"Bugün askıya alınan yasalar, anayasanın beyzadelerin keyfine göre uygulandığı bir döneme işaret ediyor. Ne var ki bu hukuksuzluk ve zulüm sonsuza kadar süremez"
Önceki gün Türkiye’deki adalet sistemi çok ciddi bir imtihana tabi tutuldu. Sulh ceza hakimlerinin tamamına yapılan itiraz yolu tükenince avukatlar, asliye ceza mahkemelerine başvurdu. Reddihakim talebinin kabulünden sonra işleyen tabii ve hukuki süreç sonunda mahkeme, aylardır haksız bir şekilde hapishanede tutulan insanların tahliyesine karar verdi.
Zaten sulh ceza hakimliklerinin üzerine siyasetin gölgesi heyula gibi çökmüştü. Siyasilerin, ‘Taşları döşüyoruz’ demesi, evrensel hukukun ‘tabii hakimlik’ ilkesini yerle bir etmişti. Yani? Evrensel hukuk ve anayasanın öngördüğü kural şuydu: Herhangi bir kişi ya da kitle ile ilgili bir suçlama varsa, o insanlar devam edegelen yargı süreci içinde yargılanırlar. Özel bir mahkeme, özel bir amaçla kurulursa buna proje mahkeme denir ve verilen kararlar egemen güçlerin elinde oyuncak haline getirilmiş bir yargı imajına yol açar. Sulh ceza hakimlikleri hakkındaki kuşku tam da budur.
(...)