Türkiye'de ek ekonomik önlemler alması beklenirken Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) lideri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın halktan yardım istemesi şaşkınlıkla karşılandı. İktisatçılara göre kefen parasını geçen yıl harcayan hükümetin elinde kaynak yok.
Yeni tip Koronavirüs (Covid-19) salgını ile mücadelede sağlık tedbirleri hemen hemen her gün güncelleniyor. Diere taraftan bedave kolonya ve 500 bin liralık konut kredisinde peşinat oranının yüzde 20'den yüzde 10'a indirilmesinin harcinde somut bir maddenin yer almadığı yardım paketi hayal kırıklığına yol açtı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın toplumun en kırılgan kesimlerine yeni bir sosyal paket açıklaması beklenirken 30 Mart Pazartesi akşamı kabine toplantısı sonrasında başlattığı yardım kampanyası şaşkınlıkla karşılandı.
HAZİNE'DE PARA YOKSA YARDIM DA YOK!
Salgına Türkiye ekonomisinin zorda yakalandığını belirten ekonomist ve yazar Mustafa Sönmez'e göre diğer ülkeler gibi sosyal paket açıklamak için maliyenin müsait olması gerekir.
Sönmez, "Bütün dünya bunu göze alırken AKP bunu niye yapmıyor? Çünkü AKP, 2018-19’da barutunu tüketti. 2018’deki kriz daha derinleşmesin diye Hazine kaynakları tüketildi." diyor.
Hükümetin şimdi yapabileceği tek şeyin yeniden bütçe açığını göze almak olduğunu söyleyen Sönmez, devam ediyor: "Bunun için borçlanmak, tahvil çıkarmak ve çıkardığı tahvilleri Merkez Bankası’na vermek lazım. Merkez’in de karşılığında para basması gerekir. Bundan öte çıkar yol yok."
TÜRKİYE YÜKSEK BORÇ VE İŞSİZLİK ORANI İLE YAKALANDI
Türkiye salgına çift haneli enflasyon, yüzde 13,7 gibi Cumhuriyet tarihinin ikinci büyük işsizlik oranı, yüzde 3'lük bütçe açığı, 172 milyar dolarlık borç geri ödemesi ve düşük Merkez Bankası rezervleriyle yakalandı.
Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Hayri Kozonoğlu, Koronvirüs salgını ekonomiyi tehdit eden boyuta ulaşmadan önce de Türkiye ekonomisinin makro göstergelerinin, özellikle bütçe açığının ciddi tırmanma eğiliminde olduğuna işaret etti.
Kozanoğlu, “Bütçe açığı artar mı, enflasyon sıçrar mı kaygılarını bir tarafa bırakarak yurttaşların en temel ihtiyaçlarını bütün kamu kaynaklarına başvurarak karşılamanın, en az insani zararla atlatmanın zamanıdır.” yorumunu yapıyor.
HÜKÜMET FELAKETİN FARKINDA DEĞİL
Ekonomist Erkin Şahinöz de reel sektörün 2018’deki içsel kriz ve kur şoku sebebiyle zaten "kan ağladığını" belirterek, “Bunun üzerine üretim de yapma derseniz, üretimi, ekonomiyi bitirir. Sermaye desteğini kaybeder. İşin dönüp geldiği yer kaynak yetersizliği. Hazine şu an borçlanmaya kalktığınızda talep düşük gelirse, bu sefer kura atak gelir.” diyor.
Ekonomistlere göre, hükümet ülkenin ve dünyanın başına gelen felaketin boyutunun farkında değil ve bu salgının geçici olduğunu düşünüyor.
Prof. Kozanoğlu, hükümetin salgın krizine yanlış teşhis koyduğunu düşünen iktisatçılardan.
“Bütün hastalıklarda olduğu gibi ekonomik sorunlarda da tedavi için teşhis çok önemlidir.” diyen Kozanoğlu, şunları vurguluyor: “Bütün dünyada gıda, sağlık hizmeti gibi temel gereksinimlerin sağlanması birinci öncelik. Bunun için özellikle yoksullara doğrudan gelir desteği ve sosyal programlar çok yaygın uygulanıyor. Türkiye ekonomisini yönetenlerin durumun ciddiyetini kavradıklarına yönelik bir belirti görünmüyor.”
Sönmez, "Hükümet bunun kısa süreli bir fırtına olduğunu düşünüyor." diyor.