"Dursun Çiçek’in hayalleri AKP’ye nasip oldu"

Hizmet hareketini PKK ile bir arada göstermek içim Şanlıurfa’dan sonra Mersin’de de kumpas kuruldu. 2009’da “Gülen’i Bitirme Planı” olarak Taraf’ta deşifre olan Dursun Çiçek’in bu hayâllerini gerçekleştirmek AKP’ye nasip oldu.

Anadolu Ajansı ve Dursun Çiçek’in hayâlleri


Anadolu Ajansı giderlerinin yüzde 80’ini halkın vergileriyle karşılayan bir ajans. Yaptığı haberlerle değil, halkın vergileriyle ayakta duruyor. 96 yıllık bir kurum. Tarihinin hiç bir döneminde bu kadar pespayelik yaşanmamıştır. Logoyu değiştirseniz AKP’nin haber sitesi deseniz yadırganmaz. 79 milyon insanın vergisiyle ayakta duran kurum Erdoğan’ın eski danışmanı Şenol Kazancı ve beraberindeki 3-5 operasyon trolünün elinde oyuncağa dönmüş durumda.

Anayasa’nın 133’üncü maddesine göre “kamu tüzelkişilerinden yardım gören haber ajanslarının özerkliği ve yayınlarının tarafsızlığı esastır.” AA, fütürsuzca bu maddeyi çiğniyor, seçim zamanlarında AKP propaganda bülteni oluyor. Seçim sonuçlarını manipüle etmek için sonuçlarla oynuyor ve daha neler neler… Hergün yüzlerce tuhaf haber. Tam bir trol ajansı. Son yaptığı operasyon, Hizmet hareketini PKK ile bir arada gösterme cambazlığı.

Dursun Çiçek’in hayâlleri AKP’ye nasip oldu

2009’da “Gülen’i Bitirme Planı” olarak Taraf’ta deşifre olan andıçta “Askeri suç kapsamında yapılacak Işık Evleri baskınlarında, silahlı terör örgütü oluşturmak doğrultusunda; silah, mühimmat, plan gibi materyal bulunması sağlanarak, FG Grubu ‘Silahlı Terör Örgütü’ Fethullahçı Silahlı Terör Örgütü kapsamına aldırılacak ve soruşturmaları askerî yargı kapsamında yürütülecektir” deniyordu. Dursun Çiçek’in bu hayâllerini gerçekleştirmek AKP’ye nasip oldu.



Örgüt: Git o evde kal!
Aynı kumpası Şanlıurfa’da yaptılar. Tuzak tutmayınca bu defa kumpas merkezi olarak Mersin seçildi. AA’nın haberine göre Denizli’de yakalanan Dindar K. isimli PKK’lı ve arkadaşları, Cemaat evleriyle irtibatlıymış(!) cemaat evlerinde kalıyormuş!

Haberde, PKK’lı şahsın Denizli’de ilk yakalandığında verdiği, ‘Cemaat evinden ayrılan arkadaşların evinde kaldığına’ dair ifadesi Mersin’de değiştiriliyor ve yeni ifadeye, ‘Cemaat evinde kalıyorduk.’ cümlesi ekleniyor. Dün Star’ın yayınladığı haberdeki ifade, tuzağı daha net ortaya koyuyor. Dindar K. örgütün kendisine ‘o evde kal’ diye emir verdiğini itiraf ediyor. Ki bu bile KCK içindeki MiT’çilerin tuzak için nasıl çalıştığını gösteriyor.

AA, son olarak silahlar ve Fethullah Gülen’in kitaplarının bir arada olduğu bir fotograf servis ediyor. AA’ya abone olmadığımız için o talihsiz fotografı yayınlayamadık.



Kumpas üretim ajansı
AA’nın yalan haberi inandırıcılık endişesi taşımıyor. Her ne yazsalar inanmaya ve yayınlamaya hazır bir medya var. Operasyonel haberlerin ilk adresi Serhat Albayrak’ın gazetesi. Mersin emniyeti ve AA, silahların altına yerleştirilen kitapların içeriğinden habersiz. Gülen’in Sonsuz Nur isimli 3 ciltlik kitabını silahların altına suç unsuru olarak dizmişler. Kitap Hz. Muhammed (sav)’in hayatını anlatıyor. Arapça tercümesi İslam dünyasının en saygın üniversitesi El-Ezher’de ders kitabı olarak okutuluyor. Bu haberi Doğu Perinçek’in Aydınlık’ı bile yapsa bu saygısızlığa tahammül etmez. Daha doğrusu dine saygısı AA’dan fazla olur. Ama AA ve Mersin emniyeti’nin gözü öyle dönmüş ki bu terbiyesizliği ve ahlaksızlığı içlerine sindirebiliyor. Biraz okuma yazmaları olsaydı Gülen’in kitaplarını okuyanların değil teröre şiddete bulaşmak karınca ezmeyeceğini, sivrisineğe kıyamayacağını bilirlerdi. Ama tek bir kitabının tek bir sayfasını dahi okumamışlardır. Gülen’in binlerce vaazında ve yüze yakın kitabında şiddete teşvik edici tek cümle bulamazlar. Boşuna uğraşıyorlar. Cemaat mensuplarının suça ve şiddete bulaşmayacağını aklını ipotek ettirmemiş herkes bilir. Dünya zaten biliyor. Yine de zift havuzlarında ‘kendi çalıp kendi oynama’ya devam ediyorlar.

Yanlarına kalır mı?
AA Genel Müdürü Şenol Kazancı ve Mersin Emniyet müdürü Rahmi Baştuğ var olan konjonktürün kalıcı olduğunu sanıyor. Kumpasa imza atan polis memurundan emniyet müdürüne, ondan ajansı operasyonlarına alet eden editörlerine kadar uzun bir suç zinciri söz konusu. Suçun medya ayağı da var. Serhat Albayrak, kamu bankalarına sırtını dayadığı kağıttan saltanatıyla her gün bir başka yalanı manşet yapıyor ve hesabını vermeyeceğini sanıyor. Ethem Sancak, derin aşkı sayesinde umarım o gün yargıdan kurtulur. 365 günün 360’ında Erdoğan’ı manşet yapmış olmak ümit ederim Serhat Albayrak’ın imdadına yetişir.

Ama hukuk Türkiye’ye geri geldiğinde halkın vergilerini çarçur etmenin, halka tuzak kurmanın, anayasayı paçavraya çevirmenin ağır cezalık suç olduğunu öğrenmeleri için geç olacak gibi görünüyor.

03 Mayıs 2016 13:47
DİĞER HABERLER