''İktidara geldiğinizde 25 Kuruş olan 250 gram ekmeğin fiyatı 1 lirayı aştı, yeni zamlar kapıda. Buğdayı bile ithal ederken, dolar günlük 2-3 kuruş artarken, elektrik ve doğalgaz ateş pahası iken ekmeğin ucuzlayacağını mı zannettiniz? Zam sağanağından elbette fırınlar da nasibini alacak. ''
Tarık Ziya / samanyoluhaber.com
Zamlar çuvala sığmayınca 250 gramlık ekmeği 200 grama düşürdüler. Vatandaşın ekmeğin küçülmesinden ne kadar memnuniyet duyduğunu haber yapma vazifesi de havuzun gediklisi ATV’ye verdiler.
Neymiş efendim!
Eline mikrofonu alan böylesine tarihî, millî ve yerli karara imza atan devletlûya şükranlarını arzediyor. Ekmekler artık çöpe atılmayacakmış, bayatlamadan tükenecekmiş, israfa son verilecekmiş vesaire vesaire...
Gariban vatandaş ekmeği bulamıyor ki niçin çöpe atsın! İlaveten ekmek bayatlasa da çöpe atılmaz ki Anadolu’da.
Bayat ekmekten çok nefis yumurtalı ekmek yapılır ki kahvaltıda tadına doyum olmaz.
Minik küpler halinde doğrayıp fırında kızartıp çorbalara katık edilmesi, köfte harcı yoğururken kullanılması da hayli yaygındır. Velhasıl bayat ekmek de nimetten addedilir.
TRİPLEKS VİLLAYA TAŞININCA...
Eski mahalleden, kirasını ucu ucuna ödeyebildikleri iki oda bir salon dairelerden havuzlu tripleks villa sitelerine taşınan siyasî İslamcılara bayat ekmekten mamül gıdalardan bahsetmek rahatsız edici olabilir. Zira onlara ekmeği artık hizmetliler/kapıcılar getiriyor.
Milyonluk Mercedeslere binen MÜSİAD’a, TÜMSİAD’a üye AKP’nin yeni zenginlerine ekmeğin fiyatını sorarak komünistlik yapmanın bir mânâsı var mı?
Sınıf tartışmasını geçelim lütfen...
Halka ninni söylemekte Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) eşi menendi yok. Hakkını teslim etmek lazım.
ZAMMI OTOMATİK SİSTEM YAPIYOR
AKP akaryakıt fiyatlarına iki haftada 30 kuruş zam yapılmasını ‘otomatik sistem’ veya ‘fiyat güncellemesi’ gibi dahiyane kavramların altına saklamayı başardı.
Saray’ın kapısında talimat nöbeti tutan gazete ve televizyonlar cambaza bak numaralarına dünden razı.
Kırmızı plakadan inip kırmızı halının üzerinden geçtikleri VIP odalarda, köşklerde, saraylarda saltanat sürenler görmek istemese de halkta derinden derine öfke birikiyor.
Algı oyunları, baskı ve zorbalıkla bugünü kurtardıklarını zanneden Saray ve hükûmetin akl-ı evvellerine hatırlatmak mecburiyetindeyim:
İktidara geldiğinizde 25 Kuruş olan 250 gram ekmeğin fiyatı 1 lirayı aştı, yeni zamlar kapıda. Buğdayı bile ithal ederken, dolar günlük 2-3 kuruş artarken, elektrik ve doğalgaz ateş pahası iken ekmeğin ucuzlayacağını mı zannettiniz? Zam sağanağından elbette fırınlar da nasibini alacak.
KRİZİ NASIL SAKLAYACAKSINIZ?
Farzedelim ki dahiyane icadınızla ekmeğin ne kadar pahalı olduğunu sakladınız.
Pekâlâ diğer zamları, ekonomiyi kasıp kavuran krizi nasıl saklayacaksınız?
Mesela özel sektörün yedi düvele olan 216 milyar dolar borcunu da böyle küçültebilecek misiniz?
Bir Euro yakında 5 lira, bir dolar 4,5 lira olduğunda ne diyeceksiniz?
