Kimsenin görmediği bu iddiayı, bir Doğan Grubu gazetesinin manşetine taşıması ne kadar garip değil mi?
Fikri Sağlar alanen kullanıldı
Fikri Sağlar’ın Birgün Gazetesi’ndeki köşesinde ortaya attığı, “Dolmabahçe zirvesinde Başbakan Erdoğan, Org. Büyükanıt’ın önüne eşi Filiz hanımın astronomik harcamalarıyla ilgili bir dosya koydu. Bu dosya sonrası da Büyükanıt, AKP hükümeti hakkında hiç eleştiride bulunmadı” iddiası, bir kulisten ibaret değil.
Sağlar’ın Başbakanlık ve Genelkurmay tarafından “ahlak dışı, hayasız” gibi ağır ifadelerle yalanlanan iddiası, planlı biçimde yürütülen stratejinin bir parçası.
Fikri Sağlar’ın olay iddiasını dile getirdiği yazısında yaptığı ‘Erdil Paşa’ vurgusu çok önemli: “Dosyanın ortaya çıkması halinde tıpkı Erdil Paşa’nın başına gelenlerin Büyükanıt’ın da başına gelebileceği ima edilmiş!.. O günden sonra Büyükanıt, Başbakanı ve AKP’yi doğrudan hedefleyen açıklamalardan kaçınmış. Görev süresinin uzatılmasını istememesinin altında yatanın da ‘bu neden’ olduğu iddia ediliyor.”
“Dosya” ve “İlhami Erdil” üzerinden yapılan “yıpratma/kışkırtma” hamlesinin ikinci ayağı bu…
Peki birincisi neydi?
Hatırlayın 15 Şubat 2008 tarihli Yeniçağ Gazetesi’nde Sebahattin Önkibar bir yazı kaleme almış ve yazısında Fikri Sağlar’ın iddiasının aynısını ortaya atmıştı. Önkibar yazısında; Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı Oramiral İlhami Erdil’in katıldığı son MGK toplantısında AKP’nin irticai faaliyetleri üzerine bir konuşma yaptığı ve bunun üzerine Başbakan Erdoğan’ın sinirlenerek masaya bir dosya fırlattığını iddia ediyordu. Erdoğan’ın fırlattığı belirtilen dosyada, Oramiral Erdil’in yolsuzlukları yeralıyormuş. Önkibar yazısında Oramiral Erdil’in yolsuzluktan yargılanıp hapse atılmasını, AKP’ye yaptığı bu irtica suçlamalarına bağlıyordu.
Aktifhaber olarak Sebahattin Önkibar’ın yazısını yayınladığı gün büyük skandalı yakalamıştık. Önkibar’ın anlattığı gibi bir olayın yaşanması mümkün değildi. Çünkü Başbakan Erdoğan’la İlhami Erdil hiç aynı MGK’ya katılmamışlardı. Çünkü İlhami Erdil emekli olduktan çok sonra seçimler yapılmış ve AKP iktidara gelmişti. Erdil 24.08.2001 tarihinde emekli olmuştu. Erdoğan ise Başbakan olduktan sonra ilk MGK’sına Mart 2003’te katılmıştı.
Aktifhaber bu “yalan bilgiyi” yakalayıp yayınlayınca, anında tüm internet sitelerine yayıldı. Sebahattin Önkibar da aynı gün bir açıklama yaparak, kendisine bu “bomba kulisi” veren ismi açıkladı: Turan Çömez…
Önkibar ertesi gün de köşesinde binbir özür dileyerek şöyle yazdı: “Ne yapalım, Tayyip Erdoğan'a karşı yeni bir oluşumun liderliği için zemin yoklayan ve organizasyonlar yapan birine güvendim ve bunlar başıma geldi. Demek ki ülkenin Başbakanlığına talip olanlara bile güvenmemek gerekiyormuş! Biraz pahalı oldu ama ders olsun bize. Ahh Turan hem beni bozdun, hem kendini!”
MGK toplantılarının içeriğinin açıklanması, içeriden bilgi sızdırılması, kanunla yasaklanmış vaziyette. Ama Turan Çömez nasıl olmuşsa katılmadığı MGK hakkında bilgi sahibi olmuş ve bunu Sebahattin Önkibar’a anlatmıştı. Haber aleni yalan çıksa da bugün anlıyoruz ki; Turan Çömez’in bu manipülasyonu bir strateji doğrultusundaymış.
Çünkü Önkibar’ın yalan haberindeki “yolsuzluk dosyası” teorisi, bu kez Org. Büyükanıt’a uyarlanarak servise sokulmuş vaziyette. Önkibar’ın kaynağı da “bir AKP’li”ydi; Fikri Sağlar da kaynağını “bir AKP’li” olarak açıklıyor.
İlk “dosya manipülasyonunun” uçtaki sağ/milliyetçi Yeniçağ gazetesine; ikinci “dosya manipülasyonunun” ise uçtaki sol Birgün gazetesi’nde yazdırılmış olması en ilginç noktalardan biri..
İzlerin hep aynı yerde kesişmesi ne kadar tuhaf değil mi? Susurluk döneminde hayli tecrübe edinen Fikri Sağlar'ın kendini, Org. Büyükanıt'ı yıpratma çetesine alenen kullandırtması ise daha tuhaf.
Yine de en çok üzerinde durulması gereken nokta; Birgün gazetesinde yayınlanan ve kimsenin görmediği bu iddiayı, bir Doğan Grubu gazetesinin manşetine taşımış olması.
Doğan Grubu bir Genelkurmay Başkanı'na vuruyorsa, görevi devralmaya hazırlanan komutandan büyük beklentileri vardır.
CEVHERİ GÜVEN/AKTİFHABER