Büyüklük her zaman iyi bir şey olmasa da bazı spesifik konularda en büyüğüne sahip olmak çeşitli avantajlarla birlikte gelir. Bunlardan birisi de havacılık endüstrisinde kullanılan kargo uçakları. Bir enerji girişimi olan Radia, bir süre önce dünyanın en büyük uçağı için yedi yıllık planlarını açıkladı. WindRunner olarak adlandırılan dev uçağın özellikle yenilenebilir enerji alanında kullanılması planlanıyor.

Tamamlandığında uzunluk ve kargo hacmi olarak dünyanın en büyük uçağı olacak Radia WindRunner, devasa rüzgar türbini kanatlarının taşınmasını basitleştirerek yenilenebilir enerji sektöründe devrim yaratmayı vaat ediyor. WindRunner'ın devasa boyutları en ikonik ticari uçakları kolaylıkla gölgede bırakacak cinsten. Radia WindRunner, 108 metre uzunluğa, 24 metre yüksekliğe ve 79,5 metre kanat açıklığına sahip. Ticari havacılık alanında en popüler yapılardan birisi olan Boeing 747-8, WindRunner'dan 32 metre daha kısa kalıyor.

Boeing 747'den 12 kat daha fazla kargo taşıma kapasitesine sahip olan WindRunner için aynı zamanda yaklaşık 1.800 metrelik özel de bir pist gerekiyor. Peki bu uçak tam olarak ne amaçla kullanılacak? Daha büyüğün daha iyi olduğu alanlara bir başka örnek de rüzgar türbinleridir. Günümüzde rüzgar türbinlerinde kullanılan kanatların boyları radikal olarak artmaya devam ediyor.

Dünyanın en uzun rüzgar türbini kanadı Çinli üretici Sany tarafından halihazırda üretiliyor. Yani WindRunner bile aslında en büyükleri taşıyamayacak. Ancak halihazırda seri olarak üretilebilen 45 ila 90 metre arasında uzunluğa ve 35 ton ağırlığa sahip olan kanatlar taşınabilir.

Bu kanatlar mevcut taşıma yöntemlerini ciddi şekilde zorluyor, özellikler kara tabanlı rüzgar türbinlerinde. WindRunner'ın geniş kapasitesi, mevcut ulaşım kısıtlamalarını çözmenin ötesinde, daha da büyük karasal türbinlerin geliştirilmesinin önünü açıyor. Uzmanlar bu büyük türbinlerin enerji üretiminin tutarlılığını %20 oranında artırabileceğini ve enerji maliyetlerini %35'e kadar düşürebileceğini tahmin ediyor.

WindRunner şimdilik sadece bir tanıtımdan ibaret olsa da Radia, yapmış olduğu açıklamada uçağın 4 yıl içinde gökyüzüne çıkabileceğini belirtti. Bununla birlikte birincil hedef rüzgar enerjisi olsa da bu uçak son derece ağır askeri teçhizatların taşınmasını da kolaylaştırabilir.