The Economist'in son sayısında, Türkiye'de artan enflasyon ve yoksulluğa dair dikkat çeken bir yazıya yer verildi.
The Economist'in son sayısında, Türkiye'de artan enflasyon ve yoksulluğa dair dikkat çeken bir yazıya yer verildi.
“Türkiye üç haneli enflasyonla boğuşuyor” başlıklı makalede, bu seneki kurban bayramının nasıl geçtiğine dair izlenimler de yer aldı.
Kurbanlık satışlarının bu sene geçen senelere kıyasla çok düşük kaldığı aktarılan yazıda, geçen bayramda getirdiği tüm koyunları satan Gaziantep'te yaşayan Ali Ertürk isimli çiftçinin bu yıl sadece getirdiklerinin dörtte birini sattığını söylediği aktarıldı.
Dergiye konuşan Hasan isimli bir fabrika işçisi de, 5 bin TL'ye (290 dolar) bir koyun satın aldığını ve bunun aylık ücretine denk olduğunu söylerken, pazardaki birçok kişinin ise eli boş döndüğü yazıldı.
Dünya genelinde insanların artan enflasyonla birlikte yaşamayı öğrenmekte olduğunu, Türkiye'de ise insanların kontrolden çıkan enflasyonla karşı karşıya bulunduğunu aktaran The Economist, hükümetin yayımladığı enflasyon rakamlarına da güvenilmediğine işaret etti ve haziranda resmi enflasyon yüzde 79 olurken bağımsız araştırmacıların bu oranı yüzde 160 ölçtüğünü, araştırmalara göre halkın yüzde 70'inin resmi enflasyon yerine bu rakama inandığını aktardı.
Enflasyon Araştırma Grubu (ENAG), haziran enflasyonunun yüzde 175 olduğunu açıklamıştı.
TL'deki hızlı değer kaybı ve artan enflasyonla birlikte orta sınıfın eridiğine işaret edilen makalede, mavi yaka çalışanlardan, gençlerden ve emeklilerden milyonlarca kişinin yoksulluk sınırının altına düştüğü, bu sınırın da dört kişilik bir aile için yaklaşık 1200 dolar olduğu aktarıldı.
Artan fiyatlara rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın isteğiyle uygulanan düşük faiz oranlarının etkisiyle talebin arttığına ve parası olanların araba, elektronik aletler ve diğer ürünlere para saçtığını aktaran dergi, ekonomist Arda Tunca'nın “İnsanlar mümkün olan en kısa sürede paralarını harcıyor çünkü paralarının değeri mutlaka düşecek” yorumuna yer verdi.
Söz konusu özel tüketim harcamaları ve rekor kıran ihracatla birlikte ekonominin yılın ilk çeyreğinde yüzde 7,3 oranında büyüdüğünü ancak çok az Türk'ün bu büyümenin faydasını hissettiğini öne süren dergi, insanların yüzde 70'ten fazlasının son bir yılda ekonomik durumlarının kötüye gittiğini söylediğini, iyiye gitti diyenlerin oranının sadece yüzde 10 olduğunu kaydetti.
Türklerin TL'deki değer kaybı nedeniyle satın alma güçlerini korumak üzere dövize güvenme eğiliminde olduğunu, bankalardaki döviz mevduatların oranının 2019'dan bu yana TL'ninkinden fazla olduğunu ancak kurda bu yıl kaydedilen yaklaşık yüzde 30'luk artışa rağmen doların bile enflasyon karşısında yeterli korumayı sağlamadığını yazan dergi, bu nedenle birçok Türk'ün tasarruflarını hisse senedi ve kripto para gibi daha oynak varlıklarda değerlendirdiğini belirtti.
Makalede ayrıca, Türkiye'de internet kullanıcılarının yaklaşık yüzde 19'unun kripto para sahibi olduğunu, bunun da dünyada en yüksek beşinci oran olduğu yazıldı.
Daha zengin kesimin gayrimenkule yöneldiğini, konut fiyatlarının yüzde 182 oranında arttığını, burada bir balon oluştuğunu, İstanbul'da konut fiyatlarının üçe katlandığını aktaran dergi, gençlerin bir aile kurmak şöyle dursun, kendi başlarına bile yaşayamadıklarını söylediklerini aktardı.
Türkiye'de benzer fiyat artışlarının 1980'li ve 1990'lı yıllarda da görüldüğünü ancak daha öngörülebilir politikalar sayesinde o dönemde enflasyonla başa çıkmanın daha kolay olduğunu aktaran dergi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın düşük faiz ısrarı nedeniyle yetkililerin TL'yi desteklemek ve enflasyonu frenlemek için başka önlemler aldığını ancak bunların hiçbirinin işe yaramadığını yazdı.
Önümüzdeki yıl için seçimlerin yapılacağını hatırlatan dergi, siyasi hayatı tehlikede olan Erdoğan’ın harcamaları artıracağının neredeyse kesin olduğunu öne sürdü.
Yılın ilk birkaç ayında ekonomiye güç veren tüketici talebindeki artışın gücünün tükenmeye başladığına değinen dergi, sıradan Türklerin enflasyonla baş etme yollarının tükenmekte olduğunu yazdı.