Ekrem Dumanlı: 7 Haziran'a kadar mantar tabancası bile patlamazken şimdi neden onlarca şehit verildi?

Ekrem Dumanlı: 7 Haziran'a kadar mantar tabancası bile patlamazken şimdi neden onlarca şehit verildi?
“7 Haziran'a kadar mantar tabancası bile patlamazken seçimin hemen akabinde neden onlarca şehit verildi?” diye soruyor, sorguluyor, suçluyor. Üstelik yetkililerden makul bir cevap alamıyor kitleler..."

(...)

7 Haziran'dan beri AKP'li yetkililerden, yazar-çizerlerden halka yapılmadık hakaret kalmadı. Bir zamanlar tam tersi yaşanıyordu bu ülkede. Müzmin kaybedenler kulübü diye alay edilen sol-ulusal partiler, seçimden hezimetle çıktıkça vatandaşa “bidon kafa”, “göbeğini kaşıyan adam” derdi. Ve AK Partililer bu küçümseyici/aşağılayıcı ifadeler karşısında haklı itirazlar ortaya koyardı. AKP 7 Haziran'dan 10 puan kayıpla çıkınca benzer küstahlık Akperestlerden (Hakperestlerden değil) yükselmeye başladı. “Ben nerede yanlış yaptım da halk bana bir tokat attı?” sorusunu sorma yerine halkı nankörlükle, cahillikle itham ettiler. Halkın kesin bir iradeyle “koalisyon kurun” demesine rağmen basit ayak oyunları sayesinde 45 günlük süreci top çevirerek savuşturdular. Şimdi tekrar seçim istiyorlar. Ne değişecek?

Normal şartlar altında hiçbir şey değişmez, halk aynı mesajı bir daha verir. İktidar sahipleri de bu yalın gerçeği pekâlâ biliyor. Anketler de teyit ediyor bu hükmü. Tam da bu yüzden normal şartları bozan her gelişmeye toplum kuşkuyla bakıyor ve her huzur bozan olayın hesabını Erdoğan'a ve iktidardaki partiye kesiyor.

Terör mü hortladı durduk yerde, halk bunun arkasında “koltuk sevdası” arıyor, arayacak.

“7 Haziran'a kadar mantar tabancası bile patlamazken seçimin hemen akabinde neden onlarca şehit verildi?” diye soruyor, sorguluyor, suçluyor. Üstelik yetkililerden makul bir cevap alamıyor kitleler...

Kasımda yapılması beklenen seçime kadar yaşanacak her anormal gelişmeye halk, kuşkuyla yaklaşacak. Bu saatten sonra vuku bulacak ve demokrasiyi tehdit edecek her gelişmeyi siyaset mühendisliği olarak görecek. Haksız da sayılmaz. Basın hürriyetini kısıtlayan, gazete ve TV'leri baskı altına alan, sosyal medyaya pranga vuran her gelişme, kirli işlerin kapatılması olarak yorumlanacak…

Demirperde rejimleri yıkılıp gitti. Politbürolar darmadağın oldu. Tek parti rejimi de, tek adam sistemi de yok modern dünyada. En iyisi, iktidarı elinde tutanların halkın iradesine saygı duymasıdır; halkı feshedemeyeceklerine göre…

(...)

24 Ağustos 2015 09:20
DİĞER HABERLER