ABD Başkanı Obama’nın güvenlik ekibinde yaptığı değişiklikler akıllara bu soruyu getirdi..
ABD Başkanı Obama’nın BM Büyükleçisi Susan Rice’ı Ulusal Güvenlik Danışmanlığı’na, Samantha Power’ı da BM Büyükelçiliği’ne ataması, Obama’nın Suriye politikasında yakın gelecekte bir değişikiğe gidilip gidilmeyeceği sorularını da beraberinde getirdi. Obama'nın yeni güvenlik ekibi Suriye konusunda değişikliğin habercisi mi?
ABD Yönetimi'nin Suriye’ye konvansiyonel düzeyde bir askeri müdahalede bulunmak istemediği bilinirken, gerek Susan Rice’ın gerekse de Samantha Power’ın uluslararası ilişkilerde ABD’nin daha müdahaleci olması gerektiğini savunan bir gelenekten geliyor olmaları Obama’nın Suriye konusunda daha agresif bir politika izleyebileceği yorumlarına neden oldu.
Ancak uzmanlar, Obama’nın gerçekleştirdiği bu atamaların yakın gelecekte Suriye konusunda belirgin bir değişikliğe neden olmayacağı görüşünde.
Ortadoğu uzmanı Joe Lauria, Cihan Haber Ajansı’na yaptığı değerlendirmede, gerek Rice’ın gerekse Power’ın uzun dış politikada müdahaleci bir gelenekten geldiklerini, bu yaklaşımı Libya’daki rejim değişikliği sürecinde de gözlemlediklerini hatırlattı. Lauria, ABD’nin Suriye’de rejim değişikliği talebinde bulunduğu sırada, Susan Rice’ın da aynı çağrıları yaptığını ancak Suriyeli muhaliflerin silahlandırılması, NATO müdahalesi ya da uçuşa yasak bölge oluşturulması konusunda herhangi bir açıklamasının olmadığını dile getirdi.
Joe Lauria, "Rice ve Power, ABD’nin Suriye’ye askeri müdahalesine ya da muhaliflerin silahlandırılmasına karşı olacaklarsa eğer, bu ideolojik nedenlerden değil, pratik nedenlerden olacak. İdeolojik olarak her ikisinin de Suriye’de müdahaleci bir tutum almaları beklenir. Ancak muhaliflere verilecek silahların aşırı uçlara gitme ve ABD’ye karşı kullanılması olasılığı ile Suriye’nin Rusya destekli güçlü hava savunma sistemleri, ABD ve NATO’nun Libya’da olduğu gibi bir müdahalesini zorlaştıran faktörler." dedi.
İsrail’in Şam’a yaptığı hava saldırılarını da değerlendiren Lauria, İsrail’in bunu Suriye hava sahası üzerinden değil, Lübnan hava sahası üzerinden yaptığını hatırlattı. Joe Lauria, şu ifadeleri kullandı: "İsrail’in Şam’a yaptığı hava saldırısına bakıldığında, bunun Suriye hava sahasından değil Lübnan üzerinden olduğu anlaşılır. Tecrübeme göre, Rice ve Power Suriye’ye müdahale etmek isterler ancak ABD’nin bunu kolayca yapamayacaklarını da bilmektedirler. Cumhuriyetçi şahin senator John McCain’in Power’ın atanmasını onaylayacağını açıklaması Power’ın Suriye’ye müdahale kanaatinde olduğunu düşündürtüyor. Ancak Obama’nın da daha önce Suriye’ye bir ABD müdahalesinin ülkedeki şiddeti daha da artıracağı sözlerini biliyoruz."
"YARDIMLAR ARTABİLİR AMA POLİTİKADA BÜYÜK DEĞİŞİKLİK YOK"
Adının açıklanmasını istemeyen bir başka dış politika uzmanı da, Cihan Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada, Rice ve Power’ın atanmalarının yakın gelecekte ABD’nin Suriye yaklaşımına büyük bir değişiklik getirmeyeceği düşüncesinde.
‘Power, "A Problem From Hell: America in the Age of Genocide" başlıklı kitabıyla 2003'te Pulitzer ödülü kazanmıştı. Bu kitapta, ‘soykırım ve insanlığa karşı işlenen suçları’ engelleme konusunda Amerika'nın daha müdahaleci bir dış politika izlemesi gerektiğini savunmuştu. Nitekim aynı dönemde, Bosnalı Müslümanlara ve daha sonra Kosovalılara yardım için, Amerika'nın Sırplara karsı havadan müdahale etmesi gerektiğini de savundu.
Söz konusu uzman "Power'a göre devletlerin kendi toplumlarına kitlesel ölümlerle sonuçlanan şiddet uygulaması durumunda, devletlerin mutlak hakimiyetinin esnetilmesi gerekiyor. Susan Rice da aynı geleneğe bağlı ve BMnin Libya'ya müdahalesinde başat rol üstlenmişti." dedi.
Suriye’ye yapılacak bir askeri müdahalenin ABD ve İsrail’in çıkarlarıyla uyuşmadığını da belirten uzman, Obama’nın yeni atamalarının Suriye’ye müdahaleye yeşil ışık olarak değerlendirilemeyeceğini kaydetti. "Ancak bu Suriye konusunun daha fazla gündeme gelmesine, muhaliflere öldürücü olmayan silahlar ve yardım konularının artmasına engel değil." diye devam etti.
Rice’ın, yerine Samantha Power’ın atanması ise Rusya ve ABD’nin işbirliğini artıracak bir gelişme olarak değerlendiriliyor. Uzmana göre; İstisnasız hiçbir Rus diplomatinin hazzetmediği Rice'in BM’den çekilmesi, yerine nispeten daha uzlaşılabilir Power'ın getirilmesi, Suriye konusunda Amerikan-Rus diplomatik işbirliğinin daha da artmasına zemin hazırlamakta. Dolayısıyla bu Cenevre II sürecine ivme kazandırılması ve muhaliflere masaya oturmaları konusunda baskının artmasını da beraberinde getirebilir."
Business Week Dergisi yazarlarından Ortadoğu uzmanı gazeteci Paul Barrett da söz konusu atamaların ABD'nin Suriye politikasında bir değişikliğe neden olmayacağı görüşünde.
Barrett, "Her iki isim de geçmişte müdahaleci bir gelenekten geliyor olabilir ancak bunun Suriye konusunu etkileyeceğini sanmıyorum." dedi.
Diğer taraftan Obama yönetimi bu hafta, Esed rejiminin Suriye’de askeri üstünlüğü sağlamasının ardından, Beyaz Saray'da İstihbarat ve Dış İşleri Bakanlığı görevlilerinin katılımıyla, ABD yönetimin Suriye’deki gelişmelere tepkisinin ne olması gerektiğini masaya yatıracak.CİHAN