etti.
Bu yıl nisan ayına girilirken verilen bu barış mesajını, silahların
susması mesajını başka türlü okumak, bence kötü niyettir diyen Kaya, mesajın
bir gazeteciye mülakat şeklinde değil de, yüz binlerce insanın bulunduğu bir
ortamda deklare edilmesinin de önemli olduğunu vurguladı.
Herkesin artık bu sürece sahip çıkması gerektiğine dikkati çeken Kaya, şöyle
dedi:
Mesajda, silahların susması ve birlikte yaşamaya, Anadolunun
çeşitliliğine hem kültürel hem coğrafi anlamda sahiplenilmesine, Kürtlerin ve
Türklerin bu bölgede birlikte yaşamalarının stratejik anlamda önemine, ortak
değerlere, demokratik kanallar ve siyasetin dışında bir yöntemin benimsenmemesine
vurgu yapılması çok önemliydi. Bugüne kadarki; Kürtlerin talebi nereye kadar-
sorusuna cevap olacak şekilde Kürtlerin taleplerinin artık ayrı bir devlet kurmak
değil, doğru ve birlikte yaşamın koşullarını oluşturmak olduğu çok net olarak
ifade edildi. Nevruzda öfke değil, umut ve çözüm arayışı vardı. Herkese düşen,
nevruzun anlamı olan yeni günün getirdiği barışa sahip çıkmaktır. Artık bunun
altında başka bir şey aramadan nasıl destek verilir, herkes bu konuda çaba sarf
etmelidir. Hem dilimize hem de birlikte yaşamın koşullarını doğru oluşturmaya
sahip çıkacağız.
-Bölgenin yatırım için güvenli olduğu tescillendi-
Güneydoğu Genç İşadamları Derneği (GÜNGİAD) Başkanı Hakan Akbal, yıllardır
nevruz kutlamalarına bir hafta kala bölgede gerginliğin yaşandığını hatırlatarak,
ilk kez bu yıl kutlanan nevruza hiçbir tedirginlik ve kaygı duyulmadan
girildiğini söyledi.
Nevruzda okunan mesajın ciddi olumlu sonuçlar doğurduğuna inandıklarını
ifade eden Akbal, Mesaj başbakanın söyledikleriyle de aşağı yukarı örtüşüyordu.
Bu mesajdan sonra çok ciddi bir güven ortamı hazırlandı dedi.
-Yatırım değil, yemeklerin lezzeti konuşulurdu-
Akbal, yakın zamana kadar Diyarbakıra davet ettikleri iş adamlarından
oluşan heyetlerin kenti gezdikten sonra yatırımdan söz etmeden kentten
ayrıldıklarını vurgulayarak, çeşitli kaygılarla bölgeye yatırım yapmak konusunda
tereddüt yaşandığını belirtti.
Bu süreçte bölgede ekonominin patlayacağına inandıklarına dikkati çeken
Akbal, şöyle konuştu:
Yemekte bir araya geldiğimiz iş adamlarına, Diyarbakıra yatırım yapmayı
düşünür müsünüz- dediğimizde bize, kaburganızın eti de güzelmiş deyip sözü
değiştirirlerdi. Yatırım değil, yemeklerin lezzeti konuşulurdu. İlk kez son
ağırladığımız heyetten bir iş adamı buradan telefonla aradığı birimine talimat
vererek Diyarbakır Organize Sanayi Bölgesinde kurulacak bir fabrikanın
fizibilite raporunu istedi. Eğer ki bu misafirler, açıklamadan bir hafta sonra
Diyarbakıra gelselerdi belki de bu fizibilite talimatını veren iş adamlarının
sayısı 5e yükselirdi. Dolayısıyla yönetim kurulu olarak bundan sonra süreci çok
hızlı ve akıllı değerlendirmek istiyoruz. Olabildiğince Ege, Akdeniz, Marmara ve
Karadeniz bölgelerinden heyetleri Diyarbakıra davet etmeyi planlıyoruz. Her
heyetten bir kişi bile yatırım kararı alsa bizim için umut ışığıdır. Bu bir
nevruz değil, bir barış düğünüydü. Düne kadar yatırım için gelmeyen iş adamları
bölgede artık yer arayışına girecek. Çünkü bu, sadece bölgenin değil Ortadoğu
hatta dünyanın sorunuydu. Herkesi yatırım için geç kalmadan Diyarbakıra
bekliyoruz.
-Diyarbakır tarihi bir gün yaşadı-
Diyarbakır Baro Başkanı Tahir Elçi, bu yıl toplumun bir beklentisi olduğu
için nevruzun daha anlamlı geçtiğini söyledi.
