En şaibeli referandum

16 Nisan'daki referandum, her açıdan 1946 seçimlerine benziyor! Türk siyasi tarihinin en şaibeli referandumuna gidiyoruz!
1946'da açık oy gizli tasnif sistemi vardı! Yani herkes oyunu göstererek kullanıyor, buna mukabil sayım gizli, kapalı kapılar ardında yapılıyordu! Sandıklar ve sayım, memurlara emanetti! 

Bir yanda tek parti iktidarı (devlet), diğer yanda muhalefet partileri bulunuyordu. Bütün kaymakamlar CHP ilçe başkanı, bütün valiler il başkanıydı! Polatlı Kaymakamı, muhtarları toplayarak, seçimleri CHP’ye kazandıracaklarına dair Kur’an ve tabanca üzerine zorla yemin ettirmişti. (Benzer ne kadar haber okuduk!)

Seçmenler, tehdit edildiler, dövüldüler, hatta hapsedildiler. Mersin Aslanköy'de bütün oylar CHP'ye çıkınca, köylüler itiraz etti; bunun üzerine devlete karşı gelmekten tutuklandılar! DP'liler salon kiralayamadı. Toplantıları dağıtıldı. Köylere gitmek izne bağlandı!

Seçim kurullarında sadece CHP’li üyeler görev alıyordu! DP’nin temsilcileri sayım başladıktan çok sonra kurula kabul edildiler. Bazı yerlerde kamu görevlileri seçmen listesinde bulunmayanlara oy kullandırdı. Sonuçların yazıldığı mazbatalar boş olarak sandık kurullarına imzalattırıldı. 

Mazbatalar değiştirildi ve bunlar seçim kuruluna verilmesi gerekirken nahiye müdürlerine, kaymakamlara ve memurlara teslim edildi. DP'ye oy verilen pusulalar çöplerde bulundu!

CHP’nin adaylarına kazandırabilmek için İstanbul’un seçim sonuçları 3 gün geç açıklandı. İstanbul sıkıyönetim komutanlığı, seçim sonuçlarının eleştirilmesini yasakladı. Basın susturuldu! Ahmet Emin Yalman hatıralarında: “İstanbul’da Demokrat Parti seçimi kesin bir şekilde kazandı. Fakat buradan Kazım Karabekir, Hamdullah Suphi Tanrıöver, General Cahit Toydemir, General Refet Bele ve Hüseyin Cahit Yalçın’ın çıkarılması ve Demokrat Parti’ye ancak 18 kişilik bir yer bırakılması hakkında sıkı bir emir alınmıştı.” diye yazacaktı! (Yakın Tarihte Gördüklerim ve Geçirdiklerim (1922–1971)

Hileli 1946 Seçimleri ile CHP, 4 yıl daha iktidarda kaldı. Mevcut şartlar devam etse Halk Parti'nin kaybetmesi imkansızdı! 1946-1950 arası DP'nin en büyük mücadelesi seçim sisteminin değişmesi üzerine oldu! Meclis oturumlarına katılmayarak tepki gösterdiler. Sine-i millete dönmeyi gündeme getirince CHP, geri adım atmak zorunda kaldı. İsmet İnönü ve Celal Bayar, "gizli oy, açık tasnif'e geçilmesinde anlaştı! Yargı güvencesi geldi. Adil ve yargı denetimindeki ilk seçimde ( 14 Mayıs 1950) milli irade tecelli etti; 27 yıllık tek parti iktidarı sona erdi.

Geçtiğimiz iki seçimde de sandık hileleri günlerce konuşulmuştu. AKP, devletin bütün imkanlarını kullandı. Bakan, milletvekili ve başkanlar gece yarısı seçim kurullarına giderek sonuçlara müdahale ettiler! Ankara'da AKP'ye kazandırıldı! 

CHP,  adil seçim ve sandık güvenliğini sağlamada DP gibi bir mücadele verebilirdi! Ancak bunu yapmadılar! OHAL'de gidilen referandumda, 1946'nın tekrarı yaşanacak ! Sandıklar korunamazsa, ikinci "tek parti dönemi" başlayacak! 16 Nisan, tarihe yeni 'seçim faciası' diye geçecek! Bu şartlarda 100 defa seçim yapılsa iktidarın istediği sonuç çıkar! Nereden bakılsa herkes için utanç verici! 

Ali Emir Pakkan
Twitter@AliEmirPakkan           

13 Nisan 2017 14:42
DİĞER HABERLER