Savunma sanayinde Türkiye'nin yüz akı olan ASELSAN'ın Genel Müdürü Cengiz Ergeneman şirketle ilgili bilinmeyenleri anlattı.
Şu anda savunma sanayinde dünya ligine çıkmış tek Türk firması olan ve Defense News’in ilk 100 savunma şirketleri arasında 76’ncı sırada yer alan Aselsan'ın kuruluş hikayesi de oldukça ilginç... İşte genel müdür Cengiz Ergeneman ile yapılan ve
Bugün'de yayınlanan röportajdan bazı bölümler...
Sizin en iyi müşteriniz TSK değil mi?
TSK, dünyanın en büyük ordularından birisine sahip. Biz, dışarıya ürün satmak istediğimiz zaman ilk sorulan soru, "Sizin ordunuzun envanterinde bu ürün var mı?" oluyor. Yani ürünümüzü satmadan önce TSK'da mutlaka kullanılması gerekiyor. Mesela Altay tankını ele alalım. Başbakanımız da söyledi, Altay tankının ilk siparişi inşallah TSK için MSB tarafından Nisan ayında verilecek. O siparişten sonra bu tankı dışarıya satmak için gittiğimizde gelecek o soruya verilecek cevabımız hazır olacak. İkincisi bizim TSK envanterine girmiş sistemlerimizin askeri işbirliği kapsamında ordumuz tarafından verilen eğitimler sırasında diğer ülke ordu mensupları tarafından kullanılması. Bu da bizim için önemli referans oluyor.
Firmanın kuruluş hikayesi de çok ilginç. Bu hikayenin tam aslını öğrenebilir miyiz?
1974'teki Kıbrıs Barış Harekatı sırasında haberleşme konusundaki zafiyet nedeniyle Aselsan kuruldu. Dost-düşman tanıma sistemimiz milli olarak çalışmadığı için bir gemimizi kaybettik. Bugüne kadar NATO ülkeleri içinde kendi platformlarımızın ayrımını yapamıyorduk. Ama artık telsiz yapabiliyoruz. Yurt dışına hatta ABD'ye de satıyoruz. Üstelik geçen yıl sonunda bizim özgün tasarımlı dost-düşman tanıma sistemimiz de çıktı. Milli olarak da bu işi yapabiliyoruz. Dostu ve düşmanı ayırabiliyoruz. Sistem hem NATO standartlarında, hem de milli standartlarda çalışabiliyor. Üstelik bunu da TÜBİTAK'ın kriptosuyla kimsenin çözemeyeceği şekilde yapabiliyoruz.
Aselsan'ın kuruluşunda Kıbrıs Barış Harekatı'nın büyük rolü oldu değil mi?
Bu harekat ülke olarak bizi çok zora soktu. Ambargo konuldu. NATO'ya sırtımızı dayadığımız için savunma sektörümüz yoktu. Her şeyi dışarıdan alıyorduk. Bir telsiz bile yapamıyorduk. Bir operasyonda haberleşme sisteminin milli olması son derecede önem taşır. O sıralar da Türkiye, telsizleri hep dışarıdan alıyordu. Kıbrıs harekatında üstelik o telsizlerden istenilen randıman alınamadı.
Neden çalışmadı?
Haberleşme kesildi, hiçbir bilgi alınamadı. İşte harekatın ardından ambargo geldi. Haberleşme zaafının etkisi fark edildi. Bunun üzerine Aselsan, 1975'te bir "telsiz ve haberleşme" firması olarak kuruldu. Uzun süre de öyle kaldı. Daha sonraki yıllar da başka alanlara girdik. Mesela, elektro optik (gece görüş) ve radar konusuna. Her ikisi için de Savunma Sanayii İcra Komitesi, bize teknoloji merkezi olma görevi vermişti. Dolayısıyla bu konularda çalışmalar yapıldı. Akyurt'taki tesisleri kazandık. Şimdi de Gölbaşı'nda radar ve elektronik harp konusunda çalışmalarımız var.
Dünya sıralamasında Aselsan kaçıncı geliyor?
Savunma şirketleri sıralamasında dünyada 76'ıncı şirketiz. İlk 50 şirkete bakarsanız bunların büyük kısmı ABD ve İngiliz şirketleri. Bizim hedefimiz de 50'inci sıraya yükselmek bulunuyor. 7 senedir sözünü ettiğim listede ilk 100'de olan firmayız.
Radar ve elektronik harp alanında ne yapıyorsunuz?
Yeni projelerimiz var. Alçak irtifa, orta irtifa hava savunma füze sistemi programında iki çeşit radar var. Arama radarı ve hedef takip radarı. Bu radarları da Aselsan geliştirecek. Gemilerimiz için tasarladığımız seyir ve atış kontrol radarlarımız var.