Durmuş Yılmaz, Merkez Bankası’nın eski başkanlarından. Ekonomist, bürokrat ve bir süredir de siyasetçi. Onun Merkez Bankası’nın başında görev yaptığı 2006-2011 yılları arasında, 2009 global krizi yaşandı. Dünya fırtınalı bir dönem geçirirken TL ve Türk ekonomisi en az hasarla atlattı. Tayyip Erdoğan, Ekonomiden Sorumlu Ali Babacan ve Yılmaz’ın uyguladığı politikalar sayesinde çıkıp, “Kriz bizi teğet geçti” diyebildi.
Durmuş Yılmaz, Merkez Bankasının başında uyguladığı para politikaları ve önlemlerle, attığı doğru adımlarla dünyada adından söz ettirdi. Bundan dolayı dünyanın alanında en saygın yayın organlarından olan Euromoney dergisi tarafından 2009’da “Yılın Merkez Bankası Başkanı” seçildi. Görevden alındıktan sonra da Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından Cumhurbaşkanlığı Ekonomi başdanışmanlığına getirildi.
Şimdilerde İYİ Parti saflarında siyaset yapıyor. Genel Başkan Yardımcılığı ve Bütçe Plan Komisyonu üyeliği görevlerini üstleniyor.
Saray’ın Türk Lirasını serbest düşüşe bırakması sonrasında yaşanan gelişmelerde yapılan yanlışların neler olduğunu görüyor, düşüncelerini de çoğu zaman sosyal medyadan, kimi zaman da Meclis çatısı altında dile getiriyor.
Anadolu’nun bütün sıkıntılarını yaşamış biri olan Yılmaz’ın bir başka özelliği de vitrine fazla önem vermemesi. Nezaketli konuşur, hesaplı konuşur, az konuşur. Ama konuşmasını çok fazla süsleyip püslemez, net konuşur.
YILMAZ’IN KONUŞMASINI İZLEMELİSİNİZ
18 Kasım tarihinde Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı Bütçesi’nin görüşmeleri sırasında yaptığı konuşma, bunun en iyi örneklerinden biri idi. Siyasetçi vatandaş ilişkilerinin nasıl olması gerektiğine ilişkin tarihi bir öneme sahip bir konuşma idi.
Yılmaz, yaşananlarla ilgili Plan ve Bütçe Komisyonunda yaptığı konuşmada, ülkenin pek çok alanda kötü yönetildiğini dile getirdi.
İYİ Parti Uşak milletvekili Yılmaz, bir ekonomist ve Merkez Bankası eski başkanı olarak da bir açıklamada daha bulundu. Saray’ın, piyasaları doğrudan etkileyecek bir adım daha atabileceğini ifade etti.
“Ben sizleri bugün cuma dolayısıyla bu gece 12.00’dan sonra teyakkuza davet ediyorum, Resmi Gazete’yi takip etmenizi tavsiye ediyorum; bu gece bir şey olabilir, olduğu zaman da Türk lirasının üzerine nasıl daha fazla bir sıkıntının geleceğini görürsünüz. 12.00’den sonra Resmi Gazete’yi takip edin diyorum ve herkese iyi hafta sonları diliyorum.”
Durmuş Yılmaz’ın bu önemli uyarıları, tıpkı yukarıda paylaştığım videodaki değerlendirmeleri gibi pek çok kimsenin dikkatini çekmedi. Ta ki bu dönemin özgürlük mücadelesinin kahramanı olarak anılacak olan Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun sosyal medya paylaşımına kadar.
Gergerlioğlu’nun Durmuş Yılmaz’ın paylaşımında, “Eski Merkez Bankası başkanı Durmuş Yılmaz ‘Bu gece saat 00.00 da Resmi Gazeteyi takip edin, ekonomi açısından olağanüstü bir şey olacak’ dedi” diye paylaşması Yılmaz’ı tedirgin etti.
Tedirgin etmesinin temel nedeni, en kritik dönemlerde birlikte çalıştığı Tayyip Erdoğan’ı yakından tanıması idi. ABD Başkanı Donald Trump’tan, Almanya Başbakanı Angela Merkel’den, İsrail Cumhurbaşkanı Yitzak Hertzog’tan gelen talimatı harfiyyen uygulayıp rehin aldığı kişileri serbest bırakmayı dışarıdan gelen telkin saymaz. Lakin kendi iç kamuoyundan gelen bir taleple iş yapıyormuş gibi bir görüntü verme yolunu asla tercih etmez.
YILMAZ, BİLGEYİ TEST EDEN GENCİN NE YAPACAĞINI BİLİYORDUBunu bilen Durmuş Yılmaz, dilden dile anlatılan meşhur bilgenin yöntemini tercih etti.
