Trump ve Putin, Ukranya savaşının geleceği için Alaska'da bir araya geldi. Tarihi zirveyi tüm dünya yakından takip ederken, Samanyaluhaber.com yazarlarından Arif Asalıoğlu görüşmeyi sıcağı sıcağına okurları için değerlendirdi.
Alaska'da yapılan Rusya ile ABD devlet başkanları arasındaki dünkü kritik zirve dünyanın gündeminde olmaya devam edecek. Zira Ukrayna krizinde çözüm için bütün gözler oraya çevrilmişti. Uluslararası kamuoyunun merakla beklediği bu görüşme, dört yıllık savaşın bitmesine katkı sağlayacak bir etap olarak düşünülüyordu. Ancak Putin’in daha hazırlıklı basın açıklaması gösterdi ki Moskova’nın tutumunda pek değişiklik yok.
Putin, tekrardan Ukrayna savaşının bitmesini için temel şartların kalkması gerekiyor dedi. Bu şartlar zaten Moskova’nın 4 yıldır ileri sürdüğü maddeler. Bunun yanında zirve, Rusya ve ABD arasındaki ilişkiler açısından yeni bir perde açıyor. Trump’ın söylemiyle ticari ve ekonomik konularda çok büyük potansiyeller var.
Silah kontrolü konuları, stratejik anlaşmalar, yaptırımlar, ekonomik ilişkiler, enerji ve madenler, Çin, BRICS, Küresel Güney, Ukrayna ve NATO konularının masaya gelmiş olması gerekir. Çok önemli bir husus olarak Putin, Amerikan topraklarında, bu savaşı Amerikalıların başlattığını kabul ettirdi. Basın açıklamasında buna özellikle vurgu yaptı. Trump’ta bunu memnuniyetle aldı zaten, çünkü eskiden beri Biden’ı suçluyor. Putin'in bu açıklamaları, Rusya-ABD ilişkilerinde yeni bir sayfa açılıp açılmayacağına dair uluslararası kamuoyunda merak uyandırıyor. Özellikle Ukrayna konusundaki uzlaşının pratikte nasıl uygulanacağı anlaşılmış değil.
Beklenti büyüktü
Rusya ile ABD devlet başkanları arasındaki zirveden uluslararası beklenti büyüktü. Beyaz Saray’a göre Trump ile Putin arasındaki görüşme tarihi bir an! İtalyan gazetesi La Repubblica, "Putin ve Trump'ın gelişi ve selamlaşmasının koreografisi, Ukrayna'nın geleceğini belirleyebilecek bu tarihi buluşma için hem umut hem de korku uyandırıyor" diye yazdı.
CNN, Putin ve Trump'ın görüşme sırasındaki beden dilinin "soğuk olmadığını" haber yaptı. Kanal, Putin'in kırmızı halıda Trump'a yaklaşırken, ABD başkanının birkaç kez ellerini çırparak onu 10 yıl sonra ilk kez Amerikan topraklarına memnuniyetle kabul ettiğini belirtiyor. New York Times, Putin ve Trump'ın havaalanında tercüman olmadan aynı limuzine bindiğini ve “rakip olan iki süper gücün liderlerinin aynı arabada ortak bir seyahat yapmasının son derece nadir bir olay" olduğunu vurguladı.
Dünya basını bütün detayları an be an takip etti. The Hill, yabancı liderlerin daha önce Trump'ın limuzinine en az iki kez bindiğini yazıyor. 2017'de Trump ve Macron, zırhlı bir Cadillac One ile Elysee Sarayı'na birlikte gitmişti. Aynı yıl, eski Japonya Başbakanı Şinzo Abe de aynı limuzine binmişti. Ülkenin üst düzey yetkililerini korumakla görevli ABD Gizli Servisinin, Trump ve Putin’in aynı araca binmelerini Rus tarafıyla önceden kararlaştırılıp kararlaştırılmadığı belli değil. WSJ'nin haberine göre Putin, kendi arabasıyla yurtdışına seyahat etme geleneğini bozarak Trump'ın daveti üzerine onun limuzinine bindi. Gözüken o ki, aynı araca binme teklifi Trump'tan, birlikte fotoğraf çektirdikten sonra geldi.
Önemli bir detay olarak normalde zirve hazırlıklarını yöneten Ulusal Güvenlik Konseyi'nin önemli ölçüde küçültüldüğü, Dışişleri Bakanlığı'ndan geçen ay aralarında Rusya ve Ukrayna uzmanlarının da bulunduğu 1.300'den fazla çalışanın işten çıkarıldığı bildiriliyor. Tahminlere göre, Ocak ayından bu yana ABD diplomatik hizmetlerinin yaklaşık %25'i istifa etti veya görevden alındı. Kalan personelin moral seviyesinin ise "tarihin en düşük seviyesinde" olduğu ifade ediliyor.
