Elektromanyetik alan yayan cihazlar elbise gibi giyilebilir duruma geldi

Mersin Üniversitesi Elektrik-Elektronik Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Caner Özdemir, teknolojinin artması ile çevredeki elektromanyetik alanların arttığını belirtti. 2010'dan sonra artan akıllı cihazlar sayesinde elektromanyetik alan yayan cihazlarların elbise gibi giyilebilir duruma geldiğini vurgulayan Özdemir bunun sağlığa etkisinin ise tartışıldığını vurguladı.

Elektrik Mühendisleri Odası Mersin Şubesi, Yenişehir Belediyesi, Mersin Barosu ve Mersin Tabip Odası işbirliğinde düzenlenen 3. Elektromanyetik Alanlar Sempozyumu (EMANET2015) Yenişehir Kültür Merkezi'nde başladı.
2 gün sürecek sempozyumda 41 adet sözlü, 21 adet poster olmak üzere toplam 62 bildiri sunulacak. Etkinlikte 15 uzman ile Prof. Dr. Dariusz Leszczynsk sunum yapacak. Ayrıca Türkiye genelindeki tüm üniversitelerin elektrik ve elektronik mühendisliği bölüm başkanlarının 6 aylık değerlendirme toplantısı da sempozyum kapsamında gerçekleştirilecek.
Mersin Üniversitesi Devlet Konservatuarı öğrencilerinin mini konseri ile başlayan sempozyumun ilk açılış konuşmasını Mersin Üniversitesi Elektrik Elektronik mühendisliği Bölüm Başkanı ve Sempozyum Düzenleme ve Yürütme Kurulu Başkanı Prof. Dr. Caner Özdemir, yaptı. "Sağlıklı Yarınlar İçin" sloganıyla düzenlenen etkinliğin iki yılda bir düzenlendiğini aktaran Özdemir, ilk ikisi İstanbul'da yapılan sempozyumun ilk defa Anadolu'da düzenlendiğini ifade etti.

"TEKNOLOJİ İLE ELEKTROMANYETİK ALANLAR ARTTI"

Hücresel iletişimin son 20 yılda tüm dünyada hızla yayılması son 5 yıl içinde ise akıllı cihazların baş döndürücü bir şekilde hayatımıza girmesiyle yaşam alanlarındaki elektromanyetik alan değerlerinin aynı oranda arttığını vurgulayan Özdemir, "Bundan çok değil 20 yıl önce sadece televizyon ve radyo verici istasyonlarının oluşturdukları elektromanyetik alan değerlerden bölgesel bazda bahsederken, 2000'li yıllardan sonra GSM hücresel iletişim teknolojisinin yaygınlaşmasıyla baz istasyonları ve cep telefonları gibi cihazların yaşam alanlarımızda oluşturdukları elektromanyetik alan şiddetlerini tartışır duruma gelmiştik. Ancak özellikle 2010'lardan sonra ise akıllı telefon, akıllı tablet,akıllı saat, akıllı ayakkabı, akılı gözlük vücuda yapıştırılabilir akılı tıbbi duyargalar gibi akıllı cihazların (ya da diğer adıyla giyilebilir teknolojilerin) hayatımıza girmesiyle artık elektromanyetik alan yayan cihazlar elbise gibi giyilebilir duruma gelmiştir" diye konuştu.

Yeni teknolojilerin yeni kolaylıklar ve hız avantajları sağladığını anlatan Özdemir, "Bu teknolojilere her geçen gün daha bağımlı olacağımız kaçınılmaz bir gerçektir. Ancak bu teknolojilerin kullanımıyla; çevremizde, çalışma ve yaşam alanlarımızda günler geçtikçe artan elektromanyetik alan maruziyetinin beden ve ruh sağlığımıza, sosyal ve kültürel yaşantımıza etkileri de kamuoyunda artarak tartışılmaktadır." dedi.

CEP TELEFONUNUN ETKİSİ TERMAL KAMERA İLE GÖRÜLECEK

EMO Mersin Şube Başkanı Seyfettin Atar da, yaşadığımız yüzyılda teknolojinin gelişimine bağlı olarak elektronik aletlerin kullanımı gittikçe arttığını vurguladı. Mikrodalga fırından saç kurutma makinesine, ev içi kablosuz internet ağından onunla kullandığımız dizüstü bilgisayara, elimizden düşürmediğimiz cep telefonuna kadar hayatımıza girmiş her türlü elektrikli cihaz elektromanyetik dalga yaydığını anlatan Atar, "Evimizin yakından geçen yüksek gerilim hatları ve baz istasyonları da aynı şekilde birer elektromanyetik alan kaynağı. Dolayısıyla günlük hayatımızda ister istemez fazla oranda elektromanyetik dalgalara maruz kalıyoruz. Hiç kuşkusuz buradaki temel nokta, günlük yaşamımıza giren ve vazgeçilmez bir ihtiyaç olarak kullandığımız teknoloji den yararlanırken, olumsuz etkilerini bertaraf etmek için neler yapmalıyız olmalıdır. Çünkü ilgili mevzuatın yetersizliği ve uygulamalardaki yanlışlıklar halk sağlığını tehdit eden sonuçlar yaratabilmektedir" ifadelerini kullandı.

