DOKAP Bölge Kalkınma Toplantısı
-Kalkınma Bakanı Yılmaz: "Bundan sonra kısmetse biz IMFye
5 milyar dolar civarında kaynak sağlayacağız"
-"İhracatımız son 10 yılda dört misli arttı ve 36 milyar
dolardan, 152,5 milyar dolara yükseldi.
TRABZON (A.A) - Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz, "Bundan sonra
kısmetse biz IMFye 5 milyar dolar civarında kaynak sağlayacağız" dedi.
Yılmaz, Trabzon Valiliği Toplantı Salonunda Doğu Karadeniz Projesi (DOKAP)
Bölge Kalkınma İdaresi Başkanlığı tarafından düzenlenen Bölge Kalkınma
Toplantısında yaptığı konuşmada, Türkiyenin son 10 yılda makro ekonomide,
sosyal alanda, hukukta, demokraside çok önemli mesafeler aldığını belirtti.
Türkiyenin çok farklı bir noktaya geldiğini ifade eden Yılmaz, şunları
söyledi:
"Sadece geçtiğimiz hafta içinde yaşanan bazı hadiseleri bile ele aldığımızda
bunu görebiliyoruz. IMFye olan borcumuzun son taksitini de ödedik. IMF sadece
bir kredi kuruluşu değil, aslında ülkeleri kontrol eden bir kuruluş. Verdiği
paranın ötesinde kredibilitesi olmayan ülkelere kredibilite ve güven şemsiyesi
oluşturan bir kuruluş. Türkiye geçmişte maalesef buna muhtaçtı ama bu 20008den
sonra ortadan kalktı. En son stand-bay 2008 yılında yenilenmedi o tarihten buyana
zaten IMF ile farklı bir ilişkimiz vardı. Son taksiti de ödemiş olmakla bir nokta
koymuş olduk. Bundan sonra kısmetse biz IMFye 5 milyar dolar civarında kaynak
sağlayacağız. Dünyadaki küresel krizle ilgili riskleri bertaraf etmeye dönük bir
fona ama bir taraftan da IMF icra direktörleri kurulunun üyesi olacak Türkiye,
2014-2016 döneminde. Türkiye, kendisi hakkında karar verilen bir ülke olmaktan
çıkıp, başka ülkeler hakkında kara alan bir ülke konumuna yükselmiş oluyor. Bir
taraftan da kaynak kullanan konumundan çıkıp, başkalarına bu anlamda kaynak
kullandıran bir ülke konumuna gelmiş oldu.
Bu gerçekten sevindirici bir gelişme. Geçtiğimiz gün Moodys kredi
derecelendirme kuruluşu Türkiyenin kredibilitesini yükseltti. Yatırım
yapılabilir bir seviyede not artırımında bulundu. Daha önce Fich denen kredi
kuruluşu aynısını yapmıştı. Dünyada bir çok fon, en az iki tane uluslararası
kredi derecelendirme kuruluşu bir ülkeye yatırım yapılabilir notu vermeden o
ülkeye gitmiyordu. Böylece Türkiye çok kritik bir eşiği aşmış oldu. Son 10 yıllık
dönemde defalarca kredi artırımı oldu ama bu artışın böyle bir anlamı var, bundan
sonraki süreçte daha ucuza, daha farklı finans kaynaklarını da Türkiye kamusuyla,
özel sektörüyle kullanabilir duruma gelecek."
Yılmaz, büyüme ve gelişme denilen hadisede finansmanın son derece önemli
olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Türkiye bu noktaya son 10 yılda reformlar yaparak geldi, kendiliğinden
gerçekleşmedi bu durum. Bütçesini çok disipline etti. Geçmiş yıllarda büyük bütçe
açıkları veren bir ülke iken artık Maastricht Kriteri dediğimiz AB kriterlerine
uygun bir şekilde yüzde 3ün oldukça altında bir bütçe açığımız var. Avrupalılar
kendi kriterlerine uymazken Türkiye tam üye olmasa da bu kriterlere uyan bir ülke
konumunda. Borçlarımızın milli gelire oranı yüzde 74lerden son 10 yıllık dönemde
yüzde 36ya kadar geriledi. Türkiye mali disipline çok önem veren, bu anlamda
güven oluşturan bir ülke haline geldi."
