Eğitim Sen, doçentlik kriterlerini yargıya taşıdı

Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), Türkiye'deki doçentlik kriterlerinin belirlenmesinde yapılan değişiklikleri yargıya taşıdı

Eğitim-Sen Genel Başkanı Kamuran Karaca, doçentlik kriterleri ile ilgili açıklamalarda bulundu. Kriterlere göre sınava başvurmak için 6 puan toplamak zorunda olduğunu söyledi. Karaca, "Bu altı puanı toplama imkanları uluslararası ve ulusal yayınlara bağlanmakta ve uluslararası endekslerde yer alan yayınlar ulusal endeksli yayınlara göre daha yüksek puanlara tekabül etmektedir. Ekim 2016'dan itibaren geçerli olacak düzenlemeye göre ise doçent adayı 100 puan toplayarak doçentlik sınavına başvurabilmektedir. Söz konusu 100 puanın toplanmasında da yine uluslararası endekslerde yer alan yayınlar ulusal yayınlara göre daha yüksek puanlara tekabül etmektedir." dedi.

Karaca, doçentlik kriterleriyle ilgili bir diğer yeniliğin doçent adayının lisansüstü tezlerinden türeteceği çalışmalar ile ilgili olduğunu kaydetti. 2016 Ekim'inden önceki kriterlere göre yapılacak yayınların lisansüstü tezlerden üretilmemiş olması şartının var olduğunu açıklayan Karaca, 2016 Ekim ayında yürürlüğe girecek olan kriterlere göre lisansüstü tezlerden yayın zorunluluğunun getirildiğini söyledi. Karaca, şunları dile getirdi: "Getirilen yeni zorunluluklar arasında tanınmış uluslararası veya ulusal yayınevleri tarafından basılmış kitap ya da kitap içi bölüm zorunluluğu, altı puana tekabül edecek atıf zorunluluğu, ulusal ya da uluslararası bilimsel toplantılarda en az beş puana tekabül edecek sözlü bildiri zorunluluğu, bir dönem ders vermiş olma zorunluluğu (ön lisans, lisans, yüksek lisans veya doktora) gibi zorunluluklar bulunmaktadır."

"KAMU YARARINI GÖZETEN BİLİMSEL ÇALIŞMALAR YERİNİ PİYASACI DİNAMİKLERLE GÜDÜLENMİŞ ÇALIŞMALARA BIRAKMAKTA"

Türkiye'deki üniversitelerin sistemin niteliği değil, niceli önemseyen yayın ve proje saplantısı bilim insanlarını yaptıkları işe yabancılaştırmakta olduğunu söyleyen Karaca, şöyle devam etti: "Kamu yararını gözeten bilimsel çalışmalar yerini piyasacı dinamiklerle güdülenmiş çalışmalara bırakmaktadır. Yine piyasada karşılığı/karlılığı bulunmayabilen felsefe, tarih, sanat vb. alanlarda mevcut doçentlik kriterleri bilim insanlarını alanlarına yabancılaştırmaktadır. Adaylar bütün bu kriter ve zorunluluklar içinde birer puan avcısına dönüştürülmektedir. Doçentlik sürecinin kendisi bilimsel yetkinleşme, bilimsel ilerleme iken bu kriterler bilim insanlarını nicelikçe ağır, yüksek puanlar getirecek çalışmalara yönlendirmektedir."

Karaca, ilk düzenlemenin de son düzenlemenin de gerekçesi YÖK ve ÜAK tarafından açıklanmadığını hatırlattı. Yapılan değişikliklerin, akademik faaliyetlere doğrudan etki ettiğini, akademisyenlerin özlük hakları üzerinde sonuç doğurmakta olduğunu vurgulayan Karaca, "Akademisyenleri 'puan toplayan' kişilere dönüştüren, akademik faaliyetleri de 'faydacı' mantığa hapseden düzenlemeler üniversitelerimizin geleceğine de büyük darbeler indirmektedir. Akademiye yönelen bu ve benzeri uygulamalar karşısında insan, toplum, doğa yararına üniversite şiarımız doğrultusunda, doçentlik kriterlerine karşı 26.02.2016 tarihinde yargıya başvurduğumuz ve sürecin yakından takipçisi olduğumuz bilinmelidir." sözlerini kaydetti.Cihan CİHAN
29 Şubat 2016 17:39
DİĞER HABERLER