Evvela birkaç rakam… Asgarî ücret 3 ayda 25 dolar eridi. 1 Ocak’ta 425 dolar iken hal-i hazırda 400 dolara geriledi.
Ortalama 1.800 TL maaş alan bir emeklinin maaşı 477 dolar seviyesinde 450 dolara indi.
Yüksek maaşlı memur ve emeklinin kaybı daha fazla.
İşçilerin, memurların, emeklilerin, hasılı bütün çalışanların Ocak ayında aldıkları zam mart sonu gelmeden buharlaştı.
Bitmedi, devam ediyor cepteki yangın.
Benzin bir haftada 27 kuruş zamlandı.
Benzinin litresi Doğu illerinde 6 lirayı geçti. Fiyat Van’da 6,10 TL, İstanbul’da 5,90 TL oldu.
Motorine 14 kuruş zam yapılırken Türkiye’de şehirden şehre değişmekle beraber mazotun litre fiyatı 5,30 ila 5,61 TL arasına geldi.
Araba satın alanlar ‘motorin hesaplı’ diye dizel modellere binlerce TL fiyat farkı veriyordu. Zam sağanağı altında motorin de benzini yakaladı yakalayacak neredeyse.
Otogaza şimdilik 4 kuruş zam yapıldı.
Hazine’nin 2 senelik borçlanma faizi yüzde 13’ten yüzde 14,30’a tırmandı. Sadece bu kalemin Hazine’ye senelik maliyeti 1,5 milyar dolar (6 milyar TL).
Altının gramı 171 TL’ye çıkınca çeyrek altın İstanbul Kapalıçarşı’da 282 TL, Cumhuriyet altını 1.150 TL oldu.
DÖVİZ ARTIŞI EKONOMİNİN SITMA NÖBETİDİR
Keyfinizi kaçırmak maksadıyla yapmadım bu girizgâhı.
Saray müşavirleri belki bu defa herkesin aklı ile alay etmekten vazgeçer ve rakam tahrifatından bir nebze uzaklaşır ümidi ile evvela döviz fiyatlarındaki artışın sokağa, insanların cebine nasıl aksettiğini ifade etmekti muradım.
Dövizin TL’ye mukabil artması ekonomi için sıtma nöbetinden farksızdır.
Saray’ın ekonomi baş müşavirlerinden (ne hikmetse Saray’da herkes baş müşavir!) Cemil Ertem’in kulakları çınlasın!
Döviz yükselince Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekçi gibi kendini aşan beyanlarda bulunan ikinci isim olarak benim favorim Cemil Ertem.
Bu sefer engin ekonomi bilgisi hakkında tereddüde mahal bırakmayacak kadar iddialı konuştu: “Kurdaki hareket, Türkiye ekonomisinin makro temellerine uygunsuz, 3.85 üzerindeki çıkışlar spekülatif, burada köpükler oluşuyor. Dolar 4’e çıktı diye bir algı oluşturmak çok yanlış.”
28 MART 2018 İTİBARIYLA 1 ABD Doları 4 TL
Cemil Bey’in yukarıdaki sözleri sarfettiği günden bu yana dolar 7 kuruş daha arttı ve 28 Mart 2018 Çarşamba günü itibarıyla 4,010 TL oldu. Euro da 5 TL’nin kapısından içeri gireceği anlar için elini ovuşturuyor.
Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) hükûmetinin 2018 senesi döviz kuru tahmini 3,78 TL idi. Mart ayı çıkmadan o hedef de çöpe atıldı.
Piyasada olup bitenin Ertem’in ifadesi ile algı ya da dış mihraklarla el ele vermiş vatan hainlerinin bir komplosu olup olmadığını anlamak hiç de zor değil.
Cemil bey, Saray’dan ayın 15’inde aldığı maaşı ile bir döviz bürosuna gidebilir ve maaşını dövize çevirmeyi deneyebilir. “Hayır, olmaz! Ben dolara karşıyım.” diyorsa bol sıfırlı maaşı cebinde kalmak kaydı ile döviz bürosundaki veznedara sadece kaç TL üzerinden işlem yaptıklarını sorabilir.
BUNLAR DÖVİZİN KISA VADELİ MALİYETİ
Esasında böyle bir teyit için maaş gününü beklemesine lüzum yok. Telefon ya da internet bağlantısı olduğuna göre ister telefonla ister internet üzerinden memleketin muhtelif vilayetinde Dolar, Euro ya da sterlinin kaç TL’den satıldığından anında haberdar olabilir.
Makalenin girişinde belirttiğim zamlar, faiz artışı ve sabit gelirlerin azalması döviz kurlarındaki artışın kısa vadeli maliyeti. 225 milyar dolar döviz borcunu nasıl ödeyeceğini kara kara düşünen şirketlerin vaziyeti giderek kritikleşiyor.
ALLIANZ: PİYASALARDA GERİLİM BAŞLADI, SERT BİR DÜZELTME OLABİLİR
Dünya ekonomisinin yeniden sisler bulvarına girdiği şu günlerde para bolluğu kumarı oynayanlar her an duvara toslayabilir. ABD borsaları iki gün artıda ise üçüncü günü yüzde 3-4 ekside kapatıyor.
FED’in faiz artışını hızlandırması herkes için kâbus olur. Bu ihtimali uzak tutmayın.
Piyasaların dikkat kesildiği şirketlerden biri olan sigortacılık devi Allianz’ın Genel Müdürü Oliver Bate ‘tehlike var!’ ikazında bulundu.
Bate, hisse senetlerindeki değer artışı ile reel ekonomiye ait temel göstergelerin örtüşmediğine dikkat çekti ve ilave etti: “Piyasalarda gerilim başladı, biz orta-uzun vadede daha sert bir düzeltme bekliyoruz.”
Bate nazik bir dille ‘düzeltme’ ifadesini kullansa da mealen ‘kriz geliyor’ demek istiyor. Mevzu buralara geldiğinde herkes, “Ne zaman?” suâline cevap bekliyor. O vakti bilecek tek fâni yok.
2008 KRİZİNİ HATIRLAMAKTA FAYDA VAR
Vakit geldiğinde nelerin olduğunun şahidi 2008 krizidir. Tek misal: 625 milyar dolara hükmeden Lehman Brother’s gibi bir dev yerle bir oldu.
Dolayısıyla ihtiyatı elden bırakmamak ve döviz kurlarından enflasyona kadar hemen her veriyi dikkatle takip etmekte fayda var.
Saray’ın baş müşavirleri ‘kedidir kedi’ perdesinden gayr-i ciddi konuşarak memlekete iyilikte bulunduğunu zannede dursun Türkiye’de iş yapmak, TL nevinden tasarrufları rüzgâra kaptırmamak bugün düne nazaran daha zor hale gelmiştir. Ticarette ayakta kalmak yarın daha da zorlaşacak.
YALANLARIN VİTRİNİ BORSA İSTANBUL
Bankalara zoraki kredi verdirmek, rakamları çarpıtıp resmî yalanlar söylemek, kamu kaynaklarını günü birlik piyasa balonları için sarfetmek çare değil.
Vakit gelip çattığında yalanların vitrini, algoritmaların efendisi Borsa İstanbul indirir ilk darbeyi ekonomiye.
Doğru teşhis konulmadığı için tedavi de yanlış ilerliyor.
Her yanlış adım ekonomi üzerinde kalıcı hasarlar bırakmaktan başka bir netice vermiyor.