Gözüken o ki, Alaska zirvesine Rusya heyeti ve Putin daha hazırlıklı geldi. Washington tarafından Tarihsel bağlam ve bölgesel dinamiklerin yeterince değerlendirilememesi Rusya'nın diplomatik manevra alanını genişletmeye fırsat sundu. Zirve öncesinde dikkat çeken bir an yaşandı. ABD Başkanı Trump'ın Alaska'ya ilk varan taraf olmasına rağmen 45 dakika uçak içinde bekledi. Putin'in uçağı iniş yaptığında iki lider uçaklarından aynı anda çıkarak kırmızı halı üzerinde buluştu ve tokalaştı. Bu görüşme, iki liderin Haziran 2019'da Osaka'da gerçekleşen buluşmasından sonraki ilk yüz yüze görüşmesi olarak tarihe geçti.
Putin’in Ukrayna'da Güvenlik Vurgusu
Basın açıklamasında Rusya Devlet Başkanı hazırlıklıydı ve bu güne kadar Moskova’nın genel teamülleri dışına çıkmadı. Trump ise her ne kadar özetlemeye çalışsa bile hem dağınıktı hem de kısa konuştu. Gazetecilerin sorunlarını almayan liderler yaptıkları açıklamaların ardından salondan ayrıldı. Fakat bu tutum dünya kamuoyunda eleştirildi.
Vladimir Putin, zirveyi değerlendirirken "yararlı ve kapsamlı" ifadelerini kullandı. İki liderin ortak basın toplantısında konuşan Putin, Ukrayna'nın güvenliği konusunda ABD ile mutabık kaldıklarını açıkladı. Putin, görüşmelerin "tarafların pozisyonlarını netleştirmek açısından verimli geçtiğini" belirtti. Rus lider, iki ülke arasındaki diyaloğun sürdürülmesi gerektiğine vurgu yaparken, özellikle stratejik istikrar ve bölgesel güvenlik konularında ilerleme kaydedildiğini ifade etti. Putin, "Ukrayna halkını her zaman kardeş olarak gördük ve olanlar bizim için bir trajedi. Ülkemiz bu krize son vermek için samimi bir çaba gösteriyor, ancak krizin kök nedenlerinin de ortadan kaldırılması gerekiyor. Trump'la aramızda Ukrayna'nın güvenliğinin sağlanması gerektiği konusunda mutabıkız" dedi.
Putin, Rusya ve Amerika Birleşik Devletleri komşu olduğu için zirvenin Alaska'da düzenlenmesinin mantıklı olduğunu ve Alaska'da Trump ile görüştüğünde onu bir komşu gibi karşıladığını söyledi; Rusya Federasyonu ile Amerika Birleşik Devletleri arasındaki ilişkiler son yıllarda "Soğuk Savaş'tan bu yana en düşük seviyeye" geriledi, ancak Putin, Trump ile çok iyi doğrudan temaslar kurulabildiğini ve bu sayede bir toparlanma başladığını ifade etti.
Rusya Federasyonu, Ukrayna krizine son vermeyi istiyor diyen Rus lider, Ukrayna'nın güvenliği için çalışmaya hazırız” ifadelerini kullandı. Ayrıca Trump ile varılan mutabakatların olduğunu söyledi ve Ukrayna'da barışın önünü açabileceğini dillendirdi. Ancak, Kiev ve Avrupa'nın çözümde kaydedilen ilerlemeye engel teşkil etmemeleri gerektiğini de vurguladı. Bu açıklamalar, Avrupa’ya üstü kapalı bir mesaj şeklinde yorumlanırken, Rusya-ABD ilişkilerinde yeni bir sayfanın açılmasının da işaretlerini veriyor. Ancak Ukrayna konusundaki uzlaşının pratikte nasıl uygulanacağına dair tatmin edici bulunmadı.
Trump: "Tam bir mutabakat sağlayamadık”
ABD Başkanı Donald Trump, Alaska'daki tarihi zirvenin ardından yaptığı açıklamada taraflar arasında henüz nihai bir anlaşmaya varılamadığını duyurdu. "Tam bir mutabakat sağlayamadık" diyen Trump, buna rağmen görüşmelerin verimli geçtiğini ve önemli ilerlemeler kaydedildiğini vurguladı. “Bugün büyük ilerleme kaydettik" ifadesini kullanan ABD Başkanı, "Hedefimize tam olarak ulaşamadık ama önemli mesafe katettik" şeklinde konuştu. Bu açıklamalar, görüşmelerin temel konularında tarafların yakınlaşma sağladığını, ancak nihai uzlaşının henüz mümkün olmadığını gösteriyor.
