HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, manifesto dediği Dolmabahçe mutabakatının 10 maddesini TBMM Genel Kurulu'nda okudu
Baluken, 10 maddeyi şöyle sıraladı: "Demokratik siyasetin tanımı ve içeriği.
Demokratik çözümün ulusal ve yerel boyutlarının tanımlanması.
Özgür vatandaşlığın yasal ve demokratik güvenceleri.
Demokratik siyasetin devlet ve toplumla ilişkisi ve bunun kurumsallaşmasına yönelik baskılar.
Çözüm sürecinin sosyoekonomik boyutları.
Çözüm sürecinde demokrasi-güvenlik ilişkisinin kamu düzenini ve özgürlükleri koruyacak şekilde ele alınması.
Kadın, kültür ve ekoloji sorunlarının yasal çözümleri ve güvenceleri.
Kimlik kavramı, tanımı ve tanımlanmasına dönük çoğulcu demokratik anlayışın geliştirilmesi.
Demokratik cumhuriyet, ortak vatan ve milletin demokratik ölçütlerle tanımlanması, çoğulcu demokratik sistem içinde yasal ve anayasal güvencelere kavuşturulması.
Bütün bu demokratik hamle ve dönüşümleri içselleştirmeyi hedefleyen yeni bir anayasa."
Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu'nun 47'inci birleşimi açıldı. Birleşimi TBMM Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı yönetiyor. 2016 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Tasarısı ile 2014 yılı Merkezi Yönetim Kesinhesap Kanunu Tasarısının TBMM Genel Kurulu'nda görüşülmesine devam ediliyor.
HDP Grup Başkanvekili İdris Baluken, bugün iki önemli tarihin yıl dönümü olduğunu hatırlattı. Birinin 28 Şubat darbesi olduğunu ve bu darbeyi açık bir şekilde kınadığını dile getiren Baluken, "Bir diğer yıl dönümü de 28 Şubat 2015 tarihinde bu militarist cumhuriyeti demokratik bir cumhuriyete evriltmek üzere çözüm süreci boyunca yapmış olduğumuz bütün çalışmalarımızı özetlediğimiz Dolmabahçe mutabakatının kamuoyuna açıklandığı günün yıl dönümü. Demokratik cumhuriyeti sağlayacak olan Dolmabahçe mutabakatını da buradan yine HDP olarak selamladığımızı ifade etmek istiyoruz. 28 Şubat'ın o utanç verici kararlarını burada okuyacak değilim, bu Meclis'e o haksızlığı yapmak istemiyorum. Her biriniz eminim ki o utanç sayfalarında, maddelerinde neler yazıldığını biliyorsunuz ama Dolmabahçe mutabakatındaki o 10 maddelik demokrasi manifestosunu buradan mümkün olduğunca özetlemeye çalışayım." dedi. Ardından Baluken, manifesto dediği 10 maddeyi Meclis kürsüsünden okudu.
"Türkiye'yi demokratikleştirecek bir manifestoyu reddeden AKP hükûmeti, maalesef 28 Şubat darbecilerle ortaklaştığı için, yeni bir darbe hukukunu devreye koyduğu için bugün her türlü sorunu yaşamaya devam ediyoruz." diyen Baluken, şöyle devam etti: "Bugün, AKP, gladyo yapılarıyla, Ergenekoncularla, darbecilerle kol kola Türkiye'nin temel politikalarını ele almaktadır. Bugün, Doğu Perinçek gibi bir anlayış ve zihniyet, AKP hükûmetinin Kürt meselesi başta olmak üzere temel politikalarına yön vermektedir. Yine, aynı darbeci mantığın özellikle bir saray darbesiyle beraber güçlendirildiğini ifade etmek istiyoruz. Yani, bugün geldiğimiz aşamada, demokratik cumhuriyet teklifini reddeden AKP, 28 Şubat darbesini saray darbesiyle güçlendirilmiş bir darbe konsepti şeklinde sahaya sürmektedir. O nedenle, sokağa çıkma yasakları hukuksuz bir şekilde uygulanıyor. O nedenle, her gün gençlerin ölümüne neden olacak, toplumsal gösteri hakkına müdahale ediliyor. O nedenle, basın özgürlüğü üzerinde âdeta terör estiriliyor. Bütün bunlar bu darbeci mantığın yansıması."
