Hain 15 Temmuz darbe girişiminin kirli noktaları, iki yüzlülükleri, derin çelişkileri; basına yansıyan bazı ifadeler ve hatta en üst düzey isim ve organlardan yapılan resmi açıklamalar ile ortaya çıkmaya, uç göstermeye başladı. Ortadaki tüm bilgi kirliliklerine, tam saha pres ağır algı bombardımanlarına, menfaatleri için süratle taraf değiştirip yan ve yandaş olanlara rağmen gerçekler kardelen çiçeği gibi ortaya er geç çıkacak.
Herkesin her türlü korkudan sindiği, küçük- büyük menfaat hesapları yaptığı-buna can korkusu dahil- ağır kriz ve kaos dönemlerde ihtiyacımız olan tek şey yalnızca vatanına/milletine taraf olan cesur ve milli isimlerdir. O isimler şahitlik ettikleri gerçekleri korkmadan millete anlatmaya başlarlarsa kardelen çiçekleri kafasını çıkarmaya başlar.
Hain alçakların darbe girişimin ardından bu yana, dilimin döndüğü kadar, ulaştığım temiz ve sağlam bilgilerle gerçekleri yazmaya çalışıyorum. Çakma ABD darbesinin deşifre olabilmesi için kritik noktalara işaret ederken, bazı geri dönüşler yapmaya gayret ediyorum ve devam edeceğim. 16 Temmuz'dan itibaren kaleme aldığım her satırda sadece ve sadece milletimin ve devletimin geleceğini düşünüyor ve öyle hareket ediyorum. Hiç bir siyasi yapı veya başka bir yapılanmanın mensubu/kulu-kölesi olmadığımı da en iyi YENİÇAĞ okuyucuları bilir. Mensubu olduğum ve olmakla da sonsuza kadar da gurur duyacağım tek yer; TURAN/ asil Türk milletinin neferliğidir.
***
Bugünkü kaos ortamını tam olarak analiz edebilmek ve yarında doğru kararlar alabilmek adına 27 Nisan e- muhtırasının gerçeklerini tam olarak bilmeliyiz. Geçmişte ADSIZ'da bu olayla ilgili bazı bilgiler paylaştım fakat hep üstü örtülü kaldı. Şimdi sözü,2006-2009'da Genelkurmay Başkanlığı karargahında çok kritik noktalarda üst düzey görevler yapan eski Milli Savunma Bakanlığı Genel Sekreteri emekli Kurmay Albay Ümit Yalım'a bırakıyorum. Bakın neler anlatıyor;
"Türkiye, 15 Temmuz 2016 akşamı yapılan alçak darbe girişimi ile korku dolu bir gece geçirdi. Yüzlerce insanımız hayatını kaybetti. Girişimin emir komuta sistemi içinde olmaması ve milletimizin kararlı tutumu sayesinde darbe girişimi başarısızlıkla sonuçlandı. Darbe girişimi hakkında yapılan yorum ve analizler farklılık arz ediyor. Henüz net resim ortaya çıkmış değil. Ancak darbenin başarısız olmak üzere kurgulandığı ve Amerikan etiketli olduğu açıkça görülüyor. Somut örneklerden birisi de, Atatürk havaalanında görülen birkaç tank ve birkaç ZMA (Zırhlı Muharebe Aracı). Havaalanına sınırlı sayıda zırhlı araç gönderilmesi, darbenin başarısız olması için kurgulandığını gösteriyor. Doğru bir analiz için geçmişteki olaylara göz atmak gerekiyor. Geçmişte yaşananlar bugün yaşananlara ışık tutacak nitelikte.
E-muhtıra danışıklı dövüştü!..
Mağduriyetlerden nemalanan AKP İktidarının en çok kullandığı yöntem 'ters algı yöntemi'dir. 27 Nisan 2007'de yayımlanan e-muhtıra ile 'ters algı yöntemi' kullanıldı. 2007 Genel Seçimleri öncesinde yapılan kamuoyu araştırmalarında, MHP'nin de Meclis'e gireceği ve AKP'nin tek başına iktidar olamayacağı ortaya çıktı. AKP'nin tek başına iktidar olabilmesi için oylarını önemli miktarda artırması gerekiyordu. Genelkurmay Karargahı'nda sınırlı bir grup tarafından aylar öncesinden başlatılan muhtıra çalışmasına grup içindeki bazı subaylar karşı çıktı. Çünkü, muhtıranın, AKP'nin oylarını artırmak maksadıyla hazırlandığı açıkça görülüyordu. Muhtıra verildikten sonra, konu ile ilgili bütün evraklar Büyükanıt ve ilgili subaylar tarafından müştereken imha edildi. Yaşar Büyükanıt'ın, 'bildiriyi ben hazırladım' sözleri gerçeklerle bağdaşmıyor.
Muhtıra sonrasında yürütülen halkla ilişkiler çalışması kapsamında mağduriyet görüntüsü verilerken eş zamanlı olarak kahramanlık gösterileri de yapıldı. 'Otur oturduğun yerde, sen benim memurumsun' söylemleri sık sık gündeme getirildi.E-muhtıra ve ters algı yöntemi sayesinde AKP oylarında önemli miktarda artış sağlandı. Muhtıra sonrasında, 22 Temmuz 2007'de yapılan Genel Seçimlerde AKP yüzde 46,58 oy alarak yine tek başına iktidar oldu.
Seçim sonrasında yapılan Yüksek Askeri Şura (YAŞ) toplantısında e-muhtıraya emeği geçen subaylar bir üst rütbeye terfi ettirildi. 'Otur oturduğun yerde, sen benim memurumsun' deniliyordu ama muhtıraya emeği geçen subaylar YAŞ Başkanı Tayyip Erdoğan tarafından ödüllendirildi. Muhtıraya karşı çıkan subaylar ise önce kızağa alındı daha sonra da emekliye sevk edildi. Sonraki yıllarda da muhtıraya emeği geçen subaylar Erdoğan tarafından defalarca terfi ettirilerek ödüllendirildi. Böylece e-muhtıranın, AKP'nin oylarını artırmak için yapılan danışıklı dövüş olduğu ortaya çıktı.
E-muhtıra döneminin Genelkurmay Genel Sekreteri, Kara Kuvvetleri Komutanlığı'na kadar yükseltildi. Muhtıranın önemli aktörlerinden birisi Erdoğan tarafından defalarca terfi ettirildi ve 2015 YAŞ'ında yine Erdoğan tarafından Genelkurmay Başkanlığı Karargahı'na atandı. 15 Temmuz 2016 darbe girişiminin şüphelileri arasında anılan aktör de var. E-muhtıraya emeği geçen önemli aktörlerden birisinin, 15 Temmuz darbe girişiminde de şüpheli olarak yer alması birçok soruyu beraberinde getiriyor. E-muhtıra, Erdoğan ve AKP'ye mağduriyet alanı yaratarak oy devşirmek için yapılan çakma bir muhtıraydı. 15 Temmuz darbe girişimi de Erdoğan ve AKP'ye mağduriyet alanı yaratarak oy devşirmek için yapılan çakma bir darbe mi?.."