Beratımıza vesile olacak bu kutlu geceyi ve zamanı nasıl idrak etmeliyiz? İlahiyatçı yazar Mustafa Yılmaz derledi
Mustafa Yılmaz | samanyoluhaber.com
Kutlu Berat Gecesinde Dua
Kelimenin aslı “Berâe/Berâet” olup, dilimizde “Berat” şeklinde kullanılagelmiştir ve özellikle Şaban ayının ortasındaki mübarek gece için düşünüldüğünde, tevbe ve istiğfarlarla arınıp bağışlanma talep eden mü’minlerin, Cenab-ı Erhamürrahimîn’in af ve mağfiretiyle günahlarından temizlenip berî olmalarını ifade etmektedir.
Sahabe efendilerimizden İkrime (radıyallahü anh)’ın başında bulunduğu bazı tefsir âlimleri Duhân sûre-i celilesinin, "Hâ, Mîm. Açık olan ve gerçeği açıklayan bu kitaba yemin ederim ki, Biz onu gerçekten kutlu bir gecede indirdik. Çünkü Biz onunla insanları uyarmaktayız. Bütün hikmetli işler o gecede tefrik olunur."(1) mealindeki ilk ayet-i kerimelerinin, Şa’ban-ı Şerif ayının on beşinci gecesi olan mübarek Berat gecesi ile ilgili olduğunu söylemişlerdir. Bu İslam alimlerine göre Kur’an-ı Azîmüşşan Levh-i Mahfuz’dan dünya semasına topluca işte bu kutlu gecede indirilmiştir ve herkes ve her şey hakkındaki bir senelik İlahî mukadderât (takdir ve taksimat) yine bu kutlu gecede belirlenmektedir.(2)
Son dönem alimlerinden Bedîüzzaman hazretleri de gecenin ehemmiyet ve faziletine dikkatleri çekerken daha çok bu hususa vurgu yapmış ve,“Leyle-i Berat, bütün senede bir kudsî çekirdek hükmünde ve mukadderat-ı beşeriyenin proğramı nev'inden olması cihetiyle Leyle-i Kadr'in kudsiyetindedir.” demiştir.(3) Dolayısıyla, gökler ötesi âlemlerde herkesin kaderinin ta’yin edildiği ve beşer takdirlerini aşkın güzellikleri sinesinde saklayan bu bereketli geceyi ümit ve reca duyguları içinde Cenab-ı Hakk’a teveccühle geçirmek inanan kullar için büyük önem arz etmektedir.
Mü’minlerin mübarek üç aylar içindeki çok faziletli gecelerden biri olan Berat gecesine karşı yoğun teveccühlerinin arkasında aynı zamanda Resûl-i Ekrem Efendimiz’in (aleyhi elfü elfi salâtin ve selâm) bu kıymetli gece ile ilgili müjdeleri bulunmaktadır. Kütüb-ü Sitte’de yer alan lâl ü mercan beyanlarında Mefhar-i Mevcûdât, Fahr-i Kainât olan Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) şu muştularla biz ümmetini sevindirmiştir: “Şaban ayının yarısı gelince, gecesini namazla, gündüzünü de oruçlu geçirmeye bakın ve bilin ki Cenâb-ı Allah o gece rahmetiyle dünya semasına tenezzül buyurur ve şöyle ferman eder: Benden bağışlanma dileyen yok mu; onu affedeyim. Rızık isteyen yok mu; rızık vereyim. Şifâ talep eden yok mu; şifâ vereyim.”(4) “Allah Teâlâ ve Tekaddes Hazretleri, rahmetiyle Şaban-ı Muazzam’ın on beşinci gecesi dünya semasında tecelli eder ve –koyun beslemede diğer kabilelerden daha önde olan- Benî Kelb kabilesi koyunlarının kılları sayısından daha fazla kişiyi bağışlar”(5)
Şüphe yok ki, böyle mübarek zaman dilimlerinin faziletleri hakkında vârid olmuş daha pek çok kudsî beyanlar ve hatta tecrübeler vardır. Biz bütün bu önemli hususları ilgili kaynaklara havale ederek kader kalemlerinin hareketlendiği bu kutlu gecede mazlumiyet ve mağduriyetlerin, sıkıntı ve tasaların, dert ve hastalıkların sona erip yerlerini umumi hayır ve güzelliklere bırakması ümidi içinde, Kainatın İftihar Tablosu
Efendimiz’in ve bazı Allah dostlarının dualarıyla Rabbimiz’e
yalvarıp yakarmak istiyoruz.
Rahman ve Rahîm Allah’ın adıyla.
Hamd ü sena yalnız Âlemlerin Rabbi Allah’a mahsustur. Salât ü selam Efendimiz Hazreti Muhammed (aleyhissalâtü vesselam)’a ve bütün âl ü ashabınadır. Sana sonsuz hamd ü senalar, Habîb-i Ekremin’e nihayetsiz salât ve selamlar olsun Allahım!
