Ağırlıklı 40 ve yukarı yaş grubunda görülen Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığı (KOAH)ile ilgili uyarılar artıyor. Fatih Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Fatma Fidan, bu anlamda önemli risk faktörlerinden birinin sigara dumanı olduğunu vurguluyor. Fidan, "Odun, kömür veya tezek gibi organik yakıtların ev ortamında yakılması da KOAH'ın çevresel nedenleri içinde sayılabilir." diyor.
Dünyada en yaygın üçüncü ölüm nedeni olarak bilinen KOAH ile ilgili toplumun malumatının bulunmaması erken tanı ve tedaviyi güçleştiriyor. Hastalarda ilk dönemde herhangi bir şikâyet görülmeyebileceğini belirten Fidan, yakınmaların ağırlıklı orta yaşlarda başladığını dile getiriyor. Öksürük, balgam, nefes darlığı gibi durumların en yaygın şikâyetlerden olduğunu anlatan Fidan, KOAH'a yakalananlara ait belirti ile bulguların 50'li yaşlara gelmeden anlaşılamayacağına işaret ediyor. Bunun başlıca nedeninin hastalığının şikâyetlerinin sinsice başlaması ve yavaş ilerlemesi olduğuna temas ediyor.
KOAH tanısı için solunum fonksiyonlarının ölçüldüğü spirometrinin kullanıldığını bildiren Prof. Dr. Fidan, "Solunum yollarında herhangi bir tıkanıklık olup olmadığının belirlendiği bu uygulama ile KOAH tanısı konabiliyor. Diğer yardımcı öğeler akciğer filmi, kan oksijen seviyesinin ölçümü, kan testleri ve egzersiz testleridir." ifadelerini kullanıyor.
Göğüs Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Fatma Fidan, KOAH'a karşı alınabilecek önlemleri şöyle açıklıyor:
"KOAH'tan korunmanın en etkili yolu tütün ve tütün mamullerini tüketmemek ve bu ortamlarda bulunmamaktır. Sigaranın bırakılması hastalığın ilerlemesini sınırlayan en önemli girişimdir. KOAH'ta nefes açıcı ilaçlar hastanın yakınmalarının giderilmesinde etkili olur. İlaçların solunum yoluyla alınması doğrudan akciğerlere etki etmesi adına bilhassa tercih edilmektedir. Solunum yoluyla verilen ilaçların etkili olması için doğru şekilde kullanılması gerekir. İlaçlar mutlaka hekiminizin önerdiği şekilde kullanılmalıdır."
İlaç dışı tedaviler olarak egzersiz, yürüyüş, dengeli beslenme, stresten kaçınma, pulmoner rehabilitasyon programlarını öneren Fidan, solunum yetmezliği ilerleyen olgularda minimum 15-18 saat oksijen tedavisi kullanılmasının önemli olduğundan söz ediyor. Fidan'a göre KOAH alevlenme denilen atak dönemlerinde hastanın şikâyetlerinde artış (nefes darlığı, öksürük, balgam miktarında artış ve renginde koyulaşma) görülüyor. Bu gibi durumlarda ihmal edilmeden doktora başvurulmalı.
Fidan, son olarak KOAH hastaları için tavsiye edilen aşılara değiniyor ve enfeksiyon riskini minimuma indirmek adına her sene sonbaharda grip aşısı yaptırılmasını öğütlüyor. Ayrıca "Yumurtaya alerjisi olanlara aşı yapılamamaktadır. Zatürre aşısı ise bir defa yapılır ve özel bir mevsimi yoktur. Grip ve zatürre aşısı olmayan KOAH hastaları sonbaharda aynı anda iki ayrı koldan aşı olabilirler." diyor.
CİHAN