Ekrem Dumanlı'dan tepki: Bir hukuk adamı telefonlar kime ait diye araştırmaz mı?

Zaman Gazetesi eski Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı, gazetenin Washington, Brüksel ve Londra temsilcileri ile o dönem ABD'de okuyan kızı arasında geçen telefon görüşmelerinin iddianamede suç olarak gösterilmesine sert tepki gösterdi.

Zaman Gazetesi eski Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı, şahsi Twitter hesabından yaptığı açıklamada şunları söyledi: "Sadece gazetecilik yaptığı için Silivri'de tutuklu bulunan ve haklarında müebbet hapis cezası istenen meslektaşlarım Can Dündar ve Erdem Gül için hazırlanan iddianameden adımın geçtiği bölümü okudum. İlk izlenimin, okuduğum metin bir iddianameden daha çok üçüncü sınıf bir film senaryosuna benziyor. Buna imza atan savcının bir an önce mesleğini bırakması gerekiyor.

CAN DÜNDARIN İFADESİYLE, 'SAVCI BENİ KENDİ İLE KARIŞTIRMIŞ'

Bana isnat edilen 'olmayan bir terör örgütü'nün yöneticiliği suçlamasına delil olarak sayın savcının iddianameye dahil ettiği haber ve yazılar tamamıyla bir gazetecilik faaliyetinden ibarettir. Bu yazıları kimseden talimat almadan yazdım ve bugün de yazdıklarımın arkasındayım. Meslektaşım Can Dündar'ın ifadesiyle "savcı talimatla yazdığımı iddia ederek kendisiyle karıştırmış"

Savcının 14 Kasım 2013 tarihli manşet, yazı ve haberlerden sonra iktidar çevresinden bir takım kişilerin teknik takibe uğradığı iddiası kocaman bir yalandır. Üstelik bu iddiasına dair en küçük bir delil ortaya koyamamıştır. İddianameler absürt teorilerin değil, somut delillerin yansıdığı metinler olmak zorundadır. Oysa karşımızda ne somut bir delil var ne de akla yatkın bir iddia...

İDDİANAMENİN BANA AİT KISMI TAM BİR KOMEDİ

İddianamenin bana ait telefon HTS kayıtlarının yer aldığı bölümü tam bir komediden ibaret. Sayın savcının hayal gücünü kullanarak benim bir takım 'dış mihraklarla olan karanlık ilişkilerime (!) delil olarak iddianameye dâhil ettiği görüşmeler' halen de görevde bulunan Zaman Gazetesi'nin Washington, Brüksel ve Londra temsilcileriyle yaptığım rutin görüşmelerden ibarettir. Bir hukuk adamı böylesine ağır bir suçlamayı yapmadan önce "bu telefonlar kime ait?" diye araştırmaz mı? Bir savcı nasıl olur da bu kadar özensiz davranıp hem kendini hem adalet mekanizmasını bu kadar feci bir hataya ortak eder?

KIZIMLA YAPTIĞIM GÖRÜŞME DAHİL EDİLMİŞ, AYIP DEĞİL Mİ?

Daha da vahim bir iddiada bulunuyor Savcı bey: O dönemde ABD'de öğrenci olarak bulunan kızımla yaptığım telefon görüşmeleri de aynı 'karanlık ilişkiler' kontenjanından iddianameye dahil ediyor. Ayıp değil mi, günah değil mi?

Hakkımda açılan onca soruşturma ve davada bir tanecik olsun somut bir suçlama ve delil ortaya konamadı. Anlaşılan o ki Sayın Bülent Arınç'ın tabiriyle "belli yerlerden alınan talimat veya tehditler" sonucunda hukuk tepetaklak edilmiş.

YARGI MENSUPLARINI HUKUKA DAVET EDERİM

Şu fani dünyadan bir şekilde kam almaya devam edeceğini düşünenler olsa bile onlara ilahi adaletin tecelli edeceği o günü hatırlatmayı kendime vazife sayar, yargı mensuplarını hukuka davet ederim....
CİHAN
01 Şubat 2016 13:08
DİĞER HABERLER