O gün ATV şöyle bir haber mi yapacak?: “Dış mihraklarını iddia ettiği gibi Türk Lirası erimiyor, ABD doları ve Euro artıyor. Sıkıntı bizde değil onlarda. Türk Lirası gördüğünüz gibi aynı. Değişen birşey yok. TL’yi çekemeyenlerin son komplosunu ispat edecek görüntüleri cuma günü yayınlayacağız.”
Bütçe açığı 60 milyar lirayı aştı aşacak. Bunu da ‘halka hizmet yarışı dolu dizgin’ diyerek anlatırsınız artık.
Öyle ya!
Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin müsaade ettiği bütçe bile sizin hızınızı kesemez. Vatandaş uğruna değil 60 milyar lira, 600 milyar lira feda olsun! Harcadıysanız vardır bir sebebi.
Ver Mehteri Erkan!
TÜBİTAK VE TÜİK BİLE ÖTESİNE MALİK DEĞİL
Rakamlar büyüdükçe kılıf uydurmak da zorlaşıyor değil mi?
Hayvanat bahçesinden TÜBİTAK’a transfer ettiğiniz müdürün dehası ya da içini boşalttığınız TÜİK’in masa başı ekonomisi ile vatandaşın iliklerine kadar hissettiği krizi kamufle edemiyorsunuz.
Artık yüzünüze aksediyor söylediğiniz yalanlar. Kırk fırın ekmek yeseniz de bunu saklamanıza imkân yok.
OHAL zorbalıklarınız, şirketlere el koyma pervasızlığınız yerli ve yabancı sermayeyi hukukun hâkim olduğu memleketlere kaçırdı. ‘Toplu açılış’ diye tertip ettiğiniz merasimlerde yakında trafo, çocuk parkı ve umumî tuvaletlerin kurdelesini keseceksiniz.
Fabrikalar sessiz sedasız kapanıyor. İşlerin iyi gittiği inşaatta tahsilat yüzde 50!
Terörle mücadele palavrasıyla milyarlarca doları buharlaştırdınız. Mülkiyet hakkını hiçe saydınız. Şimdi de anketlerde oylarınızın hızla düşüşe geçtiğini görünce ekmeğin gramajı ile oynuyorsunuz.
EKONOMİK KRİZ OHAL KALKMADAN BİTMEYECEK
Altını çiziyorum: Türkiye OHAL’den normal hukuk zeminine rücu etmeden ekonomi toparlanmayacak. Ekmeği küçültseniz de akaryakıt fiyatlarını güncelleseniz de vatandaşın bu husustaki kısa ve berrak cevabını kurulacak ilk sandıkta cevabını alacaksınız. O gün trafoya giren kediler bile kurtaramayacak sizi.
Hadd-i zatında iktidarınızın ustalık devrinde her sahada geriye gittik.
Türkiye’nin maruz kaldığı çöküş un, su ve tuzdan müteşekkil ekmek değil ki gramajını küçültüp yola devam edesiniz.
AF İLK ADIM OLABİLİR
İlle de bir yerden başlamak istiyorsanız sebep olduğunuz her nev’i mağduriyeti biterecek af kanununa dair hazırlıkları hızlandırın.
700’e yakın bebek annesi ile bir günü daha demir parmaklıkların ardında geçirmemeli. 17 bin kadının eşine, çocuklarına duyduğu hasret dinmeli.
Haklarında tek suç delili bulamadığınız halde 15-16 aydır mahpus tutulan 60 bine yakın masum insan tahliye edilmeli.
İade-i itibar KHK mağdurlarının maruz kaldığı acıları bir nebze dindirebilir.
El koyduğunuz binden fazla şirketi esas sahiplerine iade edin.
Tahribat o kadar fazla ki normalleşme için bunlar elbette kâfi gelmeyecek. Helalleşmekten bahsetmediğimi anlamışsınızdır herhalde.
Nitekim ‘helallik’ ayrı ve teferruatlı bir fasılda münferiden müzakere edilecek bir başlıktır.
Mamafih 2013’ten evvelki hukuk zemininde yeni bir muhakeme yapma imkânı ancak bu şekilde yakalanabilir.
Son bir söz daha...
Vatandaş evine kaç ekmek alacağını gayet iyi bilir. Milletin gözünün içine baka baka yalan söylemekten vazgeçin.
Samimiyseniz vatandaşın ekmeğiyle oynayacağınıza fiyatı düşürün.