Yüce Allahım! İsmimi şayet saîdler defterine yazdıysan, lütfedip orada sabit tut. Eğer adım şakîler defterinde ise, yine lütfunla onu oradan siliver.6 –Bunu yapacak olan yalnız Sensin Allahım!- Nitekim buyuruyorsun ki, “Allah, dilediğini silip yok eder, dilediğini de sabit tutar. Ana kitap Levh-i Mahfuz, O’nun katındadır.”(7)
Resûlullah (sallallahü aleyhi vesellem) Efendimiz’in Berat Gecesi’nde Çokça Okuduğu Dua
Rahman ve Rahîm Allah’ın adıyla
Allahım! Cezalandırmandan affetmene, gazabından hoşnutluğuna sığınırım. Ey şanı yüce, Senden yine Sana sığınırım. Ben Seni sena etmekten de acizim; Sen Ulu Zatını nasıl sena buyurmuşsan öyle yücesin.(8)
Rahman ve Rahîm Allah’ın adıyla
“Ey nihayetsiz ihsan ve lütufların sahibi olan ve fakat Yüce Zatı hiçbir ihsan ve iyiliğe muhtaç olmayan celâl ve ikram sahibi Ulu Allahım! Ey sonsuz ihsan ve nimetlerin maliki bulunan Allahım! Senden başka bir ilah yoktur. Ümit ve reca duyguları içinde oturup
kalkanların yegane yardımcısı Sen, sığınacak bir melce’ arayanların biricik sığınağı Sen, muzdariplerin çığlıklarına icabet eden Sen, korku içinde olan kullarının sinelerine emn ü eman salan” da yine Sensin.(9)
Ey mütehayyir ve şaşkın kullarına çıkış yolları gösteren! Ey yardım dileyenlerin imdadına inayetiyle koşan! Ey Merhametliler Merhametlisi!
“Ey benim Yüce Allahım! İsmim Ümmü’l-Kitab olan Levh-i Mahfuz’da şakîler defterinde yazılmış ise şayet, Sen kerem edip beni bu şekâvetten kurtar. O Levh-i Mahfuz’da ismimi saîd ve bahtiyar kullarının arasında kaydetmişsen lütfunla ismimi orada sâbit kıl.”(10) Ümmü’lKitab’da mahrum ve rızkı dar olanlar içinde bulunuyorsa adım, o mahrumiyeti ve rızık darlığını rahmetinle kaldırıver. Oradan kaldırıp adımı fakr u zaruret yaşamayan, rızkı bollaştıkça bollaşan ve hayırlı işlere muvaffak olan kulların arasına yazıver. Yazıver ki, Kur’an-ı Hakîmin’de, “Allah, dilediğini silip yok eder, dilediğini de sabit tutar. Ana kitap Levh-i Mahfuz, O’nun katındadır.”(11) buyuran Sensin.
Ya İlahî! Ey yegane İlahım! Bütün hikmetli işlerin belirlenip kesinleştirildiği Şaban-ı Mükerrem’in ortasındaki bu kutlu gecede tecelli-i a’zamınla bilebildiğim ve bilemediğim bütün bela ve sıkıntıları benden uzaklaştır. Bilebildiğim ve bilemediğim bütün hata, kusur ve günahlarımdan dolayı da beni bağışla. Bağışla ki, Azîzler Azîzi, Kerîmler Kerîmi, Yüceler Yücesi, kudret ve keremi sonsuz yalnız Sensin.
[Yâ İlahena! Ey yegane İlahımız! Bütün hikmetli işlerin belirlenip kesinleştirildiği Şabanı Mükerrem’in ortasındaki bu kutlu gecede tecelli-i a’zamınla bilebildiğimiz ve bilemediğimiz bütün bela ve sıkıntıları bizden uzaklaştır. Yine bilebildiğimiz ve bilemediğimiz bütün hata, kusur ve günahlarımızdan dolayı bizi bağışla. Bağışla ki, Azîzler Azîzi, Kerîmler Kerîmi, Yüceler Yücesi, güç, kuvvet ve keremi sonsuz olan yalnız Sensin.]
Allahım! Efendimiz Hazreti Muhammed (aleyhissalâtü vesselam)’a ve ehl-i beytine salât ü selam eyle ve o salavât hakkı için bu mübarek gecede dualarımızı kabul buyur. Âmin
Kaynakça
1- Duhân Sûre-i Celîlesi, 44/1-4
2-el-Kurtubî, el-Câmi’ li ahkâmi’l-Kur’ân, 16/128; Ebu’s-Suûd, Tefsîru Ebi’s-Suûd, 8/58
3- Bedîüzzaman, Şualar, sh. 495
4- İbn Mâce, “İ?ame”, 191
5- Tirmizî, “?avm”, 39
6- İbn Ebî Şeybe, Musannef, 7/85
7- Ra’d sûresi, 13/39
8- Berat gecesi ile ilgili olarak Hazreti Aişe (radıyallahü anha)’dan nakledilen uzunca bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz’in (aleyhi efdalüssalavât ve etemmütteslimât ve ekmelüttahiyyât) secdede uzun süre kaldığı ve işte bu duayı okuduğu ifade edilmiştir. Sabah olunca Aişe validemiz, Peygamber Efendimiz’e bu duayı hatırlattığında Nebiy-yi Zîşan Efendimiz, “Duadaki o cümleleri belle ve başkalarına da öğret ey Aişe! Onları bana Cibrîl (aleyhisselam) getirdi ve secdede tekrar etmemi istedi.” buyurmuştur. (Şuabü’l-İman, 3/383-385)
9- İbn Ebî Şeybe, Musannef, 7/85
10- İbn Ebî Şeybe, Musannef, 7/85
11- Ra’d sûresi, 13/39