"TEKNOLOJİ DÜŞMANI DEĞİLİZ"

Mühendislerin teknoloji düşmanı değil aksine teknolojinin gelişmesi için yoğun çaba harcadığını vurgulayan Atar şunları söyledi: "Bizler teknolojiyi kullanırken kullanım sürecinde oluşabilecek olumsuzlukları en aza indirecek önlemlerin alınması ve bu konuda toplumun bilgilendirilmesinin öncelikli görevimiz olduğunu düşünmekteyiz. Bu görev ve sorumluluk devlet kurumlarının da yerine getirmesi gereken en önemli görevlerinden biri olmalıdır. Elektrik Mühendisleri Odası olarak ülkemizde uygulanan elektromanyetik alan şiddeti standartlarının yeniden düzenlenerek en azından Avrupa standartlarına çekilmesini, düzenli olarak denetim ve ölçümlerin yapılmasını, bilgi ve verilerin şeffaf bir biçimde paylaşılmasını talep ediyoruz."

Mersin Tabip Odası Başkanı Ful Uğurhan da elektromanyetik alanların canlıların sağlığına etkisinin hekimler için hala bilinmezliklerle dolu olduğunu söyledi.

BAZ İSTASYONLARI İLE İLGİLİ HUKUKSAL MÜCADELE UMUT VERİCİ

Mersin Barosu Başkanı Alpay Antmen de, Trafolardan, baz istasyonlarına, kablosuz modemlerden, cep telefonlarına kadar hayatımızın her anında elektromanyetik alan içerisinde yaşamaya başladıklarını ifade ederek şunları söyledi: "Artık zaruri hale gelen bu ihtiyaçlarımızın yanında sağlığımız da risk altına girmeye başladı. İşin teknik ve sağlık açısından değerlendirilmesi bir yana bugün bir baz istasyonunun varlığı psikolojik olarak da insanlarımızı rahatsız etmektedir. Tabi , bir de işin hukuki yönü var. Bugün baz istasyonlarıyla ilgili yüzlerce dava söz konu ve ciddi anlamda bir hukuk mücadelesi verilmektedir. Neyse ki Yüksek Yargıtay'ın son yıllarda vatandaşlarımız lehine olumlu kararlarını görmekten mutluluk duyuyoruz."

EMO Başkanı Hüseyin Yeşil de cep telefonların sağlık üzerine etkileri denildiğinde kamuoyunda ilk akla gelen konunun baz istasyonları olduğunu işaret etti. "Baz istasyonlarının kurulum koşullarında yasal sınırlamaların sağlık koşullarına uygun hale getirilmesi ve daha önemlisi uygulamaların denetim ve takibinin yapılması gerekmektedir" diyen Hüseyin Yeşil, açıklamasını şöyle sürdürdü; "Baz istasyonlarının kamuoyundan gizlenmesine yönelik baca içine saklanması gibi garip uygulamalara son verilmelidir. Tüm insanların yaşamlarını ilgilendiren uygulamalardan bilgilenme hakları vardır. Bu teknolojik çağda bu tür bilgilerin açık olarak internet ortamında kamuoyuna sunulması zorunludur".

MÜHENDİSLER; 4,5 G'Yİ ANLAMAKTA GÜÇLÜK ÇEKİYOR

Ülkenin daha fazla bant genişliği ihtiyacını sağlamak adına 4. nesil mobil teknolojiye geçiş konusunda da tartışmalı bir süreç yaşadıklarına dikkat çeken Yeşil şöyle devam etti: "İhaleler iptaller oldu. Tüm dünyada 4G olarak bilinen LTE teknolojisi sırf birilerinin sorumsuzca ettikleri sözlerini geri almayacak diye 4.5G olarak lanse edilmektedir. 4. Nesil altyapılarla 4. Neslin sağladığı hızlarda çalışacağız, ancak adını soran olursa 4 buçuk G diyeceğiz. Bir mühendis olarak bunu anlatmakta güçlük çekiyorum"

Açılış konuşmalarının ardından etkinlik ABD senatosu, Finlandiya Parlamentosu, ABD Ulusal Akademisi ve Dünya Sağlık Örgütü gibi birçok kurum ve organizasyon tarafından tanınan moleküler biyoloji, hücre biyolojisi ve prometik alanında önemli araştırmaları olan Dr. Dariusz Leszczynski bir sunum yaptı. CİHAN
13 Kasım 2015 16:34
DİĞER HABERLER