***
Zamanın birinde bir bilge kişi yaşarmış. Sayılır, sevilirmiş. Bu kişinin bilgeliğini kabul etmek istemeyen bir genç, onun maskesini düşürmeye karar vermiş. Kendince bir plan yapıp yanına varmış.
Avucunun içine yerleştirdiği küçük bir kuşla bilgenin karşısına çıkıp bilgeye sormuş:
– Söyle bakalım bilge! Avucumun içindeki bu kuş ölü mu diri mi?
Bilge bir gence bakmış, bir avucuna. Sonra şu cevabı vermiş:
– Evlat! Kuş ölü desem avuçlarını açıp onu uçuracaksın, diri desem bir anda onu sıkıp öldüreceksin.
Avucunun içinde yaşam ve ölümü birlikte tutuyorsun. Gel bu kararı bana verdirme, kendin ver.
***
Durmuş Yılmaz, bilgeyi test eden gencin nasıl hareket edeceğini bildiği için Gergerlioğlu’nun kesin ifadelerini düzeltme gereği duydu. Sözlerinde, “olacak” demediğini “olabilir” dediğinin altını çizdi.
Artık ok yaydan çıkmış gibiydi. Gün boyu sosyal medyada Gergerlioğlu’nun Durmuş Yılmaz’ın uyarısına ilişkin paylaşımı dolaştı.
Saatler gece yarısını gösterdiği sırada Resmi Gazete’nin internet sitesine ulaşılamaz oldu. En çok tıklanan site o dakikalarda resmigazete.gov.tr idi. Bir anda bu kadar yükü kaldıramayan Resmi Gazete’nin sitesi çöktü.
Site bir saat kadar sonra ulaşılır hale geldiğinde, öngörülen adımların hemen hiçbiri yoktu. Durmuş Yılmaz’ın şahsında topluma “nanik” yapar gibi kararlar vardı sadece. Resmi Gazete’de bir büyükelçi, birkaç rektör ve birkaç müftü ataması yer aldı.
LÜTFİ ELVAN’IN O KOLTUKTA KALMAYACAĞINI SAĞIR SULTAN BİLİYOR ARTIKOysa, Hazine ve Maliye Bakanı Lütfi Elvan’ın günler öncesinden Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu ile kamuoyu önünde yürüttüğü bir polemik vardı. En son AK Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu polemikte kimin yanında durduğunu net ortaya koymuştu.
Önceliğin ne olması gerektiğinin altını çizen Elvan, “Enflasyon cephesindeyse, maalesef arzuladığımız seviyede değiliz. Hedeflediğimiz büyümeyi sürekli kılmanın ön koşulu fiyat istikrarından geçiyor” demişti.
Bu sözlerin kendi ekonomik politikası ile ters olduğunu bilen Erdoğan kürsüden “Hâlâ kalkıp da bu yolda, bu mücadelede beraber yürüdüğümüz arkadaşlarımızdan faizi savunanlar, kusur bakmasınlar. Bu yolda ben, faizi savunanla beraber olamam, olmam” çıkışını yapmıştı.
Erdoğan’ın bu sözlerini salonda alkışlamayan tek isim olan Elvan’ın artık bu koltukta oturamayacağını Sağır Sultan bile duymuş olmalıydı. Ancak, bilgeyi test etmeye çalışan genç tavrı ile hareket ettiği yıllardan bu yana bilinen Erdoğan, beklenen adımı erteleme yoluna gitti.
Bu arada, MÜSİAD çatısı altında etkin olduğu dönemde bile bir sorumluluk verilmekten çekinilen isim olan Hazine ve Maliye Bakan Yardımcısı Nurettin Nebati, gün içerisinde bakanlığa hazır olduğunun mesajlarını malum adrese iletmeye kalkıştı. Saray’ın uyguladığı faiz politikalarının ne kadar isabetli olduğunu anlatan Nebati, “Ben artık bakanlığı hak ettim” demeye çalıştı.
Oysa 20 Kasım 2021 tarihli Resmi Gazete’de atılacak adımlar sadece Lütfi Elvan’ın yerine gelecek yeni isimden ibaret değildi söz konusu olan. Vatandaşın bankalardaki dövizinin akıbeti sorgulanıyordu. Vatandaşın bankalara emanet ettiği paraların, Merkez Bankası kasasındaki 128 milyar doların akıbetine uğradığına ilişkin iddialar vardı. Bu yönde başka adımların da atılacağı beklenmekteydi.
Siyasetçiler, bazen söyledikleri, bazen yaptıkları, bazen de önüne geçtiği yanlışlarla işlerini yapmış olurlar.
Durmuş Yılmaz, dünkü çıkışı ile Erdoğan’ın atacağı riskli adımın önüne geçmiş oldu. Saray’ın rafa kaldırdığı kararın uygulamaya konulacağına ilişkin şüpheniz olmasın. Birkaç gün gecikmesi piyasalara nefes aldırır mı orasını önümüzdeki günler gösterecek.