-"Büyüme hızımız bir çok ülkeyi kıskandıracak düzeyde"-
Bankacılık reformlarının sonucunda sağlam bir bankacılık sistemi oluştuğuna
dikkati çeken Yılmaz, sözlerini şöyle sürdürdü:
"2001deki krizin de etkisiyle biz aşılandık aslında. 2001 krizinden sonra
yaptığımız reformlarla sağlam bir finans sistemi kurduk, iyi bir düzenleyici
çerçeve ortaya koyduk. Son krizde en gelişmiş dediğimiz ekonomilerde bile
bankalar batarken, devletler vatandaşın vergisiyle o bankaları kurtarmak
zorundayken Türkiyede çok şükür tek bir banka bile batmadı, hiçbir firmaya,
hiçbir bankaya kamu kaynağını kullanarak destek olmak zorunda kalmadık. Sonuçta
devletin destek olması demek, faturanın vatandaşa çıkması demek aslında. Nihai
olarak bu faturayı vatandaş ödüyor. Mali istikrarımız iyi, bütçeden gelirimiz
iyi, son yıllarda büyüme hızımız gerçekten bir çok ülkeyi kıskandıracak düzeyde.
2010 yılında yüzde 9.2 büyüdük. 2011 yılında yüzde 8.8 büyüdük, 2012de büyüme
hızımız yavaşladı, yine büyüdük ama 2.2 büyüdük. Bu biraz da bilinçli yaptığımız
bir şeydi. Yumuşak iniş dediğimiz ekonomideki belli dengelerimiz kurulsun, bir
kriz yaşamayalım ihtiyatlı bir şekilde sürdürülebilir büyümemizi devam ettirelim
dedik ve 2012de bir miktar yavaşlamış olduk. Bundan sonraki süreçte yine Türkiye
ekonomisi her yıl büyüyerek, istihdam üreterek, ihracatını artırarak devam
edecek."
Yılmaz, gelinen nokta itibariyle 230 milyar dolardan, 786 milyar dolarlık
ekonomiye ulaşıldığını belirterek, "3 bin 500 dolardan, 10 bin 500 dolarları aşan
kişi başına gelirimiz var. İhracatımız son 10 yılda dört misli arttı ve 36 milyar
dolardan, 152,5 milyar dolara yükseldi. Önümüzdeki süreçte de 2023 vizyonumuz
var. 2023 itibariyle 2 trilyon doların üzerinde milli gelir hedefliyoruz. Kişi
başına gelirimizi 25 bin dolara çıkarmayı hedefliyoruz. İhracatımızı 500 milyar
dolara çıkarmak istiyoruz. Enflasyon zaten geçen yıl 6,2 gibi tarihi dip
seviyelere inmişti. Faiz oranları tek haneli rakamlarda, bunları kalıcı bir
şekilde düşük tek haneli rakamlara düşürmek istiyoruz" diye konuştu.
İşsizlik oranını tek haneli rakamlara düşürdüklerini anımsatan Yılmaz,
"İşsizlik Avrupada yüzde 12, bir çok ülkede yüzde 20-25lerdeyken Türkiyede 9
küsurlara kadar geriledi. 2023 vizyonu çerçevesinde yüzde 5lere doğru düşürmek
istiyoruz. Bütün bu hedefleri Türkiye yine siyasi istikrarıyla makro ekonomik
istikrarıyla ve sağlam politikalarıyla gerçekleştirecektir. İkinci bir hedefimiz
daha var. Makro politikalar, makro istikrar çok önemlidir ama yetmez. Makro
politikaları, mutlaka mikro politikalarla birleştirmek durumundasınız. Sektörel
politikalarla, bölgesel politikalarla birleştirdiğiniz zaman gerçek anlamda
kalkınma politikaları şekillenmiş oluyor" dedi.
