Türkiye’de muhalefet cephesinde “Altılı Masa” işbirliğindeki Demokrat Parti Genel Başkanı Gültekin Uysal, ortak Cumhurbaşkanı adayı eksenli tartışmalara karşılık, ”Kazası yok bazı hatalar için.. Karşıda on parmağında on kara, doğru bile söyleseniz onu bile çarpıtacak bir propaganda makinası var. O açıdan girdiğimiz süreçte artık söylenecek sözler, alınacak tavırlar hiçbir şekilde telafi edilemeyecektir” dedi.
Muhalefet cephesinde son günlerde ortak Cumhurbaşkanı belirlenmesinde kulislerdeki ibre Kılıçdaroğlu olarak vurgulanırken, özellikle CHP ile İYİ Parti arasında gerilim yaşandığı gündemde.
İYİ Parti’nin, CHP’li adaya olumlu baktığı ancak Kemal Kılıçdaroğlu yerine Ekrem İmamoğlu (İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı) ya da Mansur Yavaş’ın (Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı) adaylığını masada tuttuğu iddiası var.
Demokrat Parti Lideri Uysal, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in ev sahipliğinde, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan ve Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nun 26 Ocak’taki buluşması öncesinde “Altılı Masa dağılacak” yönünde yorumlanan tartışmalar için uyardı.
“Seçim gongu çaldı” diyen Uysal, VOA Türkçe’ye yaptığı açıklamada, altı siyasi parti arasında en kısa sürede ittifak modeli çalışması yapılacağını belirtti. Uysal, altılı masa açısından “Sorumlu aktörler olarak çok daha dikkatle dilimizden dökülenlere dikkat etmemiz gerekiyor. Bu süreç, toplumsal muhalefetin enerjisini en azami noktada sandığa taşıyacak ve oradan çıkartacak iradeyi olgunlaştıracağımız bir süreç olmalı. Bir yanıyla tartışmaları doğal görüyorum. Ama altını çizmek istediğim şey, Türkiye’nin hassas şartları dolayısıyla çok itinalı, çok dikkatli olmak gerekir” diye konuştu.
Uysal, Cumhurbaşkanı ve AKP Lideri Recep Tayyip Erdoğan’ın “Yeter söz milletindir” sloganıyla 14 Mayıs’ı seçim tarihi olarak işaret etmesine ilişkin röportajı verdiği Celal Bayar Köşkü’nü vurgulayarak, asıl mirasçıyı Demokrat Parti olarak ifade etti.
Erdoğan’ın üçüncü kez Cumhurbaşkanı adaylığı konusunda Uysal, “Demokrat Parti olarak görüşümüz, TBMM karar almadığı müddetçe Sayın Erdoğan’ın aday olabilme imkanı yok. Buna YSK, en nihayetinde noktayı koyacak. Bu arada YSK üyelikleri için seçimler söz konusu. YSK bir karar verecek ama YSK’nın 2019’da nasıl İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin seçimini yenilemeye bir siyasal dürtüyle nasıl karar verdiğini biliyoruz. ‘Kuvvetler Uyumu’ denilerek ortaya konulmuş Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin kontrol mekanizmalarıyla yargıyı, yüksek yargıyı, TSK’yı belirlediği, yürütmeye tahakküm ettiği, yasamayı belirlediği bir sistem var. YSK’dan çıkacak netice hukuksuz bir karar olur” mesajını da verdi.
Demokrat Parti Lideri Uysal’ın, VOA Türkçe’nin sorularına verdiği yanıtların tümü şöyle:
“Erdoğan yanılsama yaratacak ama milletimiz yeter diyecektir”
VOA: Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 14 Mayıs’ta seçim yapılmasını işaret etmesini nasıl yorumluyorsunuz?