Sataşmada söz alan AK Parti Grup Başkanvekili İlknur İnceöz ise "Bizim bugüne kadar darbelere karşı diklenmeden dik durmuş, millet iradesini öne çıkarmış ve milletimizin rızası hilafına hiçbir şekilde, hiçbir işin içerisinde bulunmayacağımızı deklare etmiş ve darbeleri -Sarıkız, Ay Işığı, Yakamoz, 27 Nisan e-muhtırası da dâhil olmak üzere, 28 Şubat süreci de dâhil olmak üzere- bizzat da yaşamış birisi olarak ithamları topyekûn reddettiğimizi özellikle belirtmek istiyorum. Ve ikinci bir itirazım da şuna olacak ki biraz evvel de konuşmalarınızda vurguladığınız şekilde, baskı ve tehditlerle kazanılan belediyelerin imkânlarıyla kazılan çukurlara, yollara bombalar döşeyenlere, barikat kuranlara, ayrım yapmadan, askeri, sivili öldüren eli kanlı teröristlere yönelik operasyonları da bir darbe olarak beyan etmenizi özellikle kınadığımı belirtiyorum. Bunların hepsi bir akıl tutulmasıdır, özellikle söylüyorum. Biraz evvel, oturulan yerde de aynı ve benzer ifadeler kullanıldı; bu, terörle mücadeledir ve siviller zarar görmesin diye söylenmektedir. Özellikle, Sayın Cumhurbaşkanımızın Anayasa Mahkemesi üzerinden verilmiş karardaki ifadesi de aynen şöyle, okuyorum: 'Anayasa Mahkemesi'nin vermiş olduğu karara sessiz kalırım ama onu kabul etmek durumunda değilim.' Bakın, bu kürsüde 'Verdiği karara uymuyorum ve saygı duymuyorum.' diyor. Haksız mı arkadaşlar? Sonuna kadar haklı, söylediği ifadeye aynen de katılıyorum. Şunun için katılıyorum: Yerel mahkeme daha kararını vermeden Anayasa Mahkemesi bu konuda kararını verecek, ondan sonra da gelip burada darbe ve darbe zihniyetlerini savunacaksınız; buna da cumhurun başı olarak Cumhurbaşkanının da, bizim de sessiz kalmamızı bekliyorsanız, yanılıyorsunuz. Her türlü darbeyle ve darbe zihniyetiyle mücadele ettik, etmeye de devam edeceğiz. Evet, Anayasa Mahkemesi'nin kararını ben de şu bakımdan eleştiriyorum: Daha yerel mahkeme karar vermeden, esastan ilgi kurmadan Anayasa Mahkemesi'nin bu kararı vermiş olması açıkça bir müdahaledir."
CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş, "Anayasal darbe yapıyor Tayyip Erdoğan, Tayyip Erdoğan anayasal darbe yapıyor. 'Uymuyorum.' deme hakkı yoktur, herkes uyacak mahkeme kararlarına. Saray 28 Şubat 2016'da anayasal darbe yapmıştır, kayıtlara geçsin." karşılığını verdi.
Tekrar söz alan İdris Baluken, "Cadı avını önceleyen o genelgelere bir tek 'irtica' kelimesi eklendiğinde siz de o darbenin hedefi olacaksınız. Şu anda darbe sizin açınızdan da bir tek kelimenin ucunda, o genelgelere irtica yazıldığı an sizin açınızdan da artık çok geç olacak. Diğer taraftan, 7 Haziran seçimine yapılan darbe ortada yani özetle karargâh darbesine saray darbesi eklenmiştir. Cumhurbaşkanı'nın bu iki açıklamasıyla da tescillenmiştir, bütün darbeleri buradan kınıyoruz, kabul edilemez buluyoruz." dedi.
İnceöz ise "Söylediklerinin hepsini reddettiğimizi belirtiyoruz, darbelere bugüne kadar duruşumuz çok net bir tavırdır. 7 Haziran sonrası yeni bir darbe zihniyeti, vesaire demek suretiyle bu iddiaları da reddettiğimizi özellikle belirtiyoruz. 7 Haziran sonrası ne olduğu milletimizin gözü önünde cereyan etmiştir ve 1 Kasım giden bir süreç olmuştur." karşılığını verdi.
Cihan CİHAN