Kanlı 'Hayata Dönüş' operasyonlarının müdahil avukatları, emekli Binbaşı Zeki Bingöl'ün olaya ilişkin verdiği bilgilerin, 'Müdahalede kimyasal silah kullanıldı.' iddiasını doğruladığını ifade etti.
Avukatlar, olaya ilişkin 39 jandarma erinin yargılandığı davada savcıların bu açıklamalar doğrultusunda yeni bir iddianame hazırlaması gerektiğini bildirdi.
32 mahkûmun öldüğü, cezaevlerine yönelik 'Hayata Dönüş' operasyonunun 11. yıldönümünde, emekli Binbaşı Zeki Bingöl'ün Zaman'a yaptığı açıklamalar gündeme damgasını vurdu. Bayrampaşa Cezaevi'nde- ki operasyonda görev alan Bingöl'ün 'Ömrümde görmediğim bombalar kullanıldı. Suçlu, yargılanan 39 eri sevk ve idare eden komutanlardır' yönündeki açıklamaları, davanın müdahil avukatları tarafından olumlu karşılandı. 'Hayata Dönüş'ün insanlık suçu olduğunun ortaya çıktığına dikkat çeken avukatlar, savcılara 'asıl sorumlular için yeni iddianame hazırlayın' çağrısında bulundu. Bingöl'ün anlattıklarının olayda kimyasal silah kullanıldığını ortaya koyduğunu belirten Avukat Oya Aslan, "Böyle silahların uluslararası anlaşmalarla savaşta bile kullanılması yasak." dedi.
11 yıl önce F Tipi'ne geçiş sırasında 20 cezaevinde isyan çıkmış, buralara düzenlenen operasyonlarda ise 32 mahkûm hayatını kaybetmişti. İstanbul Bayrampaşa Cezaevi'nde 167 tutuklu ve hükümlü hakkında açılan dava 2009 yılında zamanaşımından düşerken, operasyonlar sırasında 12 kişinin ölümüne sebep oldukları gerekçesiyle 39 jandarma görevlisi hakkında açılan dava sürüyor. Davanın bundan sonraki duruşmasında ifadeye çağrılan Hayata Dönüş operasyonunun komutanlarından emekli Binbaşı Zeki Bingöl, Zaman'a yaptığı açıklamada, operasyonda kullanılan bombaları daha önce hiç görmediğini ve bunların Jandarma envanterinde de olmadığını belirterek, erlerin yargılandığı davada, asıl sorumluların yargı önüne çıkarılmamasını eleştirmişti.
Davanın müdahil avukatlarından Oya Aslan, Zeki Bingöl'ün açıklamalarının, olayda kimyasal silah kullanıldığını ortaya koyduğunu söyledi. Bu durumun da, operasyonun insanlığa karşı işlenmiş bir suç olduğunu ortaya koyduğunu anlattı. Aslan, "Mağdurlar kimyasal silah kullanıldığını anlatmıştı. Bu açıklamalar doğruluyor. Böyle silahların savaşta bile kullanılması yasak. Bingöl'ün açıklamaları üzerine yeni bir iddianame hazırlanmalı. Savcı, asıl sorumlular hakkında soruşturma başlatmalıdır." dedi. Avukat Aslan, Bingöl'ün yaptığı açıklamada belirttiği sol örgütlere ait arşive dair de değerlendirmelerde bulundu. Ancak bunların, Bingöl'ün iddia ettiği gibi sol örgütlerin eylemlerinin detaylarını aktaran arşiv olmadığını ileri sürdü. Bu arşivin birçok kurumda olduğunu anlattı. Zeki Bingöl, yaptığı açıklamada, Bayrampaşa'da yasa dışı solun birçok fraksiyonunun bulunduğuna dikkat çekmiş, bu örgütlere ait arşivin de ele geçirildiğini anlatmıştı. Arşivde terör örgütlerinin yönetici ve üyelerinin, 1978-2000 yılları arasında yaptıkları eylemleri kendi el yazılarıyla anlattıklarını vurgulayarak, bu arşivin kayıp olduğunu dile getirmişti.
Davanın bir diğer müdahil avukatı Çağdaş Hukukçular Derneği Başkanı avukat Selçuk Kozağaçlı da, Adli Tıp raporlarının kimyasal silah kullanıldığını doğruladığını kaydetti. Operasyonda, İsrail'in Gazze'ye attığı fosfor bombalarının kullanıldığını ileri süren Kozağaçlı, operasyonu komuta edenler ile Ankara ve İstanbul'dan katılan üst düzey subayların yıllardır korunduğunu iddia etti. Genelkurmay'ın operasyona ilişkin belgeleri yıllardır gizlediğini öne sürdü.
MAĞDUR ARIKAN: ERLER DE BİLDİğİNİ ANLATSIN
Hayata Dönüş operasyonunda vücudunun yarısı yanan mağdur Hacer Arıkan, Zeki Bingöl'ün yaptığı açıklamanın kendisini doğruladığını söyledi. Arıkan, bir bombanın elbiselerini yakmadan derilerini erittiğini belirterek, bunun kimyasal silah olduğunu ileri sürdü. Arıkan, "Armut şeklinde bir bomba kullanıldı. Yakıcı değildi. Elbiselerimiz yanmadan derimiz eriyordu. Arkadaşlarımın eriyen vücutlarının yere damladığını gördüm." şeklinde konuştu. Hacer Arıkan, Bingöl'ün tanık olarak dinleneceği davada yargılanan 39 ere de gerçekleri anlatmaları çağrısında bulundu. Arıkan, Bingöl'ün açıklamalarında belirttiği gibi operasyonun emir komuta zinciri içinde yapıldığını ifade etti. İnsanlık dışı müdahalenin asıl sorumlularının dönemin askerî yetkililerinin yanı sıra o dönem Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürü olan HSYK üyesi Ali Suat Ertosun ve Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk olduğunu bildirdi.