“Anladığımız kadarıyla onlar da var olan iktidar zamanı için ‘yeter’ diyorlar. Demokrat Parti olarak biz kurucu irademizin ortaya koyduğu ilkeler neyi ifade ediyorsa bugün de aynı şeyleri söylüyoruz. Sayın Erdoğan’ın, Demokrat Parti geleneğiyle ve Menderes ile bir illiyet geçmişi, fikir çizgisi bağı yok. Ama ne zaman (Erdoğan’ın) meşruiyet açığı olsa, söyleyecek sözü bitse, zaman zaman Demokrat Parti, Menderes, Özal referansları verir. Ama artık yolun sonuna gelindi. Bugün Adalet ve Kalkınma Partisi bir parti olmaktan da çıkmış, Sayın Erdoğan’ın hayran kulübü haline gelmiştir. Ayrıca o gün Demokrat Parti muhalefetteydi ve iktidara ‘yeter’ diyordu. O açıdan yanlış bir söylem. Ama biz 14 Mayıs’ta olmasından mutlu oluruz. 7 Ocak 1947’de ilk büyük kongresinde Demokrat Parti’nin tarihe ‘Hürriyet Misakı’ olarak geçmiş o tarihi belgede ortaya koyulduğu gerçekleri bugün de savunuyoruz. Devlet başkanlığı ile hükümet başkanlığı ve parti başkanlığının biraraya gelmemesi gerektiğini o gün de söylüyorduk, bugün de söylüyoruz. Sayın Erdoğan, böyle bir yanılsama yaratarak kendi lehime bir meşruiyet sahası yaratabilir miyim diye uğraşıyor. Demokrasilerde muhalefet iktidarı eleştirir ama tersi yaşanan garip bir dönem yaşıyoruz. Bunun da sebebi belli, Türk milleti, Sayın Erdoğan’a, Adalet ve Kalkınma Partisi’ne mazeret bırakmayacak şekilde yetki vermiş, güç vermiş. O da yetmemiş, mutlak güç istemiş. Onu da vermiş. O da yetmemiş, dilimizden dökülenler kanun olsa diye bugün adına yerli-milli cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi denilen bu çarpık mekanizmayı, keyfi rejimi inşa etmesine imkan vermiş. Bütçesiyle dört tane beş yıllık kalkınma planı uygulayacak bir zaman dilimi de vermiş. İcraat ortada. Sayın Erdoğan’ın kadrolarınca atılan hukuk, kalkınma, uluslararası ilişkilerdeki yanlış adımlar nedeniyle maliyetini milletimiz ödüyor. O açıdan biz yeniden yolsuzluklara, usulsüzlüklere, hukuksuzluklara karşı ‘yeter söz milletindir’ demek için 14 Mayıs’ı fırsat biliriz.”
“TBMM karar almadıkça Erdoğan aday olamaz”
VOA: TBMM’de muhalefet desteği olmazsa sizce 14 Mayıs’ta seçim kararı, Cumhurbaşkanı’nın kararı mı olacak? Bu durumda Erdoğan’ın üçüncü kez aday olamayacağı tartışmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
“Çok açık ve net. Yüksek Seçim Kurulu (YSK), Sayın Erdoğan adına iki kez mazbata düzenlemiş. Sayın Erdoğan ve şürekası, Meclis Başkanı Sayın Şentop’a varıncaya kadar bunu meşrulaştırmak için bir takım kabul olmayacak gerekçeler üretiyor. Ama apaçık bir gerçek var ki YSK iki kez mazbata düzenlemiş. Eğer burada Meclis bir yenileme kararı almıyorsa ki o tartışmalı. Seçim takvimi başladığı dönem (18 Haziran’daki seçim için takvim 18 Nisan’da başlamış oluyor) içindeki bir seçim günü için alınacak karar erken midir, değil midir? Bunun (14 Mayıs) erken seçim değil, seçim yenilemesi sadece mevsimsel ve diğer şartlar dolayısıyla bir değişim olduğunu aslında kendileri de söylüyorlar. Demokrat Parti olarak görüşümüz, TBMM karar almadığı müddetçe Sayın Erdoğan’ın aday olabilme imkanı yok. Buna YSK, en nihayetinde noktayı koyacak. Bu arada YSK üyelikleri için seçimler söz konusu. YSK bir karar verecek ama YSK’nın 2019’da nasıl İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin seçimini yenilemeye bir siyasal dürtüyle nasıl karar verdiğini