Muhterem Fethullah Gülen Hocaefendi'nin vefatının ardından Samanyoluhaber.com yazarlarından Ertuğrul İncekul, önemli değerlendirmelerde bulundu.
Fethullah Gülen Hocaefendi’nin bedeni aramızdan ayrılsa da, düşünce ve ortaya koyduğu eylemlerin devam edeceğine, bugün tekrar şahit oldum. Prof. Ori Z. Soltes, Roberto Catalano; (Teori ve Etik Profesörü Sophia Üniversitesi Enstitüsü,Loppiano-Floransa) ve Frencesko Zannini’yi (Arapça ve İslam Çalışmaları Emeritüs Profesörü, Papalık Arapça ve İslam Çalışmaları Enstitüsü (PISAI) ve Arap Dili Profesörü, LUMSA Üniversitesi, Roma) dinliyorum. Programı İtalya Tevere Enstitüsü organize etmiş. Cenap Aydın programın moderatörlüğünü yapıyor. Amerika’nın en prestijli üniversitelerinden Georgetown’da uzun yıllardır öğretim üyesi olarak görev yapan Prof. Ori Z. Soltes’in kaleme aldığı, “Düşünce ve Aksiyon Arasında: Fethullah Gülen Üzerine Bir Entelektüel Biyografi” (Between Thought and Action: An Intellectual Biography of Fethullah Gülen) kitabının analizini yapıyorlar.
Kitap iki amaçla yazılmıştır. İlki, Fethullah Gülen'in yaşamını, düşüncelerini ve onun ilham verdiği kişilerin birkaç on yıldır yürüttüğü önemli eğitim ve barışa katkı sağlayan faaliyetlerini incelemektir. Bu çabaların sonucu -farklı arka planlardan gelen insanları bir araya getiren okullar kurma ve çeşitli sosyal ve kültürel hizmetler sunma-, İslam’ın siyasete alet edilmesinin adı olan “siyasal İslam”ın çirkin yüzüne bir panzehir olarak sivil ve medenî İslam'ın yüzünü ortaya koymak olmuştur. İkinci amaç ise, Recep Tayyip Erdoğan'ın yandaşları tarafından Gülen'e yöneltilen suçlamaların ne denli yanlış olduğunu açıklığa kavuşturmaktır: Gülen ve onun ilham verdiği Hizmet Hareketinin nihai amacı, dünyayı iyileştirmek ve onu kötü eğilimlerinden kurtarmaktır. Gülen'in hayatı ve düşüncelerine ilişkin kısa bir tartışma, yıllar boyunca gerçekleştirilen ve Gülen’e yakın ya da uzaktan ilham almış 70’ten fazla röportajla desteklenmiştir; bu bireylerin hepsi insanlığa hizmet etme sürecinin bir parçası olmaya kendilerini adamışlardır.
Dünyada genelde Hocaefendi’nin vefatı ile ilgili olumlu haberler okuyorum. New York Times, Washington Post, Der Spiegel, Hollanda, Yunan, Rus basınında ve birçok ülkede güzel haberler çıkıyor. Mezunlar vefa ile gidilen ülkelerde hizmetlere sahip çıktıklarını, önden gelen öğretmenleri, belletmenleri gitse de, eğitim çalışmaları ve Hizmetleri devam ettireceklerinin sözünü veriyorlar.İslam Araştırmaları ve Hristiyan-Müslüman İlişkileri Profesörü Scott C. Alexander, Ph.D.;
“Sizlerle ve ailelerinizle dayanışma içinde, zamanın içindeki yolculuğu milyonlarca insanın hayatını dönüştüren bir etki yaratan yol arkadaşımız, sevgili Hocaefendimiz M. Fethullah Gülen’in ebediyete intikalinin üzüntüsünü yaşıyorum; Allah ondan razı olsun ve ona merhamet etsin,’’ diyerek üzüntüsünü dile getiriyor. Gandhi’nin torunu Ela Gandhi, Turkuaz Harmony Enstitüsü’ne gönderdiği resmi bir mektupta Hocaefendi için, “Sevgili kardeşimiz Fetullah Gülen’in vefat haberini büyük bir üzüntüyle aldım.” ifadelerini kullanıyor.
Hindistan'da kadın hakları ve toplumsal cinsiyet eşitliği alanında tanınmış bir sosyal aktivist ve akademisyen olan Dr. Ranjana Kumari, “Ünlü İslam alimi Fethullah Gülen, 20 Ekim 2024'te vefat etti. Onun öğretileri dünya çapında birçok kişiyi etkiledi. Allah rahmet eylesin, mirası gelecekteki nesillere ilham vermeye devam etsin." diyor.
Fethullah Gülen Hocaefendi’nin vefatı bu kadar tazeyken, üç Batılı akademisyenin onun fikirlerini tartışması, örnek göstermesi gelecek adına çok ümit verici. Rasyonel ve kapsayıcı sentezler yapıyorlar, fikirlerini her yönüyle inceliyor ve hükümler veriyorlar. Hizmet Okullarının dünyaya yaptığı katkıyı konuşuyorlar. Mezunların kaliteli insanlar olduklarını ve diyalog faaliyetleri ile birlikte yaşama kültürünü geliştirdiğinin altını çiziyorlar.
İslami mirasa Gülen’in sahip çıktığı ve iyi bir temsil ortaya koyduğunu anlatıyorlar.
Erdoğan rejimi, yaptıkları hukuksuzluk ve zulmü, ne kadar manipülasyonlarla örtmeye çalışsalar da, örtemediklerini ve dünyaya rezil olmaya devam ettiklerini gözlemliyorum satır aralarında.
Geleceğin dünyasına pozitif bakış açısı katan, ümit vaat eden bir harekete herkes muhtaç ve o ışığı Hizmet hareketinde ve Gülen’in düşüncelerinde buluyor tanıyanlar. Gülen’in düşüncelerini anlatabildiklerimiz bizden daha çok bu fikirlere ilgi gösteriyorlar ve sahip çıkıyorlar.
Belki de Hocaefendi'yi anlayan aydınların sayısının çok az olması, Türkiye’nin sözde entelektüellerinin sığlığına işaret ediyor. Çünkü Batı ve Doğuda birçok aydın ve akademisyen, Gülen’in düşüncelerine çok ilgi gösteriyorlar, kitaplar yazıyorlar ve seminerler düzenliyorlar. Geleceğin dünyasında huzur ve barışın kısmi de olsa tam anlamıyla yaşanacağına inanıyorum ve bu inşada Gülen Düşüncesi ana damar olacaktır.