Bir an önce ekonomide hasar tespiti yapılması gerektiğine dikkat çeken Merkez Bankası eski Başkanı Yılmaz, 'IMF gerçek fotoğrafı bize aktarabilir' dedi.
Ekonomide alınan yanlış kararlar ve uygulamaya geçmeyen tedbirlerle kriz tüneline girildiğine dikkat çeken ekonomistler, hasar tespit çalışması için kozmik odalara girilmesi gerektiğini vurguladı.
Sahte bir iyimserlik havası ile toplumun kriz fikrinden uzaklaştırılmaya çalışıldığına işaret eden Merkez Bankası eski Başkanı ve İYİ Parti Milletvekili Durmuş Yılmaz, Türkiye'nin bu şartlar altında varacağı yerin IMF gibi bir otorite olacağını söyledi. “Beğenelim ya da beğenmeyelim; ben IMF taraftarı bir vatandaş da değilim ama işleri bu noktaya getirirseniz sonuç bu olur. IMF'nin ekonominin kozmik odalarına girip gerçek fotoğrafı görüp bize aktarması gerekiyor. Maalesef bundan mahrumuz” diyen Yılmaz, IMF'nin Türkiye'ye doğru resmi verecek uluslararası bir kuruluş olduğuna dikkat çekti.
Türkiye Sosyal Ekonomik Siyasal Araştırmalar Vakfı tarafından önceki gün İstanbul'da düzenlenen “Türkiye Ekonomisinin Z Raporu ve Gelecek Arayışı” toplantısında konuşan Durmuş Yılmaz, dikkat çekici tespitlerde bulundu. Türkiye'nin krizin henüz başında olduğunu ve sahte iyimserliğin maliyetinin de yüksek olacağını kaydeden Yılmaz, bir an önce hasar tespit çalışması yapılması gerektiğini dile getirdi.
BU KRİZ DİĞERLERİNDEN FARKLI
Yılmaz, son çeyrek rakamlarında sıfıra yakın büyüme ile krizin etkisinin net olarak görüleceğini, 2019'da ise Türkiye ekonomisinin küçülmeye başlayacağını kaydetti. Yaşanan krizin 2001 ve 1994 krizlerinden farklı olduğunu dile getiren Yılmaz, “Bizim bilmediğimiz bir şey daha var; 2001 krizi ile 1994 krizi arasında bir fark var. Orada devleti yeniden yapılandırmak kolaydı. Ama şimdi reel kesimin yanında hane halkı borçları da var. Bu konuda bir tecrübemiz yok. Bunun yükünün nasıl paylaştırılacağı belirsiz” değerlendirmesini yaptı.
SORUN LİKİDİTEDE DEĞİL, İFLAS VE BİLANÇODA
Ekonomide risklerin ve faizlerin yükseldiğini kurun şok yediğini kaydeden Durmuş Yılmaz, tablonun doğu bir şekilde aktarılması gerektiğini dile getirdi. Hükümetin yaşanan sorunu likidite problemi olarak algıladığını ancak yaşanan sürecin iflas ve bilanço sorunu olduğunu anlatan Yılmaz, “2009 yılında devreye giren ve döviz geliri olmayan şirketlerin dövizle borçlanmasının önünü açan düzenleme karşısında Hazine, Merkez Bankası ve dönemin Ekonomiden Sorumlu Bakanı Ali Babacan ile birlikte döviz borçlanmasının doğru olmadığı yönünde hükümete görüş verdik ama kabul edilmedi” dedi.
artigercek.com