Geçen afta cuma günü açıklanan nisan ayı Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) ekonomistlerin yüzde 20'nin biraz üzerindeki tahminlerinin altında kalarak yüzde 19.5 olarak açıklandı. Enflasyon geçen aya göre de yüzde 0,20’lik bir düşüş göstermişti. Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) ise ciddi bir artışa geçerek yüzde 30.12 olarak açıklandı.
Nisan ayında TÜİK'in açıkladığı tüketici enflasyonu hem ekonomistlerin beklentileriyle, hem de İTO endeksi ile ters düşünce malum tartışma yeniden alevlendi. TÜİK'in enflasyonu olduğundan daha düşük göstermek için manipülasyonlar yapıp yapmadığı yönünde sorular sorulmaya başladı.
Bu tartışmayı yoğunlaştıran bir sebep de TÜİK’ten hemen önce İstanbul Ticaret Odası’nın açıkladığı İstanbul tüketici fiyatlarının İstanbul için aylık yüzde 2,4 artış göstermesiydi. Halbuki TÜİK aynı ay TÜFE’yi yüzde 1,69 olarak ilan etti.
Özellikle sosyal medyada TÜİK'in hükümetin baskısıyla fiyatları düşük göstermeye çalıştığı fikri yaygın görüş olarak ortaya çıkarken iktisatçılar da aynı fikirdeydi. TÜİK veriler üzerinde oynama yapmamış olsa bile, eğer açıklanan verilere inanılmıyorsa bu inandırıcılık sorunu zaten ekonomi için başlı başına bir sorun niteliği taşıyor.
Bilgi Üniversitesi Ekonomi Bölümü'nden Prof. Dr. Cem Başlevent, Twitter mesajında, "Hem mart hem nisan için fiyatı verilmiş olan 402 maddenin fiyat artışlarının ağırlıklı ortalamasını aldım. Yüzde 2,5'in üzerinde bir sayı çıktı. Açıklanan TÜFE ise yüzde 1,69. Madde tanımındaki değişiklik, kalite artışı gibi teknik açıklamalar olsa gerek; ama fark büyük" değerlendirmesi yaptı.
Prof. Dr. Burak Arzova da, "İTO perakende enflasyonunda nisanda yüzde 3.25 artan gıda enflasyonunun TÜİK'te yüzde 1.40 artması diğer bir deyişle manşet rakamın bile altında kalmış olması çok şaşırtıcı" diye yazdı.
Bilkent Üniversitesi İktisat Bölümü'nden Prof. Dr. Refet Gürkaynak ise, "Bu işle zerre kadar ilgilenen herkes TÜİK'in bugün açıkladığı enflasyon verisini anlamaya çalışıyor. Bu konjonktürde, bu kalem bazında enflasyon rakamları ile o manşet rakamlar mümkün mü? Bu soruyu sordurmanın kendisi büyük hata" değerlendirmesi yaptı.
Bir diğer iktisatçı Prof. Dr. Veysel Ulusoy, "Tüm ekonomistler ve hanehalkı enflasyon rakamlarını makyajlı buldu. TÜİK'in ölçüm metot ve "veri işleme" sürecini tekrar düşünmesi gerekecek gibi..." diyerek aynı konuya dikkat çekti.
Bloomberg'den Açıl Sezen de aynı konuya değinerek, "Merkez Bankası rezerv açıklıyor, insanları inandıramıyor. TÜİK enflasyon açıklıyor, insanlar inanmıyor. Maliye bütçe açıklıyor, insanlar "IMF tanımlı bak diyor" inanmıyor. Kurumlarımıza güveni bir an evvel pekiştiremezsek hayatımız çok daha zor olacak. Bu işi çözmekte fayda var" dedi.
KONUYLA İLGİLİ TÜİK'TEN AÇIKLAMA GELDİ
İstatistiklere olan inancın iktisatçılar tarafından yoğun şekilde dile getirilmesinin ardından Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) Başkanı Yinal Yağan bir açıklama yaptı. Yağan, kurum tarafından üretilen tüm istatistiklerin uluslararası normlarda hazırlandığını belirterek, "Ürettiğimiz istatistikler Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO), Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), Avrupa Birliği İstatistik Ofisi (Eurostat), Uluslararası Para Fonu (IMF) ve Dünya Bankası gibi uluslararası kuruluşlarca kullanılıyor ve diğer ülke verileriyle birlikte yayımlanıyor" dedi.
Bazı kesimlerin "istatistiklerin sağlıklı olmadığı ve verilerde siyasi etki bulunduğu" yönündeki iddialarının gerçeği yansıtmadığını vurgulayan Yağan, "TÜİK, kendisine kanunla verilen görevleri her zaman ciddiyet, titizlik ve özenle yerine getirme gayretiyle faaliyetlerini sürdürmektedir. Kurumumuzun ürettiği tüm istatistikler uluslararası normlarda, mesleki bağımsızlık, şeffaflık, karşılaştırılabilirlik, tarafsızlık ve doğruluk ilkelerine bağlı olarak, Avrupa Birliği (AB) ve dünyada geçerli, uluslararası kurumlar tarafından tavsiye edilen yöntem, tanım ve kavramları kullanarak hesaplanmaktadır" diye konuştu.
"Türkiye İstatistik Kanunu'nun 'Bilimsel ve teknik özerklik' başlıklı maddesine göre, 'Resmi İstatistik Programı'nın uygulanmasında, kurum çalışanlarıyla diğer uygulayıcı birimlere, veri kaynakları, istatistiki yöntem ve süreçlerinin seçimi, dağıtımın içerik, şekil ve zamanı ve istatistik, gizliliğin uygulanması başta olmak üzere, hiçbir konuda talimat verilemez.' Bu hükümle TÜİK, bilimsel, teknik özerkliğe sahip kılınmıştır ve dünyadaki en şeffaf kurumlar arasında yer almaktadır."
Geçtiğimiz aylarda Yeniçağ gazetesi yazarı Ahmet Takan, AKP Hükümeti'nin enflasyon rakamlarını düşük gösterdiğine ilişkin bir yazı kaleme almıştı.
Takan, TÜİK’te görevli bir bürokratın kendisine verdiği bilgiye göre, A101 ve BİM fiyatlarıyla enflasyonun düşük gösterildiğini aktarmış, “Fiyatlar derlenip bittikten sonra merkeze gönderilir, ikinci tur fiyatları derlendikten sonra ne oldu ise 26 Aralık'ta yeterli düşüş olmasa gerek ki son günde bir talimat; fiyatı düşen veya çok tüketilen parfüm vb... maddelerin fiyatları tekrar derlendirildi, bu fiyatlar dikkate alındı. İki ay önce de sabit madde çeşidi olan ve zincirleme endekste yer almayan BİM ve A101 marketleri enflasyon sepetine dahil edildi, birden yüzde 2'ye yaklaşan düşüş... Ve bu şekilde metodolojiye ters bir durumla fiyat takibi yapılarak enflasyon hesaplandı” diye yazmıştı.