Emekli askerlere 'sivil' reçete

Emekli askerlere 'sivil' reçete
Yıllarca askeri üniforma giyen ve neredeyse kışladan dışarıya hiç adım atmayan askerler, emekli olduktan sonra büyük bir boşluğa düşüyor.
Banka kuyruğuna girmek istemeyenler de var aralarında sivillere emir dolu cümleler sıralayan da! Uzmanlara göre bu sendromu atlatmanın en kolay yolu çarşı pazara çıkıp yeni 'sivil' dostluklar kurmak! Yüksek Askeri Şûra'ya (YAŞ) sayılı günler kala emekliye ayrılan generaller, ülke gündemini bir hayli meşgul etti. Piyasaların tepetaklak olacağını, kriz yaşanacağını iddia edenler, ertesi gün yanıldıklarını anladı. Hükümet, jet atamalar yaparak kontrolü sağladı ve felaket tellallığı yapanlara fırsat vermedi. Paşaların toplu istifası ise, akıllara, "Askerler emekliye ayrıldıktan sonra neler yapar, sivil hayata alışmakta zorlanır mı?" sorusunu da getirdi. Askerler, 30-40 yıl boyunca aynı üniformayı giyiyor ve zorunlu kalmadıkça kışladan dışarıya adım atmıyorlar. Alışverişlerini askeri tesislerden yapıyor, hastalandıklarında askeri hastaneye gidiyorlar, sporlarını orada yapıyorlar. Ailecek yemeğe çıktıklarında gittikleri yer yine kendi gazinoları. Tatil bile askeriyenin tesislerinde. Hal böyle olunca emeklilikte büyük bir bocalama dönemi yaşanıyor. Bu bocalamayı sadece askerler hissetmiyor. Eşleri ve çocukları da bundan etkileniyor. Kendilerini hâlâ muvazzaf sananların sivillere emir vermeleri, banka kuyruğuna geçmek istememeleri, her fırsatta TSK'ya ait sosyal tesislerin yolunu tutmaları nasıl da büyük bir sendrom yaşadıklarını gösteriyor. Askerlik hayatı boyunca belirli bir meslek icra eden personelin sivil hayata uyum sağlaması kolaylaşıyor. Emekli olduklarında da mesleklerine devam edebiliyorlar. Hakimler büro açıyor, doktorlar muayenehane, astsubaylar ise daha önce hangi alanda uzmanlaşmışsa yollarına o şekilde devam edebiliyor. Generaller ise emeklilik sendromunu en üst seviyede yaşıyor. Kışlanın en rütbelisi oldukları için iki dudaklarının arasından çıkacak her söz emir sayılıyor. Nizamiye kapısının bir adım dışında ise rütbesiz gerçek bir hayat bulunuyor. Tecrübelerinden istifade edilmesi gerektiğini düşünen paşalar, çareyi bir sivil toplum kuruluşunda yöneticilik yapmakta buluyor. Askerlik görevi boyunca halka tepeden bakmayanlar sivillerle iyi bir iletişim kurabiliyor. Böylece, rahat bir emeklilik süreci geçirebiliyorlar. Emir vermeyi bir hayat tarzı haline getiren muvazzaflar için ise durum biraz zorlaşıyor. Kışlanın dışındaki gündelik hayata alışmakta zorlanan bu askerler sivil hayata adaptasyon kurslarının yolunu tutarak psikolojik destek alıyorlar. Bu kursları hem özel kurumlar hem de TSK veriyor. Kurslarda belirli periyotlarda sivil hayata uyum sağlamanın yolları anlatılıyor. *** "Bazı arkadaşlarım psikolojik destek aldı" Emekli Albay Durmuş Türemen, 1963 yılında askeri okula adım atmış. Kendi ifadesiyle daha bıyıkları henüz terlemişken askeri üniformasını giymiş, botlarını bağlamış. 36 yıl su gibi akıp geçmiş. Emeklilik günü yaklaştıkça içini büyük bir huzur kaplamış. Çünkü elinden geldiği kadar askerliğin hakkını vermeye çalışmış. Askerlik vazifesi boyunca halktan hiç kopmamış. Fırsat buldukça kahvehanelerde, çarşı ve pazarlarda insanlarla sohbet etmiş. Görevleri boyunca kendilerini halktan soyutlayan arkadaşları, büyük zorluklar çekerek psikolojik destek almışlar. "Hâlâ kendimi asker gibi hissediyorum!" Emekli Astsubaylar Derneği Başkanı Ahmet Atik, otuz yıl önce emekli olmuş. 