Trump, Putin ile Ukrayna konusunda varılan mutabakatı bir anlaşma olarak nitelendirmedi ve tüm tarafların onayının gerekli olduğunu belirtti.
Birçok noktada anlaşmaya varıldığını ve geri kalan konularda da anlaşmaya varılma ihtimalinin yüksek olduğunu söyledi. Fox News'in haberine göre Trump, Putin ile bir görüşme daha yapmak istediği ve Rusya ve ABD'nin ekonomik iş birliği de dahil olmak üzere büyük bir iş birliği potansiyeline sahip olduğunu söyledi. Ayrıca Trump, "zaman kaybetmeyi düşünmediğini" ve bu hafta Ukrayna konusunda ilerleme beklediğini söyledi.
Alaska zirvesinde çıkan sonuçlar
El sıkışma töreninde iki liderin vücut dilleri ve birbirlerine hitap şekilleri, medya uzmanları tarafından detaylı şekilde analiz edildi. Özellikle aynı araca binme kararının, görüşmeler öncesinde olumlu bir hava yaratma amacı taşıdığı belirtildi. Güvenlik ekipleri, liderlerin aynı aracı paylaşması için özel önlemler aldı.
Bu zirve, Rusya ile ABD arasında son yıllarda yaşanan en ciddi diplomatik temas olarak nitelendiriliyor. Özellikle Ukrayna krizi, enerji güvenliği ve stratejik silahların kontrolü gibi konuların gündemin merkezinde olması en gerilimli zamanda bile diplomasinin olabileceğini gösteriyor.
Alaska zirvesinde Ukrayna krizi ve bölgesel güvenlik meselelerinde tarafların pozisyonlarını netleştirdiği anlaşılıyor. Trump'ın "ilerleme" vurgusu yaparken aynı zamanda "tam mutabakat" sağlanamadığını belirtmesi, bazı kritik konularda görüş ayrılıklarının devam ettiğine işaret ediyor.
Trump'ın açıklamalarından, ekonomik işbirliği ve stratejik silahların kontrolü gibi konularda daha olumlu gelişmeler kaydedilebileceği anlaşılıyor. ABD Başkanı'nın "ürünlerimiz için büyük bir pazar" ifadesini kullanması, iki ülke arasındaki ticari ilişkilerin geliştirilmesi yönünde beklentileri artırıyor. Ancak yaptırımlar konusunda somut bir ilerleme sağlanıp sağlanmadığı belirsizliğini koruyor.
Her iki lider de diyaloğun sürdürülmesi gerektiği konusunda hemfikir görünüyor. Trump'ın "ilerleme" vurgusu ve Putin'in "yararlı görüşmeler" değerlendirmesi, gelecekte yeni temasların kapısını aralıyor. Uzmanlar, özellikle dışişleri bakanlıkları ve uzman ekipler düzeyinde müzakerelerin devam edeceğini öngörüyor.
Alaska zirvesi, Rusya-ABD ilişkilerinde buzların kırılması açısından önemli bir adım olarak görülürken, tarafların temel konulardaki pozisyonlarını koruduğu anlaşılıyor. Trump'ın açıklamaları, "'hiçbir şey yok'tan iyidir" yaklaşımını yansıtırken, özellikle Ukrayna konusundaki derin görüş ayrılıklarının aşılamadığını gösteriyor. Ancak iki ülke arasında iletişim kanallarının açık kalması ve bazı alanlarda işbirliği potansiyelinin varlığı, uluslararası kamuoyunda olumlu karşılanıyor.
"Üçe üç" formatı uluslararası medyada geniş yankı buldu. Siyasi analistler, bu yaklaşımın hem derinlemesine müzakerelere imkan tanıdığını, hem de tarafların temel pozisyonlarını netleştirdiğini vurguluyor. Özellikle Senatör Rubio'nun varlığının ABD Kongresi'ndeki Rusya karşıtı gruplara güvence verme amacı taşıdığı yorumları yapılıyor. Görüşmelerin ilk saatlerinde tarafların "olumlu ve işbirliğine açık" bir hava oluşturduğu aktarılıyor, ancak Ukrayna konusundaki temel farklılıkların görüşmelerin sonucunu belirleyeceği konusunda uzmanlar uyarıda bulunuyor.