biliyoruz. ‘Kuvvetler Uyumu’ denilerek ortaya konulmuş Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin kontrol mekanizmalarıyla yargıyı, yüksek yargıyı, TSK’yı belirlediği, yürütmeye tahakküm ettiği, yasamayı belirlediği bir sistem var. YSK’dan çıkacak netice hukuksuz bir karar olur. O nedenle muhalefet olarak biz zaten altılı masa etrafındaki siyasi partiler olarak 6 Nisan’dan sonra yapılacak bir seçime hiçbir şekilde cevaz vermemeli kararımız var. Toplumsal muhalefet de bu konuda hassas. Meclis’teki Cumhur İttifakı çoğunluğu, seçim kararı için gerekli beşte üç çoğunluğu yakalamasına müsaade etmiyor, bu kararı geçiremez. Ancak Sayın Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı yetkisiyle bu kararı alırlar. O da zaten hukuksuzluğu ortaya çıkarır. Biz de bunun sonuna kadar takipçisi olmak mecburiyetindeyiz.”
“Seçim mevzuatına ilişkin kamuoyuna açıklama yapacağız”
VOA: “14 Mayıs’taki olası seçimler için seçim takvimi 14 Mart itibariyle başlayacağı için 6 Nisan sonrasında yürürlükte olacak seçim mevzuatı uygulanamaz” görüşünü siz nasıl yorumluyorsunuz?
“Türkiye, Sayın Erdoğan’ın elinde hukuku, şartları eğitim bükerek bu noktaya geldi. Anayasa başta olmak üzere tüm normları, zamana, şartlara, Sayın Erdoğan’ın lehine, aleyhine işliyor mu, işlemiyor mu diye eğip bükerek bugüne gelinde şekilde berraklıkta yürütülmeli. Geçen yıl yapılan ve siyasal mühendislik ürünü olan hem Seçim Yasası’nda hem Siyasi Partiler Kanunu’ndaki düzenlemeler var. 7 Nisan sonrasındaki seçimde hangisi uygulanır meselesi önemli bir konu ve Altılı Masa için de öyle. Bunun değerlendirmesini yaparak, hukuki gerekçeleriyle kamuoyuyla paylaşırız.”
“Toplumsal muhalefetin enerjisini azami sandığa taşımalıyız”
VOA: Cumhurbaşkanı adayını belirleme noktasında Altılı Masa’daki uzlaşmazlık görüntüsü, 26 Ocak’taki liderler buluşmanızda giderilebilecek mi, aday açıklamanız ne zaman olacak?
“Sayın Erdoğan’ın son beyanları da siyasal rekabet sürecinin şartlarını iklimini daha belirgin hale getirdiği için daha farklı değerlendirmeler yapmak mecburiyetinde biz de kalacağız. O açıdan bu andan itibaren daha somut kararları almalıyız. Elbette seçim takvimi ilanı, adaylık süreçlerinin belirlemesi, ittifakları oluşturma gibi bunlara ilişkin daha somut kararlar almamız gerekiyor. Artık süreç olgunlaşıyor. Kamuoyu belki ortak adaylık meselesine indirgiyor konuyu ama. Aday, program, kadro ve topyekün siyasal süreçler, seçim güvenliği dahil olmak üzere hata yapmayacak bir aklı kademe kademe oluşturuyoruz. Bazı tartışmalar oluyor, farklı fikirler oluyor. Masadaki partiler zaten farklı siyasi fikirlere sahip ki varlık sebepleri bu. Ama çok farklı bir süreçteyiz. Kazası yok bazı hatalar için.. Karşıda on parmağında on kara, doğru bile söyleseniz onu bile çarpıtacak bir propaganda makinası var. O açıdan girdiğimiz süreçte artık söylenecek sözlerin, alınacak tavırların hiçbir şekilde telafi edilemeyeceği böyle bir zeminde tüm sorumlu aktörler olarak çok daha dikkatle dilimizden dökülenlere dikkat etmemiz gerekiyor. Bu süreç, toplumsal muhalefetin enerjisini en azami noktada sandığa taşıyacak ve oradan çıkartacak iradeyi olgunlaştı edeceğimiz bir süreç olmalı. Bir yanıyla tartışmaları doğal görüyorum. Ama altını çizmek istediğim şey Türkiye’nin hassas şartları dolayısıyla çok itinalı, çok dikkatli olmak gerekir.”