-"Türkiyenin 10uncu 5 yıllık kalkınma planını hazırlıyoruz"-
Yılmaz, Türkiyenin 10uncu 5 yıllık kalkınma planını hazırladıklarını dile
getirerek, şöyle devam etti:
"İnşallah bu sene hükümetimizden ve meclisimizden geçerek kabul edilmiş
olacak ve 2023ün ilk dilimini bu şekilde planlamış olacağız. Burada da iki
hedefimiz var. Birincisi Türkiyeyi büyütmek, dünyada farklı bir noktaya taşımak,
ikincisi ise Türkiye içindeki dengeleri oluşturmaktır. Bunun içinde mekansal ve
bölgesel politika çok önemli. Bu açıdan da dört bölgeye önem veriyoruz. Güneydoğu
Anadolu Projesi (GAP), Doğu Anadolu Projesi (DAP), Orta Anadolunun belli
bölgelerini kapsayan Konya Ovası Projemiz (KOP) ve Doğu Karadeniz Projesi
(DOKAP). Bu dört bölge ortalamamızın altında bölgeler. Buraları biz
ortalamalarımıza doğru hızlı bir şekilde 2023 çerçevesine çekmek durumundayız.
Hem sosyal adaletin gereği olarak daha dengeli bir yapı kurma adına hem de 2023
vizyonumuzu gerçekleştirme adına bunu yapmak durumundayız."
Kapsayıcı bir kalkınma anlayışından yana olduklarını anlatan Yılmaz, şunları
söyledi:
"Bir kaç yöre ile bir kaç ille Türkiye 2023 vizyonunu yakalayamaz. Bütün
yörelerimizin, illerimizin potansiyelini harekete geçirerek bunu yapabiliriz. Bu
çerçevede Trabzonun enerjisini, potansiyellerini harekete geçirmeden 2023 olmaz.
Edirneninkini de kullanacağız Trabzonun da Hakkarinin de Mardinin de
Antalyanın da bütün illerimizin potansiyelini harekete geçireceğiz ki topyekun
kalkınmayı gerçekleştirebilelim, 2023 vizyonunu hayata geçirelim. Bu anlamda
bölgesel politikaya çok büyük önem veriyoruz ve yeni bir bölgesel politika
anlayışımız var. Sadece artık belli illere odaklanan anlayış değil, daha geniş
bir çerçevede bütün illerimizin rekabet gücünü belirlemeye, ortaya çıkarmaya ve
geliştirmeye odaklanan bölgesel politika anlayışımız var. İşte bu bölgelerimizde
bunu yapmak istiyoruz. Geçmişte de iyi niyetle birçok çabalar yapıldı belki fakat
birçok plan maalesef kağıt üzerinde kaldı. Biz geçmişte yapılmış çalışmaları da
iyi bir şekilde değerlendirerek, hepsini bir anlamda sentezleyerek geleceğe dönük
bir eylem planı hazırlamaya çalışıyoruz."
Yılmaz, tarımın bölge için önemli bir alan olduğunu belirterek, "Tarım
stratejik bir sektör. Geçmişte tarıma biraz ters bakılmış. Kalkınmış ülkelerde
tarım önemli değildir gibi bir zihniyetle bakılmış bu hiç de doğru değil. Tarım
aksine dünyada 21. yüzyılda küresel ısınmayla, artan dünya nüfusu ile birlikte
stratejik bir sektör. Gıda güvenliğimizi sağlayacaksak, halkımızı sağlıklı ve
ucuz bir şekilde besleyeceksek mutlaka tarım sektörünün daha da gelişmesi lazım.
Modern birtakım teknolojilerle profesyonelleşmeyi sağlayarak tarım sektörünü
geliştirmemiz lazım" diye konuştu.
-"Turizm sektörü bölgemiz için son derece önemli"-
Turizm sektörünün bölgede giderek daha belirgin hale geldiğini ifade eden
Yılmaz, sözlerini söyle sürdürdü:
"Turizm sektörü bölgemiz için son derece önemli. Yeşil Yol dediğimiz bir
güzergahımız var, yaylalar arası belli bir çerçevede oluşturduğumuz bir güzergah.
Bu konuda oluşturduğumuz beş il çalışma yapmıştı. Üç il ise ayrı ayrı il bazında
çalışma yapmıştı. Biz bu dört ayrı planı DOKAP Bölge Kalkınma İdaremizin
başkanlığında birleştirip, tek bir plan haline getiriyoruz. Bu güzergah üzerinde
bu sene 40 milyon liralık ek bir kaynak tahsis ettik. Her valiliğimize bu kaynağı
gönderiyoruz. Bu para Yeşil Yol üzerindeki öncelikli görülen bazı projelerde
kullandırılacak. Bunu peyderpey tamamlayacağız önümüzdeki yıllarda ve buralarda
gerçekten farklı bir turizm altyapısını kurmuş olacağız. Trabzon için
öngördüğümüz alan Çaykara-Uzungöl-Çayıroba-Yemte-Arpaözü-Rize il sınırı. Gelecek
nesillere bu güzelliklerin en iyi şekilde emanet edilmesini istiyoruz ve o
kapsamda da protokollerimizi yapıyoruz."