1956 yılında astsubaylık okuluna başlayan Atik, 30 yıl boyunca Türk Silahlı Kuvvetleri'ne hizmet etmiş. Arkadaşlarıyla birlikte kurduğu derneğin 980 emekli astsubay üyesi var. Belirli aralıklarla bir araya gelen dernek üyeleri cenazelerde de görüşüyorlar. Hastalanan devrelerini ziyaret etmek için hastanenin yolunu tutuyorlar.Yıllar önce emekli olmasına rağmen çoğu zaman kendisini muvazzaf asker gibi hissettiğini söylüyor. Emeklilik sendromunu tenis oynayarak yendi 41 yıl boyunca her gün sabah kalkar kalkmaz tıraş olan, botlarını boyayıp görev yapacağı yerin yolunu tutan Tümgeneral Nejat Müldür, emekli olduktan sonra büyük bir boşluğa düşmüş. Dostlarının tavsiyesiyle tenis oynamaya başlamış. Daha sonra kendisini öyle bir geliştirmiş ki çevresindeki herkes şaşkına dönmüş. 40 yaş grubunda sayısız başarıya imza atmış ve Türkiye şampiyonluğu bile kazanmış. Bu sayede sivil hayata daha hızlı adapte olmuş. *** Sivil hayata hazırlama kurslarından bazı tavsiyeler: Banka kuyruğunda sabırla sıranı bekle, ön taraflara geçmeye çalışma! Yüksek sesle konuşma, gençlere bağırma! Toplu taşıma araçlarını kullan, sivillerle dostluk kur! Bütün vaktini devre arkadaşlarınla görüşerek geçirme! Emekliliği gözünde fazla büyütme, sivil hayatın tadını çıkarmaya bak! Sermayen varsa bir işyeri aç! İlgi duyduğun alanla alakalı bir kursa git! Tatile gittiğinde ordu evinde kalmak yerine otelleri tercih et! Kamu binalarına yolun düştüğünde emekli bir askeri personel olduğunu söyleyip ayrıcalık elde etmeye çalışma, ters tepebilir! Belirli aralıklarla eşinle birlikte sivil bir restorana git! Eski alışkanlıklarını terk etmeye çalış, her gün tıraş olma, unutma sen artık bir sivilsin! Sosyal sorumluluk projelerine destek ol! *** "Kendi alt kültürlerinden kopamıyorlar" Prof. Dr. Nevzat Tarhan (Emekli Tabip Albay-Psikiyatr): "Burada askerin karakteri çok önemli. Görev yaptığı dönemde sivillerle ilişkisi iyiyse, kendini onlardan farklı görmüyorsa bir sıkıntı yaşamayacaktır. Bazıları ise askerliğe yaşam tarzı olarak bakıyor ve emekli olduktan sonra da bu psikolojiden sıyrılamıyor. Orduevleri şu an bir bakıma alt kültürün yaşandığı cemaat gibi. Toplumdan soyutlanmış bir yapıları var. Bu yüzden dış dünyadan kopuyorlar. Uyum sağlamakta zorluk çekmelerinin nedeni de emekli olduktan sonra bu alt kültürden kopamamaları. Askerler emekli olduktan sonra bir özeleştiri yaparak sivil hayata kolayca uyum sağlamanın yollarını bulmalı. Bir uzmandan destek alabilirler. İnsan ilişkilerini artıracak sosyal sorumluluk projeleri ile ilgilenebilirler." Emekli askerlerin apartman ve site yöneticiliğinde gösterdiği başarı, dillere destan olmuş durumda! Yöneticiliği ellerine yüzlerine bulaştırıp aidatları gününde toplayamayan siviller, içten içe, "Apartmana şöyle sert bir emekli asker gelse de milleti iyi bir hizaya getirse!" diye konuşur olmuş. Hatta gazetelere, 'Site yöneticiliği için emekli asker aranıyor' ilanı verenler bile var. Sivil apartmana askeri rejim! Kimilerine göre sitelerin özellikle üst düzey asker emeklisi aramalarının nedeni hiçte masum değil! Emekli askerlerin bürokrasi üzerindeki gücünü kullanarak karşılaşılabilecek herhangi bir problemi kolayca çözebilmek. Beylikdüzü'nde yaklaşık 5 yıldır apartman yöneticiliği yapan astsubay emeklisi Mehmet Selimer, halinden bin pişman! Komşularının yoğun ısrarı üzerine yönetici olmuş ilkin. Daha sonra her fırsatta görevi bırakmak istemiş ama ne mümkün! Apartman yöneticiliğinin yoğun bir mesai gerektirdiğini söyleyen Selimer, "Ne yapalım, yöneticilik emekli askerlik üzerine yapışıp kalmış. Allah hepimizi kurtarsın!" diyor.
07 Ağustos 2011 17:09
DİĞER HABERLER