“Seçim gongu vuruldu, TBMM’deki çoğunluk için çalışmalıyız”VOA: Demokrat Parti olarak seçime girmeyi nasıl planlıyorsunuz? Örneğin; Gültekin Uysal’ı hangi partiden Afyonkarahisar’da seçim yarışında göreceğiz?
“Bir siyasi parti eğer bir farklı model benimsemediyse kendi amblemiyle seçime girmesi. Ancak Cumhur İttifakı’nın Meclis’te çok daha az bir oyla daha kuvvetli temsili elde etmek adına yaptığı bir siyasi mühendisliği (yeni seçim mevzuatı) de var. Buna karşı bir akıl koymak lazım. İttifak konusunda bir çalışma grubu oluşturuldu, henüz toplantı yapmadı. Ama ortak çalışmayla azami temsil hedeflenecektir. Çünkü biz sadece Yürütme’ye, Cumhurbaşkanlığı’na talip değiliz. Türkiye’de sistem değişikliğini sağlamanın yolu TBMM’de nitelikli bir çoğunluğu elde etmekten geçiyor. Bunu sağlayabilecek formülleri, aklı hep beraber ortaya koymak mecburiyetindeyiz. O açıdan artık seçimin gongu vuruldu. Biz de en olumsuz tabloda kendi hazırlıklarımızı elbette yapıyoruz. Ancak mevcut tablo alışık olduğumuz formüller ötesinde bambaşka konfigürasyonlar da çıkartabilecektir.”
Erdoğan’a “gömlek değiştirmesi, Yassıada” yanıtıVOA: Demokrat Parti çizgisini sahiplendiği gözlemlenen Erdoğan’a yönelik başka bir mesajınız olacak mı?
“Biz burada Celal Bayar Köşkü’ndeyiz. Demokrat Parti’nin ismi de, ruhu da, fikri de sahipleriyle belli. Ki ben de Demokrat Parti’de belediye başkanlığı yapmış bir dedenin torunuyum. O açıdan Sayın Erdoğan’ın ne Demokrat Parti ile bir alakası var, ne Menderes ile bir alakası var. Birbirine benzemeyen karakterler. Ama zaman zaman böyle gömlek değiştiriyoruz diyerek çıktıkları yolda bir illiyet bağı oluşturma gayretleri olmuştur. Ama hiçbir şekilde bu ruha sahip olmadıklarını Yassıada’ya yaptıkları muameleden bile başlı başına anlayabiliriz. O açıdan biz Demokrat Parti olarak çizgimiz, bu ülkenin kurucu değerlerinin, demokrasimizin değerlerinin, Cumhuriyetimizin değerlerinin, milletimizin milli manevi değerlerinin ortak paydasında bir iradeye sahibiz. Erdoğan’ın sözlerinin karşılığı olup olmadığını seçimde göreceğiz. Demokrat Parti başta ifade ettiğim gibi yolsuzluklara usulsüzlüklere, hukuksuzluklara bu Celal Bayar Köşkü’nden, Kırat'ın gölgesinden tüm milletimize ‘Yeter söz milletindir’ diyeceğimiz bir gün olacaktı.