Yılmaz, üniversitelere büyük önem verdiklerini ve sadece eğitim, araştırma
kurumu olarak görmediklerini belirterek, "Biz üniversiteleri aynı zamanda birer
kalkınma kurumu olarak görüyoruz. Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) çok köklü
üniversitelerimizden ve büyük bir yapıya sahip. İhtiyacı olan 1 milyon lira ek
ödenek tahsisini karşılayarak buraya geldik. KTÜye, 2002-2013 döneminde yatırım
ödeneği olarak tahsis ettiğimiz para 299 milyon liradır. Verdiğimiz 1 milyon ek
ödenekle 300 milyon lira oldu. Bu büyük bir rakam, sadece 2013 yılındaki ödeneği
33,5 milyon liradır. Bu kadar fedakarlık yapıyoruz üniversitelerimize, küresel
kriz ortamında birçok ülke bunları kısarken, biz tabiri caizse gaza basmış
durumdayız" dedi.
Bütün üniversitelere ciddi yatırımlar yaptıklarını vurgulayan Yılmaz,
şunları kaydetti:
"Sadece DOKAP bölgemizdeki 8 üniversiteye son 10 yılda tahsis ettiğimiz
yatırım ödeneği 1,2 milyar liradır. Bunun karşılığını görmemiz lazım. Biz bunu
vatandaşlarımızın vergileriyle yapıyoruz. Üniversitelerden de bunun karşılığını
bekliyoruz. İyi, kaliteli eğitim bekliyoruz, araştırma yapmalarını bekliyoruz
bunun ötesinde de beklentilerimiz var. Girişimci üniversite dediğimiz bir kavram
var artık. Üniversiteler katma değer üreten yapılar haline geliyor bir çok
ülkede. Projeler geliştiriyorlar, içinde bulundukları bölgenin sosyal, ekonomik,
kültürel hayatına ilişkin önemli inisiyatifler geliştiriyorlar. Biz işte
üniversitelerimizden bunu bekliyoruz. KTÜden de bu kaynakların karşılığını
bekliyoruz. Mutlaka yapıyorlar ama daha fazlasını istiyoruz. Önümüzdeki dönemde
üniversite sanayi işbirliği, üniversite toplum işbirliği, üniversite turizmci
işbirliği gibi bütün bu alanlarda üniversitemizden çok daha katkı bekliyoruz."
Toplantıya, Kalkınma Bakan Yardımcısı Mehmet Ceylan, Trabzon Valisi Recep
Kızılcık, AK Parti Trabzon Milletvekili Aydın Bıyıklıoğlu, AK Parti Rize
Milletvekili Nusret Bayraktar, CHP Trabzon Milletvekili Volkan Canalioğlu, DOKAP
İdaresi Başkanı Ekrem Yüce, Trabzon Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu ile
öteki ilgililer katıldı.
Konuşmanın ardından DOKAP İdaresi Başkanı Ekrem Yüce ve Vali Kızılcık
arasında DOKAP tarafından gelecek beş yılda Trabzonda yapılması planlanan
yatırımlar için ayrılan 5 milyon liralık kaynak protokolü imzalandı. Bakan
Yılmaz, protokolü şahit olarak imzaladı.
Toplantı, imza töreninin ardından basına kapalı devam etti.
Bakan Yılmaz, toplantı öncesi Sürmene ilçesinde restore edilen tarihi
Yakupağa Konağında incelemede bulunarak, Trabzon Valisi Recep Kızılcıktan konak
hakkında bilgi aldı.
Tarihi bir yapı olan bu konağa restorasyon çalışmaları için 786 bin lira
harcandığını, bunun 465 bin lirasını Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansının
karşıladığını ifade eden Bakan Yılmaz, daha sonra bu konağın yanında bulunan
Memişağa Konağında da incelemede bulundu.
Muhabir: Tuğba Yardımcı Mısır
Yayıncı: Murat Kaban