Alman Dünya Nüfusu Vakfı'nın (DSW) verilerine göre, 2020 yılında 82,3 milyon artan dünya nüfusu 2021'e 7 milyar 837 milyon kişiyle giriyor.

İstatistikler, dünyadaki insan sayısının her saniye 2,6 kişi arttığını gösteriyor. 2023 yılına kadar dünya nüfusunun 8 milyarı aşması bekleniyor.

Son zamanlarda nüfus artışı yavaşlamış görünüyor. Birleşmiş Milletler verileri, dünya nüfusunun her yıl yüzde 1,09 büyüme kat ettiğini gösteriyor. Korona pandemisi başlamadan önce BM, yıllık nüfus artışının 2025'e kadar yüzde 1'in altına düşeceğini tahmin ediyordu. 1965 ve 1970 yılları arasında görülen yüzde 2,05'lik büyüme, hala en yüksek oran olmaya devam ediyor.

Birleşmiş Milletler verileri, uluslararası doğum ortalamasını her kadına 2,4 çocuk olarak gösteriyor.1960'larda bu sayı 5 çocuk idi. Bu oranın 2,1'e düşmesi durumunda dünya nüfusunda büyümenin duracağı öngörülüyor. Güney Afrika'da kadın başına doğum oranı 4,7 çocuk.

BM tahminlerine göre, 2050 yılında dünya nüfusu 9,7 milyar, 2100 yılında ise 11,1 milyar olacak. Dünya nüfusu 1804 yılında 1 milyara, 1927 yılında 2 milyara ve 1959 yılında 3 milyara yükselmişti. Nüfus artışında en önemli faktörler ortalama yaşam süresinin artması ve çocuk ölümlerinin azalması.Tıp dünyasında yaşanan gelişmeler de insanların daha uzun yaşamasına olanak sağlıyor.

Eğer dünya 100 kişinin yaşadığı bir köy olsaydı, bu kişilerin 59'u Asya, 17'si Amerika, 10'u Avrupa, 8'i Latin Amerika, 5'i Kuzey Amerika ve 1'i Okyanusya'dan geliyor olacaktı. Ayrıca, bu 100 kişinin 26'sı 15 yaşından küçük ve 9'u 64 yaşından büyük olacaktı. Tahminlere göre 2050 yılında bu köyün nüfusu 129'a yükselecek, bu 129 kişinin 69'u Asya, 33'ü Amerika, 10'u Latin Amerika, 9'u Avrupa, 5'i Kuzey Amerika ve 1'i Okyanusyalı olacaktı.

Son tahminler, Afrika nüfusunun 2050 yılında ikiye katlanarak 2,5 milyara yükseleceği yönünde. Ancak, insanlığın büyük bir bölümü önümüzdeki yıllarda Asya'da yaşamaya devam edecek. Asya kıtasının mevcut nüfusu 4,5 milyar. 2050 yılına gelindiğinde bu sayının 5,3 milyar olması bekleniyor. 2100 yılında Afrika'nın nüfusunun dünya nüfusunun yüzde 40'ına tekabül edeceği öngörülüyor. Asya'nın payının yüzde 60'tan yüzde 43'e gerilemesi ve Avrupa'nın dünya nüfusunun sadece yüzde 6'sını oluşturması bekleniyor.

Bunun yanı sıra, ülkelerin nüfuslarında radikal değişiklikler olacağı tahmin ediliyor. Hindistan'ın 2024 yılına kadar Çin'in "en kalabalık ülke” olma rekorunu elinden alacağı tahmin ediliyor. Çin nüfusunun yaşlanıyor ve azalıyor olması, Hindistan'ın nüfusunun ise sürekli bir artışta olması bunun nedeni. 2050 yılında, Nijerya'nın ABD'nin elinden "en kalabalık üçüncü ülke” sıfatını alması bekleniyor.

En önemli faktörler eğitim ve cinsel eğitim.Yoksul ülkelerdeki kadınların okula gitme süresi uzadıkça daha az çocuk sahibi oldukları görülüyor. Berlin Enstitüsü'nün yürüttüğü bir çalışma; Tunus, Fas, Botsvana, Gana, Kenya, Etiyopya ve Senegal'de nüfus artışını yavaşlatmanın yolunun eğitim ve sağlık sistemlerindeki iyileştirme ve iş imkanları yaratmak olduğunu ortaya koyuyor. Aile planlama yöntemlerine erişim ve sağlanan eşitlik ortamı da bu sürece dahil ediliyor.

Sahraaltı Afrika'daki doğum kontrol yöntemlerine olan talebin yalnızca yüzde 55,5'inin karşılanabildiği kaydediliyor. Bu oran, 15 ila 49 yaşlarındaki kadınların yarısının talep etmelerine rağmen doğum kontrol yöntemlerine erişemediklerini gösteriyor. Dünya çapında modern doğum kontrol yöntemlerine erişebilen kadınların oranı yalnızca yüzde 76,8.

Dünya Nüfusu Vakfı, orta ve alt gelirli ülkelerin eğitim ve doğum kontrol yöntemlerine erişiminin pandemi nedeniyle azalacağından endişe ediyor. Örneğin, Kenya ve Uganda'da okullar kapalı olduğu için erken yaş hamileliklerinde büyük bir artış söz konusu.