Nevruz ile bir süredir konuşulan çözüm ve barış süreciyle ilgili tarihi bir
karar alınacağının beklendiğini kaydeden Elçi, Öcalanın açıklamasıyla bu
beklentiye karşılık verildiğini bildirdi.
Elçi, Toplumdaki çözüm ve barış beklentisine Öcalan bir karşılık verdi.
Dün 3 önemli mesaj verildi. Silahların susması, silahlı güçlerin sınır dışına
çekilmesi ve silah yerine siyasetin temel mücadele yöntemi olarak benimseneceğine
dair mesajlar önemli ve tarihiydi. Çözüm ve barış sürecinin geliştiği,
öngörüldüğü şekilde devam ettiği anlaşılıyor. Bu da sevindirici bir durum.
Diyarbakır dün tarihi bir gün yaşadı. Bu anlamda biz de mutluyuz diye konuştu.
-Mesajda çözümün dili vardı-
Dicle Üniversitesi (DÜ) Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Rüstem Erkan, yeni
dönemin ilk nevruzu olarak nitelendirdiği Diyarbakırdaki nevruz kutlamasının
bölgede silahsızlandırmayı da beraberinde getirecek önemli gelişmeler içerdiğini
söyledi.
Prof. Dr. Erkan, önceki yıllardaki nevruz kutlamalarının bir mücadele
nevruzu gibi görüldüğüne işaret ederek, bu nevruzun ise daha çok barış nevruzu
gibi algılandığını belirtti.
Bu nedenle katılımın yoğun olduğunu vurgulayan Erkan, nevruzda okunan
Öcalanın mesajının beklentiye uygun bir sonuç çıkardığını ifade etti.
Prof. Dr. Erkan, şöyle dedi:
Bu, Öcalanın mektubundan ziyade bir mutabakat mektubu gibi, üzerinde
çalışılmış, anlaşılmış bir metin gibi görünüyordu. Mesajda çözümün dili vardı.
Türkiyenin artık bir çözüm yoluna girildiği görülüyor. Hem devlet hem iktidar
hem de Öcalanın güçlü bir iradeyle eskiden farklı olarak yeni bir dönemin
başlangıcında olduğunu görüyoruz. Dünyada küreselleşme sürecinde ulus üstü yada
ulus ötesi devletlere nasıl geçiş varsa, Türkiye de kaçınılmaz olarak buna ayak
uyduruyor. Bunu Türkiye de, Öcalan da görüyor. Dolayısıyla ulus devlet vurgusu
yapılırken Öcalan Kürtlerde ulus devlet beklentisini ortadan kaldırıyor. Böyle
bir beklenti ve süreç geçmişte vardı, bu bir siyaset değişikliğidir. Dünya
konjonktürüne dünyanın gidişatına uygun bir okuma. Dünyanın gelişmesine uygun bir
çözüm süreci aranıyor. Büyük bir dalga var ve bunu artık döndürmek zor. Silahsız
bir dönem, demokratik siyaset dönemi bu metinde var. Öcalanın çağrısında bir
takvim olmasa da silahlara veda var. Ateşkesin üzerinde bir sonuç çıktı.
-Bir konsensüs olabileceği izlemini uyandırdı-
İnsan Hakları ve Mazlumlar İçin Dayanışma Derneği (MAZLUMDER) Genel Başkan
Yardımcısı Selahattin Çoban ise, Birlikte yaşama projesi anlamında Öcalandan
önemli bir değerlendirme gelmiş olması bir ilktir. Bu yönde kardeşlik söylemini
önemsiyoruz. İnsan hakları, demokrasinin ilerlemesi, akan kanın durması konusunda
da anlamlı ve önemliydi dedi.
Bundan sonraki sürecin takipçisi olacaklarını belirten Çoban, şöyle devam
etti:
Taraflar ne yapacak, ne tür iyi niyet ve güven verici adımlar atılacak,
somut ne olacak, bu aşamada top hükümette. Şu anda işlem yapma, tavır alma
hükümete geçti. Özellikle siyasi tutukluların tahliyesine yönelik bir mevzuat
değişikliğine ihtiyaç olmadığı kanaatindeyim. Bir zihniyet dönüşümünün içerideki
tutukluların tahliye edilmesine katkısı olur. Mesajda silahların susmasının ifade
edilmiş olmasının örgüt üzerindeki etkisi düşünüldüğünde çok anlamlı. Sınır
dışına çekilmenin istenmesi ayrı bir önem ifade ediyor. İnşallah hükümet bu
konularda adımlar atar. Güzel günler olacak.
Çoban, yaşananların herkese hayırlı olmasını dileyerek, bundan sonraki
süreci izleyip göreceklerini bildirdi.
Yayıncı: İrfan Cemiloğlu