Koza İpek Holding'e polis eşliğinde yapılan operasyon yurtdışı piyasalar tarafından da yakından takip ediliyor. Holdingin daha yeni yapılan resmi incelemede verdiği belgelere rağmen bu kez mahkeme kararıyla polis eşliğinde basılmasının yargının siyasallaştığı düşüncesini pekiştirdiğini vurgulayan ekonomistler, bu durumdan zaten ürkek olan sermayenin olumsuz etkilenceğine dikkat çekiyor. Özellikle yabancı fonların bir ülkede kısa vadeli dahi olsa yatırım yapmak için ilk başta hukukun işleyişine baktığına işaret eden ekonomistler, bu yüzden yatırımcının ülkeyi terk edeceğinin altını çiziyor.
New York merkezli Stroz Friedberg şirketinin küresel risk danışmanlarından Jonathan Friedman, yaşanan olayın Türkiye'de yargının siyasallaşmaya devam ettiğini gösterdiğini belirterek, bu durumun özellikle muhaliflerle bağlantılı iş dünyası için büyük risk oluşturduğunu kaydediyor. Friedman konuyla ilgili açıklamasında "Yatırımcılar için, yargının ve düzenleyici kurumların siyasallaşması, seçim döneminde muhaliflerle bağlantılı iş dünyası için politik riskini yükseltiyor." ifadesini kullanıyor.
UBS'in gelişmekte olan piyasa stratejistlerinden Manik Narain de seçimden önce bu tür adımların yatırımları zayıflatacağını ifade ediyor. Narain, "Seçimden önce bu tür şeyleri yoğunlaştırmak Türkiye'deki yatırım ortamını zayıflatmak için bir risktir." uyarısında bulunuyor. "Siyasi belirsizlik ve faiz artımının Türkiye'nin büyümesini ve yabancı yatırımcı için elverişli bir ortam oluşturmuyor." diyen Narain, küresel ekonominin mevcut durumuna vurgu yapıyor. Gelişmekte olan piyasaların zaten yoğunlaşan mali baskılar ve Amerikan Merkez Bankası Fed'in sıkılaştırma programı yüzünden büyük bir endişe içinde olduğunu dile getiriyor.
Türkiye'yi yakından takip eden Nomura şirketinin tecrübeli ekonomisti Timothy Ash da bağımsız kuruluşların önemine dikkat çekerek, "Piyasalar, bağımsız, etkin düzenleyici kurum ve kuruluşları takdir eder." değerlendirmesinde bulunuyor.
"TÜRKİYE BÖYLE GİDERSE G20'DEN DE ATILABİLİR"
ABD'nin Quinnipiac Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Osman Kılıç da yatırımcı için hukukun bağımsızlığının önemine dikkat çekiyor. Yabancı yatırımcının bir ülkede kısa vadeli dahi olsa yatırım yapmak ilk başta hukuk kurallarının işletilip işletilmediğine baktığını aktaran Kılıç, "Özel sektör ile girişimcilerin olmazsa olmazı, haklarının kanun tarafından korunmasıdır." diyor. Türkiye'nin büyük bir dış ticaret açığı ve buna bağlı olarak yüksek miktarda döviz ihtiyacı bulunduğunu vurgulayan Kılıç, şu uyarıda bulunuyor:
"Türkiye gibi yüksek derece borçlu, dışardan gelecek dövize çok ihtiyacı olan ve iç tasarrufunun yeterince olmadığı bir ülkede bu yapılanlar zaten hızlanarak kötüleşen ekonomiyi bir dar boğazın içine sokabilir. Bu tarz hukuksuzlukların devam etmesi halinde kısa vadeli borçlar bile ödenemez hale gelebilir. Ekonomimizdeki bu daralmaların artması ve yaşananlar, bizi G20'den bile arttırma riski var."
Bir başka ekonomist Mehmet Özhabeş de yaşanan böyle bir ortamda yabancıların Türkiye'ye yatırım yapmasını beklemenin yanlış olduğunu ifade ediyor. Mevcut ekonomik durum yüzünden yatırımcıların zaten gelişmekte olan ülkelere karşı ciddi endişeleri olduğunu belirten Özhabeş, "Çin ekonomisin yavaşlaması, Fed'in faiz artırımına gidecek olması, emtia fiyatlarının düşmesi ve doların değerinin artmasından dolayı yatırımcıların gelişmekte olan ülkere karşı ciddi endişeleri var. Türkiye de emtia ihracatçısı olmamasına rağmen şu an en kırılgan görülen ülkelerden birisi. Böyle bir ortamda muhalif görüşlü işadamlarının iş yerlerine baskın yapmanın Türkiye ekonomisine zararı olur." şeklinde konuşuyor.
CİHAN